M.Selim Özyanık

İnsan ve Çevre: Sorumluluğun Farkında mıyız?

Yayınlama: 7 Ekim 2024 Pazartesi 09:54 Okunma: 22

İnsan ve Çevre: Sorumluluğun Farkında mıyız?. Günümüzde çevre, herkesin dilinde ama ne yazık ki pek azımızın gündeminde. Oysa insan ve çevre arasındaki ilişki, sadece bir doğa meselesi değil, aynı zamanda geleceğimizin teminatıdır. Bir çevre mühendisi olarak şunu çok iyi biliyorum ki, çevreye verdiğimiz zararlar, uzun vadede bize dönen birer fatura haline geliyor. Ancak bu faturanın maliyeti, yalnızca ekonomik değil; sağlığımız, yaşam kalitemiz ve hatta gelecek nesillerin yaşam hakkı da risk altında.
Örneğin, hava kirliliği her geçen gün artıyor. Sanayi atıkları, araç emisyonları ve bilinçsiz enerji tüketimi, soluduğumuz havayı zehirliyor. Dünyanın dört bir yanındaki büyük şehirlerde milyonlarca insan, her gün kirli hava soluyarak yaşamak zorunda kalıyor. Uzmanlar, bu kirliliğin uzun vadede solunum yolu hastalıklarından kansere kadar pek çok ciddi sağlık sorununa neden olabileceğini söylüyor.
Su kaynaklarına baktığımızda durum daha da endişe verici. Bir zamanlar sınırsız gibi görünen su, artık tükenmekte olan en önemli kaynaklarımızdan biri. Dünyada milyarlarca insan temiz suya erişimde sıkıntı yaşıyor ve su kaynaklarının kirlenmesi bu durumu daha da kötüleştiriyor. Türkiye de su stresi yaşayan ülkelerden biri haline gelmiş durumda. Bir taraftan bilinçsiz su tüketimi, diğer yandan endüstriyel atıklar ve tarımsal kirlilik, tatlı su kaynaklarımızı tehdit ediyor.
Biz çevre mühendisleri bu sorunlarla mücadele etmek için projeler üretiyoruz. Ancak yalnızca mühendislerin ya da devletlerin çabaları yeterli değil. Her bir bireyin, çevreye karşı sorumluluklarını bilmesi ve buna göre hareket etmesi gerekiyor. Evinizde yaptığınız ufak değişiklikler bile büyük bir fark yaratabilir. Daha az enerji tüketmek, suyu tasarruflu kullanmak, geri dönüşüme katkıda bulunmak gibi adımlar, doğanın korunması için atılacak basit ama etkili adımlar.
Sonuç olarak, çevreyi koruma görevi sadece belirli bir meslek grubunun değil, hepimizin ortak sorumluluğu. Bugün attığımız adımlar, yarının dünyasını şekillendirecek. Bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmek, hem kendi geleceğimizi hem de bizden sonrakilerin yaşamını garanti altına almak demektir.
Unutmayalım ki doğa, bize değil biz doğaya muhtacız.

Günümüzde çevre, herkesin dilinde ama ne yazık ki pek azımızın gündeminde. Oysa insan ve çevre arasındaki ilişki, sadece bir doğa meselesi değil, aynı zamanda geleceğimizin teminatıdır. Bir çevre mühendisi olarak şunu çok iyi biliyorum ki, çevreye verdiğimiz zararlar, uzun vadede bize dönen birer fatura haline geliyor. Ancak bu faturanın maliyeti, yalnızca ekonomik değil; sağlığımız, yaşam kalitemiz ve hatta gelecek nesillerin yaşam hakkı da risk altında.

Örneğin, hava kirliliği her geçen gün artıyor. Sanayi atıkları, araç emisyonları ve bilinçsiz enerji tüketimi, soluduğumuz havayı zehirliyor. Dünyanın dört bir yanındaki büyük şehirlerde milyonlarca insan, her gün kirli hava soluyarak yaşamak zorunda kalıyor. Uzmanlar, bu kirliliğin uzun vadede solunum yolu hastalıklarından kansere kadar pek çok ciddi sağlık sorununa neden olabileceğini söylüyor.

Su kaynaklarına baktığımızda durum daha da endişe verici. Bir zamanlar sınırsız gibi görünen su, artık tükenmekte olan en önemli kaynaklarımızdan biri. Dünyada milyarlarca insan temiz suya erişimde sıkıntı yaşıyor ve su kaynaklarının kirlenmesi bu durumu daha da kötüleştiriyor. Türkiye de su stresi yaşayan ülkelerden biri haline gelmiş durumda. Bir taraftan bilinçsiz su tüketimi, diğer yandan endüstriyel atıklar ve tarımsal kirlilik, tatlı su kaynaklarımızı tehdit ediyor.

Biz çevre mühendisleri bu sorunlarla mücadele etmek için projeler üretiyoruz. Ancak yalnızca mühendislerin ya da devletlerin çabaları yeterli değil. Her bir bireyin, çevreye karşı sorumluluklarını bilmesi ve buna göre hareket etmesi gerekiyor. Evinizde yaptığınız ufak değişiklikler bile büyük bir fark yaratabilir. Daha az enerji tüketmek, suyu tasarruflu kullanmak, geri dönüşüme katkıda bulunmak gibi adımlar, doğanın korunması için atılacak basit ama etkili adımlar.

Sonuç olarak, çevreyi koruma görevi sadece belirli bir meslek grubunun değil, hepimizin ortak sorumluluğu. Bugün attığımız adımlar, yarının dünyasını şekillendirecek. Bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmek, hem kendi geleceğimizi hem de bizden sonrakilerin yaşamını garanti altına almak demektir.

Unutmayalım ki doğa, bize değil biz doğaya muhtacız.