DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3
1 - İSTANBUL- SİYASİLER VE ÜNLÜLER ADINA KENDİ NİŞANINA 312 BİN LİRALIK ÇELENK GÖNDERDİ; PARASINI DA ÖDEMEDİ
Kübra SONKAYA- Harun ŞAHBAZOĞLU / İSTANBUL, (DHA)- KÜÇÜKÇEKMECE'de bir çiçekçi, kendisini Aziz Yıldırım'ın yeğeni ve iş ortağı olarak tanıtan T.Y.'nin nişan töreni için 86 adet çelenk siparişi aldı. Ünlü iş adamları ve siyasiler adına kendi nişanına 312 bin lira değerinde sipariş veren sözde iş adamı, çiçekçiye yaklaşık iki ay ödeme yapmayıp tehdit etti. Çiçekçi bunun üzerine sözde iş adamından şikayetçi oldu.
Küçükçekmece'de Mehmet Ali Yıldız'ın işlettiği çiçekçi, 11 Aralık'ta, kendisini Aziz Yıldırım'ın yeğeni ve iş ortağı olarak tanıtan T.Y.'nin nişan töreni için 86 adet çelenk siparişi aldı. T.Y., ünlü iş adamları ve siyasiler adına kendi nişanına gönderilecek 312 bin lira değerinde sipariş verdi. Sözde iş adamının siparişleri 21 Aralık'ta nişan törenine teslim edildi. Ancak 2 ay boyunca çiçeklerin parası ödenmedi. Çiçekçi Yıldız, iş adamı T.Y.'den şikayetçi oldu.
'TOPLAM 86 ADET ÇELENK MALİYETİ 312 BİN LİRA'
İşletmeci Mehmet Ali Yıldız, "Müşterimiz bizi aradı, çelenk siparişi vermek istediğini söyledi. Otelde nişan organizasyonu olduğunu söyledi. Kabul ettik, başta 20 kişilik bir liste geldi. Ödeme istedik önden, bugün yarın ödeme yollayacağını söyledi, erteledi. Nişan tarihi geldi ürünlerimizi tedarik etmiştik, siparişleri çıkardık. 86 tane çelenk gitti, ayriyeten isteme buketi, 101 gül buketi, 50 adet gül, gelen davetliler için toplam 86 tane de çelenk gitti. Fatura kesildi daha sonra ödeme yapılacağını söyledi. Yine ertelendi. Avukat süreci başladı. Daha sonra bu süreç başlayınca tehditler de başladı, hakaretler, tehditler. O şekilde ilerledi. Toplam 86 adet çelenk maliyeti 312 bin lira gibi bir rakam var. Kendi nişanı için istedi, ünlü bir iş adamı olduğunu söyledi. İş ortaklarının ünlü iş adamları olduğunu söyleyerek bunu kullandı. Zaten giden çelenklerin hepsi de ünlü işadamlarının isimleri var, siyasi partiler var" dedi.
'NATO GENEL SEKRETERİ İLE ŞU ANDA TOPLANTIDAYIZ GİBİ CÜMLELER KULLANDI'
Yıldız, tüm zararın kendisine kaldığını ve tedarikçilerine karşı zor durumda olduğunu belirterek, "Biz çelenkleri gönderdik orada kendisini de gördük. Nişan organizasyonu vardı. Ankara'dan güvenlik korumaları falan da gelmişti, onlara da daha sonra ulaştık, onların da ücretleri verilmemiş. Avukat şikayet dilekçelerini yolladı, itiraz ettiler kesilen faturalara. Sonra bizi arayıp tehdit etmeye başladılar. Evden aldırmalar, 'biz devletiz' demeler. 21 Aralık'ta nişan organizasyonu vardı. Kendisi de bize 11 Aralık'ta ulaştı. Parça parça liste geldi. 1-2 hafta hem psikolojik olarak hem ürün konusunda tedarik ettiğimiz yerlere karşı sıkıntılar yaşadık. Çalıştık elimizden geldiğince, karşı tarafları mahcup etmemeye çalıştık. Ödeyebildiğimiz kadar ödedik. Bütün zarar şu an bizde. Hala ödeme bekliyoruz. Kendisiyle herhangi bir işlem yapmadı. İcra takibi başlatacağını söyledi. Avukatımız ihbarname gönderdi faturaya itiraz edilmiş. Alabiliyorsanız gelin alın şirketten, biz itiraz ettik demişler. Öyle bir haber geldi bize. Zararımızın karşılanmasını bekliyoruz. Toplantıda olduğunu söylüyordu, araçta olduğunu, meşgul olduğunu, daha sonra arayacağını söylüyordu. Hep böyle ertelemeler vardı. NATO Genel Sekreteri ile şu anda toplantıdayız gibi cümleler kullandı. Hep ünlü iş adamlarını kullandı. Aziz Yıldırım ile birlikteyim gibi. Büyük ihtimalle milleti bu şekilde dolandırıyor. Kendini karşı tarafa büyük biri olarak göstermek istiyor. Ünlü biri olarak göstermek istiyor, ama maalesef dolandırıcı" ifadelerini kullandı.
