18 Ocak 2025 Cumartesi
DOLAR 35.56 ₺
EURO 36.56 ₺
STERLIN 43.29 ₺
G.ALTIN 3,091.70 ₺
BTC 100,785.39 $
ETH 3,366.86 $
BÄ°ST 9,977.94
ads
ads

DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 15

GündemYerel 2
Yayınlama: 17 Ocak 2025 Cuma 22:26 Kaynak: Demirören Haber Ajansı

DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 15
ads

1)CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN,SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE İŞ DÜNYASI İLE BULUŞMA PROGRAMINA KATILDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kayseri 8'inci Olağan Kongresi'nin ardından, 'Kayseri Sivil Toplum Kuruluşları ve İş Dünyası ile Buluşma' programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'nin son 22 yılda ekonomide elde ettiği başarılara vurgu yaptı. Kayseri'nin Türk ekonomisinin lokomotif şehirlerinden biri olduğunu söyleyen Erdoğan, "Ekonomimizin lokomotif şehirlerinden biri olan Kayseri'nin şanına yakışır bir şekilde her gün büyüdüğünü, geliştiğini ve cazibesini arttırdığını görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Üretimin, ticaretin, sanayinin ve tarımın merkez şehri Kayseri kendisiyle yarışmaya, kendi rekorlarını kırmaya maşallah devam ediyor. 2002'de Kayseri'den dünyaya yapılan ihracat 352 milyon dolar. 2024 yılında bu rakam 3 milyar 639 milyon dolara yükseldi. Son 22 yılda Kayseri'nin ihracatında 10 kat artış yaşandı. Bir önceki yıla kıyasla şehrimizin ihracatı yüzde 1,6 oranında arttı. Aralarında Irak'ın, Almanya'nın, Amerika Birleşik Devletleri'nin de olduğu dünyanın 215 ülkesinde bugün Kayseri'nin ürünleri rafları süslüyor. Sadece mobilya ürünleri değil elektrikli makine, demir veya çelikten eşya gibi hemen her alanda Kayseri ciddi manada ihracat yapıyorö diye konuştu.

'DIŞ DENGEMİZ İYİLEŞİYOR'

Ekonomide uygulanan programın olumlu etkilerini gördüklerini belirten Erdoğan, "Bölgemizdeki çalkantılara ve küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen yakalanan bu ivme, hiç şüphesiz tabloyu daha da anlamlı kılmaktadır. Ekonomide uyguladığımız programın olumlu etkilerini görmeye başladık. İhracat, istihdam ve üretim tarafında herhangi bir sorun görünmüyor. Dış dengemiz iyileşiyor. Dış finansman ihtiyacımız azalıyor. Depremin yaralarını sarıyoruz. Hem kamu borcumuz hem de dış borcumuz milli gelire oranla geriliyor. Turizmde bu sene rekorlar yılı olacak. Enflasyonla mücadelede de belli bir aşamaya geldik. İnşallah 2025 yılında çok daha güzel neticeler alacağızö dedi.

'ZAFERİN ANAHTARI SABIRDIR'

Türkiye'nin elde ettiği kazanımları bileğinin gücüyle başardığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu topraklardaki bin yıllık tarihimizde bir hakikati çok iyi biliyoruz. Millet olarak elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize lütfedilmedi. Birileri tarafından bize altın tepside sunulmadı. Bundan sonra da altın tepside sunulmayacak. Başardığımız her şeyi önce Allah'ın yardımı, sonra da bileğimizin gücüyle başardık. Gelecekte de bu hakikat değişmeyecek. Çalışacağız, didineceğiz, ter dökeceğiz ve Rabbimizin izniyle de zafere ulaşacağız. Çünkü zaferin anahtarı sabırdır, sebattır, mücadeledir. Biz de biraz sabır, biraz daha dirayetle hedeflerimize vasıl olacağız. Yola çıktığımız günden itibaren bizimle beraber olan Kayseri'nin Türkiye Yüzyılı'nın inşa sürecinde de bize destek olacağına yürekten inanıyorum. Rabbim dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin. Bu güzel ve anlamlı buluşma için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorumö ifadelerini kullandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Cumhurbaşkanı Erdoğanın konuşması

HABER:Samed Aydın SUN- Furkan KAVUKLU/ KAYSERİ, (DHA)

