Batı’dan birçok şeyi aldık,
Ama tezgah altı çöp öğütücüsünü neden almadık?
Ülkemizin konumu itibarıyla hem Doğu hem de Batı ülkeleriyle etkileşim içerisindeyiz. Bu etkileşim, beraberinde birçok etkilenimi de getiriyor: kültürel, sosyal, ekonomik, ahlaki… Bu etkilenimleri o kadar çeşitlendirebiliriz ki…
Ancak bu etkilenimler arasında tezgah altı çöp öğütücü yok.
Peki neden yok?
Yetersiz altyapı mı desem?
“Kenara ayıralım da hayvanlar yesin” mi desem?
Ya da bu cihaz kullanılırken harcanması gereken ekstra su ve enerji mi desem?
Birçok sebebi var aslında.
Bizim kültürel yapımıza da uymuyor,
Sosyal yapımıza da.
Çünkü biz israfın haram olduğunu bilerek yetiştirildik. Tabii ki yiyemediğimiz yemeği çöpe atmak yerine, “Belki hayvanlar yer” diyerek bir köşeye koyarız.
Aslında elimizdeki kaynakların tamamını değerlendirmeye çalışırız.
İşte kaynak kullanımında maksimum verime ulaşmak budur.
Çünkü bizim toplumumuz bireyselleşmeye (tek başına yaşamaya) alışık değil. Yanımızda eşimiz, dostumuz, halamız, dayımız, kuzenimiz olsun istiyoruz. Kalabalık aileleri seviyoruz. O curcuna içerisinde her lokmanın kıymetli olduğunu öğreniyoruz. Biz yemesek dahi bir başka canlı için faydası olsun istiyoruz.
Tezgah altı çöp öğütücüler, organik atıkları ve yemek artıklarını (tavuk kemiği dahil) parçalamak için tasarlanmıştır. Parçalayıp kanalizasyon sistemine gönderir. Ancak bu sistem, altyapısı yetersizse tıkanmalara, birikmelere ve koku problemlerine yol açabiliyor.
Tabii bu, sorunların ilk aşaması.
Kanalizasyon sistemindeki organik madde miktarını artırdığı için arıtma tesislerinin de çalışma yükünü yükseltiyor.
Daha çok biyolojik arıtım gerekiyor!
Haftaya organik madde döngüsünden bahsedeceğim. İşte bu sistem ona da engel oluyor. :)
Sadece kötü yönlerinden bahsetmek olmaz.
Fayda ve zarar tablosu yapıp bakalım bir de:
Faydaları
1. Çöp miktarını azaltır:
Organik atıkların öğütülmesi, evsel katı atıkların hacmini önemli ölçüde azaltarak çöp depolama alanlarına giden atık miktarını düşürür.
2. Atık yönetimini kolaylaştırır:
Organik atıklar doğrudan kanalizasyona gönderildiği için, çöplerde kötü koku oluşumu azalır ve atık toplama süreçleri daha verimli hale gelir.
3. Enerji üretimine katkı sağlar:
Organik atıkların kanalizasyon sistemine dahil edilmesi, bazı bölgelerde biyogaz ve enerji üretimi için kullanılmalarını sağlar. Bu durum, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırabilir.
4. Kompost kullanımını teşvik edebilir:
Bazı kullanıcılar, tezgah altı çöp öğütücüsünden çıkan öğütülmüş atıkları bahçelerinde kompost için kullanabilir, bu da toprağın verimliliğini artırabilir.
Zararları
1. Kanalizasyon sistemini zorlayabilir:
Çöp öğütücüsü ile gönderilen organik atıklar, altyapısı uygun olmayan kanalizasyon sistemlerinde tıkanmalara veya aşırı yüklenmelere neden olabilir.
2. Enerji tüketir:
Bu cihazlar, elektrikle çalıştığı için karbon ayak izini artırabilir ve enerji tüketimini yükseltebilir.
3. Su tüketimini artırır:
Öğütücüler, atıkların kanalizasyona gönderilmesi sırasında su kullanımı gerektirir, bu da su tüketimini artırabilir.
4. Arıtma tesislerini zorlayabilir:
Arıtma tesislerinde organik atıkların ayrıştırılması ve işlenmesi ekstra maliyet ve enerji gerektirir. Tesis kapasitesinin yetersiz olduğu yerlerde bu durum çevre kirliliğine neden olabilir.
5. Besin döngüsüne zarar verebilir:
Organik atıklar kompostlanarak toprağa geri kazandırılmak yerine kanalizasyona gönderildiğinde, toprak verimliliği açısından değerli bir kaynak kaybolur.
Sonuç
Tezgah altı çöp öğütücüsü kullanımı, doğru altyapı ve bilinçli bir yaklaşımla çevreye fayda sağlayabilir. Ancak su tüketimi, enerji harcaması ve altyapı üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak, yerel koşullar ve alternatif çözüm önerileri değerlendirilmelidir.
Hem kültürel kodlarımız hem de fayda-zarar tablosuna dayanarak bu teknolojinin bize uymadığını söyleyebiliriz.
Biraz da toplumdaki çevre kirliliğine karşı “kör” bakışların, çevre için düşünülmüş çeşitli faydalı ya da faydasız projelerin hayata geçememesindeki etkisi var diye düşünüyorum.