'NİŞANLISINA ULAŞTIM'
Serpil Yıldız ise T.Y.'nin nişanlısının kendisini mesajlaşma uygulamasından engellediğini söyleyerek, "Kendisini bize Aziz Yıldırım'ın yeğeni, aynı zamanda iş ortağı olarak tanıttı. Bunların hepsinin ses kayıtları ve WhatsApp konuşmaları bizde mevcut. Bunların hepsini mahkemeye sunacağız. Nişanlısına ulaştım önce şaşırdı ama ben onun işin içinde olduğunu düşünüyorum açıkçası. Engellendim, çok yardımcı olmadı. Hem mağdur edildim hem de benden şikayetçi olup beni tutuklattıracağını söyledi" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Hazırlanan çelenkler
-Çiçekçiden genel ve detaylar
-Mehmet Ali Yıldız ile röportaj
-Serpil Yıldız ile röportaj
==================
2 - İSTANBUL - VALİ GÜL: BAKANLIKTAN İŞLETME BELGESİ OLMAYAN OTELLERİN TAMAMINI KAPATACAĞIZ
Canan İLARSLAN- Fırat ALKIZ İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, "Otellerle ilgili bir süreç başladı. Kaymakamlarımız koordine edecek, otellerde ruhsatı olmayan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi olmayan otellerimizin tamamı yarın kapatılmazsa, en geç cumartesi ya da pazar günü tamamını kapatacağız" dedi.
İstanbul İl Koordinasyon Kurulu 2024 Yılı 4'üncü Dönem Toplantısı, Fatih Belediyesi Neslişah Sultan Kültür Merkezi Toplantı Salonu'nda yapıldı. İstanbul Valisi Davut Gül başkanlığındaki toplantıya kaymakamlar, belediye başkanları, İBB'ye bağlı iştirakler, kamu ve kuruluşlarının yetkilileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meslek kuruluşları ve üniversitelerin temsilcileri katıldı. Programda konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, "Ferdi binaların tekraren gözden geçirilmesi lazım. Binalarımızın, vatandaşın hizmet aldığı binalarının yüzde 100'ünün depreme dayanıklı olması gerekiyor. Bunu daha önce yazılı olarak da sözlü olarak da söylendi ama her seferinde varsa envanterlerinizde yeni giren binalar ya da yeni çalışma alanları, bunları lütfen kontrol edin. Son olarak Bolu'da hepimizin vicdanını sızlatan bir yangınla karşılaştık. Yangınlarda bize düşen üç tane görev var. Birincisi kendi kurumlarımızın yangınla ilgili tedbirlerinin gözden geçirilmesi, ikincisi özellikle denetleme durumunda olduğumuz alanların denetlenmesi. Bu ne demek oteller, otellerle ilgili bir süreç başladı. Kaymakamlarımız koordine edecek, otellerde ruhsatı olmayan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi olmayan otellerimizin tamamı yarın kapatılmazsa, en geç cumartesi ya da pazar günü tamamını kapatacağız. Pazartesi günü itibari ile ruhsatsız ya da ruhsatlı olup Turizm Bakanlığı'ndan 'Basit Konaklama Belgesi' olmayan konaklama yerlerini tamamını kapatmış olacağız. Listeler belli, dolayısıyla da yarına kadar bitirelim. Ölçekten dolayı yetiştiremezsek, cumartesi ve pazar günleri bunların tamamını kapatmış olalım. Üçüncüsü de, bunun dışındaki yine görev alanımıza giren yerlerde belirli bir takvim içerisinde hem büyükşehir itfaiye, hem ilçe belediyelerimiz, hem emniyet boyutunda kaymakamlarımız da bunu koordine ederek vatandaşlarımızın bu anlamda güvenliğini yüzde 100 sağlamış olalım" dedi.