============================================================

2)BAKAN KACIR VE BAKAN BAYRAKTAR, İZMİR'DE TESİS AÇILIŞINA KATILDI

SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Ülkemizin 81 ilinin sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi adına, yakın dönemde devreye alacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programımızla da İzmir'e, yeşil teknolojilere yönelik yeni tesisler kazandıracağız" derken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise "Her yıl değişmekle birlikte 60 ila 100 milyar dolar civarında enerji kaynaklı bir ithalat faturamız var. Hedefimiz bu ithalatı düşürerek ekonomimizin üzerindeki yükü hafifletmek ve nihai olarak Türkiye'yi kaynakta ve teknolojide net ihracatçı bir ülke yapmaktır" dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın katılımı ile Aliağa Güneş Hücresi ve Güneş Paneli Entegre Üretim Tesisi Açılış Töreni gerçekleşti. Törene İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve sektör temsilcileri katıldı. Törende konuşan ve Türkiye'nin, siyasi istikrarın getirdiği ekonomik istikrarla kalkınma yolculuğunda emin adımlarla yürüdüğüne dikkati çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Kacır, "Türkiye Yüzyılı'na adım atarken, son 22 yılda Türk sanayinin öncülüğünde ihracatını 36 milyar dolardan, 262 milyar dolara çıkartan, OECD ülkeleri arasında sanayi üretimi artışında 1'inci sırada yer alan, Çin'den sonra Orta Avrupa'ya kadar uzanan kuşakta en fazla ürünü, rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen bir Türkiye var. Günümüzde ekonomik ve siyasi bağımsızlığın, teknolojideki bağımsızlıkla doğrudan ilişkili olduğunun bilinciyle hareket ederek, kritik teknolojileri geliştiren ve üreten bir Türkiye'nin temellerini atıyoruz" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE, GÜNEŞ PANELİ ÜRETİMİNDE AVRUPA'DA LİDER'

'Milli Teknoloji Hamlesi' hedefleri doğrultusunda, kritik ve stratejik sektörlerde teknoloji kabiliyetlerini güçlendirecek atılımları gerçekleştirdiklerini dile getiren Bakan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son yıllarda küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar, ülkelerin enerjide tam bağımsızlık ve kaynak çeşitliliği arayışını kaçınılmaz hale getiriyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin tetikleyicisi fosil yakıtların neden olduğu karbon salınımındaki artış da yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimi hızlandırıyor. Başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını ülkemizde yaygınlaştırma, bu alanlarda teknoloji geliştirme ve üretim kabiliyetlerimizi güçlendirmeyi Türkiye Yüzyılında müreffeh bir ülke inşa etmenin anahtarı olarak görüyoruz. Güneş enerjisinin, ülkemizin enerji tedarikinde yerli imkan ve kabiliyetlerle değerlendirilebilmesini sağlayan üretim altyapımız özel bir vurguyu hak ediyor. Türkiye olarak özellikle son yıllarda, güneş paneli üretiminde büyük bir atılım gerçekleştirerek Avrupa'da lider konuma geldik. Dünyada ise 4'üncü sıraya eriştik."

'160,6 MİLYAR SABİT YATIRIM GERÇEKLEŞTİ'

Türkiye'nin güneş paneli üretiminde ingottan panele kadar değer zincirinin tüm halkalarında üretim yetkinliğine sahip olduğunun altını çizen Bakan Kacır, "Bu başarı kendiliğinden olmadı. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM), yenilenebilir enerji yatırımlarını ekonomik açıdan uygulanabilir hale getirdi. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeli ise enerji teknolojilerinde yerlileşmeyi teşvik etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak teşvik ve destek mekanizmalarımızla, ülkemizin güneş enerjisi sanayisinin, araştırma ve inovasyon ekosistemimizle güçlü bir sinerji içinde büyümesini sağlıyoruz. Teşviklerimizle 2012'den bu yana 5 bin 284 Güneş Enerji Santrali (GES) yatırımı tamamlandı. 160,6 milyar sabit yatırım gerçekleşti. 7 bin 255 istihdam sağladık. Bazı vizyon yoksunları, güneş enerjisi santrallerini 'çöp' olarak nitelerken biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'yi yenilenebilir enerji yatırımlarıyla 2053 karbon nötr hedeflerimize ulaştırmada ve yine bu alanda yerli ve milli teknolojilerle milli teknoloji hamlesine katkı sunmada kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Artık, 'Su akar, Türk bakar' dönemi bitti. Akan sudan doğan güneşten, esen yelden kendi enerjisini kendi teknolojisi ile üreten bir Türkiye var. Türkiye'nin güneş paneli üretim kapasitesi elde etmesini hedefledik" dedi.

