Zehirli mantarların gözle ayırt edilemediğine dikkati çeken Derdiyok, "Rengi, kokusu, yetiştiği alanın çayırlık olup olmaması, kurtlu olup olmaması, salyangozların bir kısmını yemiş olması mantarın zehirli olup olmadığına dair ipucu olarak kullanılamaz. Zehirli mantarın pişirilmesi, kurutulması, dondurucuda saklanması ya da sirkeli suda bekletilmesi, zehrinin etkisini yok etmez. Mantarın yanında yoğurt yenmesi de yaygın inanışın aksine zehirlenmeyi engellemez. Dolayısıyla mantar zehirlenmesinden korunmak için tek etkili yol, doğal ortamlarda yetişen mantarları tüketmemektir." ifadelerini kullandı.
Mantar zehirlenmesinin ciddi sonuçlar ortaya çıkarabileceğini vurgulayan Derdiyok, şunları kaydetti:
"Böbrek ya da karaciğer nakli gerektirecek, kişiyi komaya sokacak ve ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi sonuçlar da oluşabileceği bilinmelidir. Sağlıklı şartlarda üretilip paketlenen kültür mantarları ise zehir bulundurmaz. Dolayısıyla tüketilmesi güvenlidir. Kendinizin ve sevdiklerinizin sağlığını korumak için mantar toplamayı aktivite olarak görmemeniz, zehirli olma ihtimali bulunan doğal ortamlardan toplandığını bildiğiniz mantarları tüketmemeniz, riskli durumlarda hızlıca sağlık kuruluşlarına başvurmaktan çekinmemeniz önem arz etmektedir."
İnebolu Devlet Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Aytaç Nergiz ise mevsimsel şartlar itibarıyla mantar tüketiminin arttığına işaret etti.
"2 İLA 6 SAAT SONRA ORTAYA ÇIKAR"
Doğal ortamda yetişen mantarların tüketilmesi nedeniyle ölümle sonuçlanabilen zehirlenmelerin yaşanabildiğinin altını çizen Nergiz, şunları kaydetti:
"Zehirlenme belirtileri mantarların yenmesinden 2 ila 6 saat sonra ortaya çıkar. Bunlar genelde bulantı, kusma, baş dönmesi, tansiyon düşmesi, ağızda metalik tat, çarpıntı, yüzde ve boyunda kızarıklık ve ilerleyen saatlerde karaciğer fonksiyonlarında bozulma oluşturmakta ve bu durum ölümle sonuçlanabilmektedir. Bu belirtilerin görülmesi halinde mantarı tüketen vatandaşların hızlıca bulundukları bölgedeki sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerekmektedir."