'KAÇAK ALKOL SATAN HER KİMSE RUHSATI İPTAL EDİLECEK'
Kaçak alkol satanlarla ilgili de konuşan İstanbul Valisi Gül, "Ocak ayı içerisinde kaçak alkolle ilgili bir sıkıntı yaşandı. Eskiden kaçak alkol olaylarında, alkol şişesinin aynısı taklit edilmesi, dolayısıyla vatandaşımızın da bilmeden şişeyi alıp kullanması ve bunun neticesinde de ortaya bir mağduriyet çıkması şeklindeydi. Şimdi son olan olaylara baktığımızda, bir taklit yok. Kendisinin herhangi bir plastik bidonla ya da pet şişeyle yaptığı, dağıttı, sattığı bir mekanizma var. Dolayısıyla da mahallemizdeki bakkal, kırtasiye herhangi bir ev yapıyorsa, satıyorsa, dağıtıyorsa bunları bizim sadece kaçak alkol sattığı için yapılan işlemler olarak değil, ilçe belediyelerimizle birlikte bunların asli işi neyse o ruhsatı iptal etmemiz lazım. Özetle mahalledeki herhangi bir işletme, adı ne olursa olsun, kendi görev alanına girmemekle birlikte kaçak olarak alkol satıyorsa, pet şişede alkol satıyorsa, ham maddesini bulunduruyorsa ve bunu da emniyet, zabıta tespit ettiyse, sonsuza kadar o işletmenin kapatılması lazım. Burada şartları olabildiğince zorlayacağız. Vatandaşımızın tırnağının bile zarar görmemesini bizim sağlamamız lazım. Vatandaşlarımızı da zaman zaman uyaralım. Belki 100 kere alır hiçbir sıkıntı yaşamaz. 101'inci kez aldığında ham madde bozuk gelebilir. Ayarını tutturamamış olabilirler. Sonuç itibari ile ölümlere sebebiyet veriyor. Bizim bunu gündemimizden kaldırmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
------
- Toplantıdan görüntüler
- Vali Gül'ün konuşması
- Detay
===========
3 - İSTANBUL- KÜÇÜKÇEKMECE'DE YENİ SİLAHINI GÖSTERİRKEN ARKADAŞINI ÖLDÜRDÜ
Canan İLARSLAN- Fırat ALKIZ- Vehbi Demir / (DHA)- KÜÇÜKCEKMECE'de bir çiğ köfte dükkanında arkadaşı Emirhan D. tarafından silahla vurulan Can Baran Sertaç, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin ifadelerinde, Emirhan D.'nin yeni aldığı silahı arkadaşı Baran'a gösterirken silahın yanlışlıkla ateş alması sonucu olayın gerçekleştiğini söyledikleri öğrenildi.
Olay dün saat 22.00 sıralarında Küçükçekmece'deki bir çiğköfte dükkanında meydana geldi. Sokakta yürüyen Can Sertaç Baran, kendisine çiğköfte yemeyi teklif eden Emirhan D. ile birlikte dükkana yöneldi. İkili, yanlarındaki S.İ. ve F.A. isimli arkadaşlarıyla birlikte dükkanda oturdukları sırada Emirhan D. belindeki silahı çıkararak Can Sertaç Baran'ı göğsünden vurdu. Baran kanlar içerisinde yerde kalırken, Emirhan D. olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine adrese polis ve acil sağlık ekipleri geldi. Ambulansla özel bir hastaneye kaldırılan Can Sertaç Baran, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Baran'ın cenazesi Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı.
SİLAHI SAKLAYIP, OLAY YERİNE GERİ DÖNDÜ
Olay yerine gelen polis ekipleri, sağlık ekiplerinin yaralıya müdahalesi sırasında olay yerine geri dönen Emirhan D. ile S.İ. ve F.A.'yı ambulansın yanında beklerken gözaltına aldı. Şüphelilerin ifadelerinde, Emirhan D.'nin yeni aldığı silahı arkadaşı Can Sertaç Baran'a gösterdiği sırada silahın yanlışlıkla ateş aldığını ve Baran'ın vurulduğunu söyledikleri öğrenildi. Ekiplerin çalışmalarında, Emirhan D.'nin Cennet Mahallesi'ndeki ikamet adresi ve çevresinde arama yapıldı. Aramada evin arka kısmındaki boş arsada 1 adet tabanca bulundu.