'347 BİLİM İNSANI VE GENÇ İLE TOPLAM 5,8 MİLYAR LİRA DESTEK'

Güneş paneli imalatı için 2012'den bu yana toplam yatırım tutarı 71 milyar liraya ulaşan 135 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini de söyleyen Bakan Kacır, son 22 yılda TÜBİTAK eliyle güneş enerjisi alanında 683 projeye, bin 347 bilim insanı ve genç ile toplam 5,8 milyar lira destek verdiklerini ifade etti. Bakan Kacır, "Ülkemizin Ar-Ge altyapısını güçlendirmek amacıyla kurulan ODTÜ Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi'ni, ulusal araştırma merkezlerimiz arasına dahil ettik. Merkezimiz bünyesinde, fotovaltaik teknolojileri, modül teknolojileri, güç elektroniği, şebeke ve sistem entegrasyonu başta olmak üzere güneşten enerji üretimi ile Ar-Ge başlıklarında yürütülen projeleri destekliyoruz. Güneş enerjisi sanayimizin son yıllarda katettiği muazzam mesafe, panel üretimine kıyasla daha Ar-Ge yoğun basamaklarını oluşturan ingot, wafer ve hücre aşamalarında üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerimizi güçlendirmek için bize büyük cesaret veriyor" açıklamalarında bulundu.

'YENİ GÜNEŞ YATIRIMLARININ KAPASİTESİ 650 GW'A YAKIN'

Aynı zamanda, üretim sürecinin tüm aşamalarında güneş enerjisi sanayisinin kabiliyetlerini geliştirmesi, sektörün rekabetçiliği ve enerji arz güvenliğinin sağlanması adına stratejik bir ihtiyacı da ifade ettiğini vurgulayan Bakan Kacır, "Önümüzdeki büyük fırsat penceresi de mevcut. Entegre yatırımların hayata geçirilmesini mümkün kılacak büyük bir pazara sahibiz. Avrupa ve ABD'de 2030 yılına kadar gerçekleştirilecek yeni güneş santrali yatırımlarının kapasitesi 650 GW'a yakın. Mevcut üretim altyapımızı katma değerli üretimi odağa alan yatırımlarla beslemek; küresel güneş paneli pazarında ülkemizin etkin bir oyuncu olması için kilit rol oynuyor. Ülkeler arasında yükselen duvarlar, ticaret ve teknoloji başlıklarında pek çok pazara açılan kapı niteliğindeki Türkiye'miz için yeni yatırımların hayata geçmesini hızlandırma potansiyeli taşıyor" dedi.

'NİTELİKLİ VE KAPSAMLI DESTEKLER SUNUYORUZ'

Son dönemde teşvik politikalarını güncellediklerini ifade eden Bakan Kacır, "Yüksek teknoloji yatırımlarını önceleyen ve kapsamlı destekleri devreye alan bir yapıya kavuşturduk. Güneş santrallerinin kurulumuna ilişkin teşviklerimizi Türkiye'de üretilen güneş hücresi kullanımına yönlendirdik. Bir yandan da güneş hücresi üretim kapasitemizi artırmak üzere, teşviklerimizle ingot dilimleme aşaması veya öncesindeki bir aşamadan başlayarak gerçekleştirilecek toplam 6,5GW / yıl kapasiteye sahip 4 yatırımın önünü açtık. Güneş hücresi üretimi, geçtiğimiz yıl temmuz ayından Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teşvik programı HIT-30'un ilk çağrı başlıkları arasında da yer alıyor. Çağrımız doğrultusunda güneş hücresi üretimine ingot dilimleme aşamasından başlayan yıllık asgari 5GW üretim kapasiteli yatırımlara nitelikli ve kapsamlı destekler sunuyoruz" ifadelerini kullandı.

'İZMİR'İMİZE DE HAK ETTİĞİ KIYMETİ VERİYORUZ'