TOPRAĞA VERİLDİ
Hayatını kaybeden Can Sertaç Baran'ın cenazesi, bugün Küçükçekmece'deki Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Silivri'deki Gümüşyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
--------
(Güvenlik kamerası)
- Olay öncesinde şüpheli ve maktulün sarılması
- Dükkana giriş ve çıkışları
(Aktüel)
- Şüphelinin emniyetten çıkarılması
- Olayın yaşandığı dükkan
- Cenazenin Adli Tıp Kurumu'ndan alınması
- Cenaze namazı
- Detay
=============
4 - İSTANBUL- PROF. DR. HÜSEYİN TOROS: HAVA KİRLİLİĞİ GİZLİ KATİLDİR
Canan İLARSLAN- Ataberk KURT / İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da son günlerde artan hava kirliliğini değerlendiren İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Hava kirliliği genellikle gözle görülmediği için ve dünyada her yıl hava kirliliğinden 7 milyondan fazla insanın ölümüne yol açması nedeniyle hava kirliliği diğer ismi ile gizli katildir. Hava kirliliği, görmediğimiz bir madde olup soluduğumuzdan vücudun üzerindeki etkisi zamanla kendini hissettirdiği için gizli bir katil olarak anılmaktadır" dedi.
İstanbul ve çevresinde etkili olan yüksek basınç sisteminin etkisiyle hava kirliliği tehlikeli boyutlara ulaştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın İstanbul'un birçok noktasında bulunan Hava Kalitesi İzleme İstasyonlarında zaman zaman kırmızı renkle işaretlenen Sağlıksız Hava uyarıları görülürken, uzmanlar işi olmayanların evlerinden çıkmamaları konusunda uyarılarda bulundu. Bu hava sistemi süresince yürüyüş ve spor yapmanın önerilmediğini söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "İstanbul'daki hava kirliliği trafiğin yoğun olduğu ve insan faaliyetleri olduğu sürece hep var. İstanbul'daki veya başka şehirlerimizdeki hava kirliliği değerleri şehir içindeki trafik yoğunluğu, sanayi tesislerinizdeki kirletici miktarına ve meteorolojik şartlara bağlı olarak da değişkenlik arz etmektedir. Örneğin; yağmurlu günden sonra temiz bir hava ile karşı karşıya kalırken rüzgârsız bir hava, yağış olmayan bir günde ise kirli bir havayla karşı karşıya kalmaktayız. Onun için hava kirliliği değişken olduğundan sürekli hava kalitesi değerlerini izlemek gerekiyor. İstanbul'daki kirletici miktarı asit yağışlarına veya asit yağışı olacak seviyede değildir. Bu asit yağışları oluşabilmesi için bol miktarda kirleticinin ve yukarı seviyeye kadar ulaşması gerekiyor. Zaten yer seviyesine yakın bugün araçlardan çıkan kirleticiler gibi yağmur esnasında yer seviyesi yakın olduğu için daha asidik duruma dönmeden doğrudan topraktan yere aktardığı için herhangi bir tehlike arz etmemektedir. İnsan faaliyetleri olduğu sürece ve biz varlıkların yönetimini tam yapmadığımız, tasarruf etmediğimiz sürece kaynakları verimli kullandığımız sürece, fosil yakıtları kullandığımız sürece İstanbul'da ve benzeri şehirlerde hava kirliliği olacaktır" dedi.
'ÜÇ TEMEL KİRLETİCİ KAYNAĞIMIZ VAR'
Hava kirliliğini etkileyen kaynaklardan bahseden Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Gelen sistemlerle, rüzgârlarla veya yağış sistemleriyle kirletici değerleri azalmakta, ama tekrar başka bir rüzgarsız ortam oluştuğu zaman tekrar kilit değerlerinde yükselme meydana gelmektedir. Bu kirletici değerler kirleticinin ortaya çıktığı noktalar olan yollarda daha yoğundur. Yollardan uzaklaştıkça daha azalmaktadır veya rüzgar hangi yönden geliyorsa, çıkan kireç rüzgarla beraber rüzgar altı tarafına doğru taşımaktadır. Oradan kirlilik değerlerini yükseltmektedir. Üç temel kirletici kaynağımız var. Birincisi günümüzde en önemlisi araçlardır. Araçlar trafiğin olduğu noktalarda yoğun. İkincisi ısınmadır. Doğal gaza geçişle beraber önemli oranda ısınma kaynaklı kirletici miktarı azalmış olmakla birlikte İstanbul'da belli noktalarda kömür veya soba kullanan evler var. Üçüncüsü de sanayi tesisleridir. Sanayi tesisleri İstanbul içinde azalmakla birlikte küçük tesisler hala var. Oralarda eğer bir fosil yakıt kullanımı varsa veya değişik kimyasal madde kullanımı varsa veya oralardan da kirletici maddeler çıkabiliyor. Bu çerçevede baktığımız zaman E5 ve TEM ana güzergahlarının olduğu belli güzergahlarda, Vatan Caddesi'nde, Mecidiyeköy ile Taksim arasında, boğaz köprülerinde, Kadıköy ile Göztepe arasında, Harem'de her zaman trafik vardır. Buralarda bol miktarda kirletici madde içeren gaz havaya salınıyor" ifadelerini kullandı.
'İSTANBUL'DA HAVANIN TEMİZ OLDUĞU ZAMAN TRAFİĞİN BAŞLAMADAN ÖNCEKİ NOKTASI'
Spor yapanlar için en temiz havanın sabah trafiği başlamadan önce olduğunu söyleyen Prof. Dr. Toros, "Gün içinde, sabah trafiğin yoğun olmaya başlamasıyla beraber, saat 07.00'dan itibaren trafik yoğunluğu saat 09.00- 10.00 arasına kadar devam eder. İstanbul'da genel olarak havanın en temiz olduğu nokta sabah trafiğin başlamadan önceki noktasıdır. Örneğin, yürüyüş ya da farklı spor yapanlar sabah trafik başlamadan önceki saatlerde yürüyüşlerini yapmalarında fayda vardır. Trafiğin saat 07.00' da başladığını düşünürsek bu saatten önceki herhangi bir saatte sportif faaliyetler yapılmalıdır. O saatte yapamıyorlarsa öğlen saat 12.00 ile 16.00 arasında yapmalarında fayda var. Öncelikle havanın daha temiz olduğu günlerde planlama yapabilirler. Ayrıca vücudumuza yabancı bir madde girişi varsa, buna hava kirliliği maddeleri de dahildir, parçacık maddelerini, azotu, kükürtü, ozonu yeterli miktarda su içerek vücuttan daha kolay atabiliriz. Bunun için sıvı su tüketimimize dikkat etmekte fayda var" şeklinde konuştu.
'SİS VE PUS İLE HAVA KİRLİLİĞİNİ KARIŞTIRMAMAK GEREKİYOR'
Hava kirliliğinin gözle görülmediğini söyleyen Prof. Dr. Toros, "Hava kirliliğini çoğu zaman gözle göremeyiz. Birçok zaman İstanbul'da veya farklı yerlerde gördüğümüz o görüş mesafesi aslında pus veya sistir. Görüş mesafesi 1 kilometrenin altına düştüğü zaman sis, 1 kilometrenin üzerindeyse ama karşımızdaki cismi net göremiyorsak pus deriz. Bununla, hava kirliliğini karıştırmamak gerekiyor. Hava kirliliği değerleri için elimizde küçük ölçüm cihazları veya Çevre Bakanlığı'nın ölçmüş olduğu değerlere bakarak karar vermekte fayda var. Çünkü birçok kirleticinin rengi ve kokusu yoktur. Hava kirliliği genellikle gözle görülmediği için ve dünyada her yıl 7 milyondan fazla insanın ölümüne yol açması nedeniyle diğer ismi de gizli katildir. Hava kirliliği, görmediğimiz bir madde olup, soluduğumuzda vücudun üzerindeki etkisi kendini zamanla hissettirdiği için gizli bir katil olarak anılmaktadır. Hava kirliliği küresel ısınmaya, küresel iklim değişikliğine etki ettiği için bugün tüm insanlığın önündeki en önemli sorunlardan biri olarak gözükmektedir" ifadelerini kullandı.