Smart Güneş Teknolojileri'nin, ingottan panele kadar tüm üretim süreçlerini kapsayan, yıllık 2 GW kapasiteye sahip güneş paneli yatırım planının hayata geçirileceği konusunda kendilerine bilgi verdiğini kaydeden Bakan Kacır, "Cumhurbaşkanımızın kararıyla, proje bazlı yatırım teşviki sunduğumuz, ülkemizin üretim ve ihracat gücüne önemli katkı sağlayacak bu yatırımın ilk fazında firma; 2023 yılı mart ayında 1,2 GW/yıl üretim kapasitesine sahip panel üretim tesisini burada devreye aldı. Ardından açılışı için bir arada olduğumuz yıllık 800 MW kapasiteli güneş hücresi yatırımını tamamladı. Bu yatırımı kıymetli kılan bir diğer unsur da devamında gerçekleştirilecek wafer ve ingot yatırımı. Bu yatırım, güneş enerjisi sektörümüzün ingot ihtiyacını karşılamanın ötesinde, teknoloji savaşlarının kritik hale getirdiği çip üretiminde de ülkemize stratejik bir kabiliyet katacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, müteşebbislerimizi teşvik sistemimizle ve kurduğumuz Ar-Ge ve üretim altyapılarıyla ülke sathında sürdürdüğümüz kalkınma hamlesine ortak etmeye devam edeceğiz. Kamu ve özel sektörün tüm imkanlarını seferber ederek 81 ilimizde yürüttüğümüz kalkınma hamlesinde, İzmir'imize de hak ettiği kıymeti veriyoruz" dedi.

Son 22 yılda düzenledikleri 6 bin 754 yatırım teşvik belgesi ile İzmir'de 990 milyar lira tutarında sabit yatırımın ve 190 bin kişilik istihdamın önünü açtıklarını vurgulayan Bakan Kacır, "Sayılarını 10'dan 14'e yükselttiğimiz organize sanayi bölgelerimizde 96 bin ilave istihdam oluşturduk. Şehirlerimizde kalkınmanın ana sac ayağı olan KOBİ'lerimizi KOSGEB eliyle desteklemeyi sürdürüyoruz. İzmir'de, 22 yıl önce KOSGEB desteklerinden yararlanan KOBİ sayısı bir elin parmaklarını geçmezken, biz bugüne kadar 72 bin 214 KOBİ'ye 8,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık" dedi.

'İZMİR'E YEŞİL TEKNOLOJİLERE YÖNELİK YENİ TESİSLER KAZANDIRACAĞIZ'

İzmir'de Ar-Ge ve inovasyonu güçlendirecek adımları kararlılıkla attıklarına dikkati çeken Bakan Kacır, şu ifadeleri kullandı:

"İzmir'e kazandırdığımız 103 Ar-Ge, 26 tasarım merkezi ve 6 teknoparkta teknoloji geliştirme çalışmaları yürütülüyor. İzmir Kalkınma Ajansımız eliyle şehrimizin yerel potansiyelini harekete geçirecek 665 projeye 5,2 milyar lira destek verdik. Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilen ve bölgesel kalkınma politikalarımızın beş yıllık yol haritasını oluşturan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi'nde, İzmir'in rekabet gücünü artıracağımız, potansiyel bir küresel şehir olarak tanımladık. Ülkemizin 81 ilinin sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi adına, yakın dönemde devreye alacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programımızla da İzmir'e yeşil teknolojilere yönelik yeni tesisler kazandıracağız. Yüksek teknolojili üretime odaklanarak şehrimize değer katmaya ve İzmir'in büyüme ivmesini artırmaya devam edeceğiz."

'YENİ BİR ENERJİ MİMARİSİ OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ'

Smart Güneş Teknolojileri A.Ş. tarafından hayata geçirilen yıllık 800 megavatlık hücre üretim tesisine ilişkin konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise "Dünya, enerjide büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Hayatın her alanında ekonomilerin bütününde elektrik yoğun bir şekilde kullanılırken, roller değişiyor, tüketici ülkeler üretici; tüketiciler, üretici hale geliyor, Dijitalleşme, çok büyük fırsatları ve başta siber saldırılar olmak üzere elbette tehditleri de beraberinde getiriyor. Yapay zeka, büyük veri, her sektörde olduğu gibi enerjide de büyük bir talep artışı ile birlikte dönüşümü zorunlu kılıyor. Dağıtım ve iletim şebekesi işletmeciliğinde geleneksel çözümler yerini çok daha yenilikçi ve farklı alternatiflere bırakıyor. Bunun yanı sıra iklim değişikliği, kovid sonrası yaşadığımız tedarik zincirindeki kırılmalar ve küresel ticarette ülkelerin giderek daha korumacı politikalar izlemesi hepimizi meseleye farklı bir anlayış ve yaklaşımla değerlendirmeye sevk ediyor. Biz de Türkiye olarak bu çerçevede yeni bir enerji mimarisi oluşturmayı hedefliyoruz" açıklamalarında bulundu.