'YAĞIŞTAN SONRA DAHA TEMİZ BİR HAVA İLE KARŞILAŞMAKTAYIZ'
Yağışların ardından havanın daha temiz olduğunu belirten Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Yağmur ve kar atmosferi temizlediği için yağış sonrasında daha temiz bir havayla karşılaşmaktayız. Yağış sonrasında yine ölçüm değerlerine bakarak genellikle daha temiz olduğu için daha rahat yürüyüşlerimize çıkabiliriz. Çünkü yerlerdeki toz ve benzer maddeler yere yapıştığı için en temiz hali diyebiliriz. Önümüzdeki günlerde yağışlı bir sistem geldiği taktirde yağış atmosferi temizleyeceği için daha temiz bir havayla karşı karşıya kalacağız. Ama İstanbul 'da birkaç gündür yağmur yağmadığı için, yer kuru olduğu için hem atmosferdeki hava temizlenirken hem de daha fazla toz havaya karışacak anlamı da çıkıyor" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------
İstanbul'dan hava kirliliğ ile ilgili genel ve detay görüntüler
Prof.Dr Meteoroloji Mühendisliği Uzmanı Hüseyin Toros Röportaj
Aysel Kemahlı Röportaj
=================
5 - İSTANBUL - THODEX KURUCUSU FARUK FATİH ÖZER'İN CEZASI ÜST MAHKEMEDE BOZULDU, YENİDEN YARGILAMA YAPILACAK
Leyla YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)- KRİPTO para borsalarında binlerce kişiyi dolandıran ve Arnavutluk'ta yakalandıktan sonra Türkiye'ye iade edilen Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer, mahkemede 11 bin 196 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Dosyayı inceleyen istinaf mahkemesi, kararını açıkladı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi tarafından verilen kararda, dosyada ceza alan Faruk Fatih Özer, Güven Özer ve Serap Özer'in 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' suçundan tahliyesine, 'Nitelikli dolandırıcılık' ve 'Mal varlığı değerlerini aklama' suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.
Thodex isimli kripto para borsası üzerinden binlerce kişiyi dolandıran ve Arnavutluk'ta yakalandıktan sonra Türkiye'ye iade edilen şirketin kurucusu Faruk Fatih Özer, İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Toplam 21 sanıklı davanın 8 Eylül 2023'te görülen karar duruşmasında tutuklu sanıklar Faruk Fatih Özer, Güven Özer ve Serap Özer'e, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve örgüte üye olma', 'Nitelikli dolandırıcılık' ve 'Mal varlığı değerlerini aklama' suçlarından her şikayetçi için ayrı ayrı verilen cezaların toplamında 11 bin 196 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Diğer sanıklara ise çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezaları verildi. Duruşmada 16 sanık hakkında ise delil yetersizliği gerekçesiyle beraat kararı verdi.
Tarafların avukatları istinaf mahkemesine giderek karara itiraz etti. İtiraz taleplerine bakan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi, bugün incelemesini tamamladı. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Dairesi tarafından verilen kararı bozarak, sanıklar Faruk Fatih Özer, Güven Özer ve Serap Özer'in 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' suçundan tahliyesine, 'Nitelikli dolandırıcılık' ve 'Mal varlığı değerlerini aklama' suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Dosya, yeniden hüküm kurulması amacıyla yerel mahkemeye geri gönderildi. (DHA)
=============
6 - İSTANBUL- AVCILAR'DA DOĞAL GAZ SIZINTISI İDDİASI PANİĞE YOL AÇTI
İhsan DÖRTKARDEŞ / İSTANBUL, (DHA)- AVCILAR'da bir bina önündeki kaldırımda oluşan su sızıntısının ardından çevreye duman ve koku yayıldı. Kokunun doğal gazdan kaynaklanmasından tedirgin olan apartman sakinleri binadan çıktı. Olay yerine gelen ekipler, kısa devre yapan elektrik veya telefon hatlarındaki yanmadan kaynaklandığını belirledi.
Merkez Mahallesi Rıfat Sokak'ta dört katlı binanın önünde başlayan su sızıntısı ile birlikte parke taşlarından çevreye duman ve koku yayıldı. Bina girişinde doğal gaz kutusu olduğu göz önüne alınarak doğal gaz sızıntısından şüphelenenler, 112 Acil Çağrı Merkezi'ni arayarak bilgi verdi. Kısa sürede gelen polis ve itfaiye bölgeyi araç ve yaya geçişine kapattı. İhbar üzerine İGDAŞ ve BEDAŞ ekipleri de bölgeye sevk edildi. Yapılan kontrollerde kokunun doğal gazdan kaynaklanmadığı belirlendi.
BİNADAKİLER KORKU İLE KAÇTI
Apartmanda oturanlar kısa süre içerisinde bazı eşyalarını yanlarına alarak binayı terk etti ve sokakta gelişmeleri izledi. Kontrollerde kokunun su sızıntısı nedeniyle kısa devre yapan elektrik veya telefon hatlarındaki yanmadan kaynaklandığı ifade edildi.
Görüntü Dökümü:
------------------
-İtfaiyeciler ve araçları ihbar yerinde
-Ölçümler yapılırken
-İtfaiye amiri konuşurken
-Kaldırım taşları arasından su çıkarken
-Görevliler inceleme yaparken
-Genel ve detay görüntüler