'TÜRKİYE'Yİ KAYNAKTA VE TEKNOLOJİDE NET İHRACATÇI BİR ÜLKE YAPMAKTIR'

Enerjinin her alanında bütüncül ve kapsamlı yeni stratejiler ve politikalar geliştirerek Türkiye'deki enerji dönüşümünü gerçekleştirmeye gayret ettiklerini söyleyen Bakan Bayraktar, "Burada enerji dönüşümümüzün başarıya ulaşmasında üç temel önceliğimizin olduğunu belirtmek istiyorum. Bunlardan birincisi, artan enerji talebi karşısında vatandaşlarımıza, sanayicilerimize, tüm tüketicilerimize kaliteli, ucuz, kesintisiz enerji temin etmek yani arz güvenliğini sağlamak. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin enerji ihtiyacı üç katına çıktı, bunun içerisinde elektrik ihtiyacımız var, doğal gaz ihtiyacımız var, petrol ve petrol ürünleri ihtiyacımız var. Elektrik talebimizin 2035 yılına kadar en az yüzde 50 oranında artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla artan talep karşısında arz güvenliğini sağlamak için gereken yatırımları en hızlı şekilde devreye almamız gerekiyor. İkinci konu, enerjide dışa bağımlılığımızı düşürmek. Enerji arzımızda ithal kaynaklara ait pay, şu an yaklaşık yüzde 70 düzeyinde. Her yıl değişmekle birlikte 60 ila 100 milyar dolar civarında enerji kaynaklı bir ithalat faturamız var. Hedefimiz bu ithalatı düşürerek ekonomimizin üzerindeki yükü hafifletmek ve nihai olarak Türkiye'yi kaynakta ve teknolojide net ihracatçı bir ülke yapmaktır" dedi.

'HEDEFİMİZ AVRUPA'DA İLK 3'E GİRMEK'

Bu çerçevede yenilenebilir kaynaklar başta olmak üzere tüm yerli kaynakları çevreyle uyumlu bir şekilde ekonomiye kazandırmanın gayreti içinde olduklarını belirten Bakan Bayraktar, "Üçüncü husus, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu '2053 net sıfır emisyon' hedefi doğrultusunda küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadele. 30 yıldan az bir sürede ekonomimizi karbon nötr bir ekonomi yapacağız. İşte bizim bu üç temel önceliğimizin; yani arz güvenliğinin sağlanmasının, dışa bağımlılığın azaltılmasının ve iklim değişikliğiyle mücadelenin merkezinde yenilenebilir enerji yer alıyor. Yenilenebilir enerji, adeta her derde deva. Yenilenebilir enerji yatırımlarına yoğunlaşarak, artan talebi karşılayıp, dışa bağımlılığı azaltarak, karbonsuz üretim ile net sıfır emisyon hedefine katkı sağlıyoruz. Türkiye olarak son 15 yılda yenilenebilir enerji alanında ülke olarak adeta sessiz bir devrim gerçekleştirdik. Rüzgar ve güneşte neredeyse sıfır olan kurulu gücümüzü, 33 bin megavatın üzerine çıkarttık. Sadece güneşte Mayıs 2013'te, bundan 11 yıl önce 91 kilowattlık ilk tesisimizle bu yolda bugün yaklaşık 20 bin megavatlık bir kurulu güce eriştik. Bu sayede yine bugün itibariyle rüzgar ve güneşten ürettiğimiz elektrik, ülkemizdeki tüm hanelerin yıllık elektrik ihtiyacını karşılar hale geldi. Rüzgar ve güneşle birlikte tüm yenilenebilir enerjinin, mevcut kurulu gücümüz içindeki payını yüzde 60'a ulaştırdık. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı verilerine göre, yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da ilk 5'teyiz, dünyada ise 11'inci sırada yer alıyoruz. Bu yıl hedefimiz Avrupa'da ilk 3'e, dünyada da ilk 9 ülke arasına girmek" ifadelerini kullandı.

'YEKA YARIŞMALARINI DA BU YIL SONUNDA YAPMAYI HEDEFLİYORUZ'

Gelecek vizyon olan 'Yenilenebilir Enerji 2035' yol haritasını, ekim ayında kamuoyuna duyurduğunu belirten Bakan Bayraktar, "Cumhurbaşkanımız da COP29 Bakü'de tüm dünyaya ilan ettiler. Önümüzdeki 10 yılda rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkaracağız. Yaklaşık 80 milyar dolarlık yeni yatırımla 120 bin megavatlık bir kurulu güce ulaşacağız. Geçtiğimiz yıl yani 2024 yılında bir rekor kırarak 6 bin 200 megavatlık yeni rüzgar ve güneş kapasitesini devreye aldık. 2035'in sonuna kadar bu 120 bin megavatlık hedefe gitmek için her yıl 7-8 bin megavatlık ilave kapasite hedefimiz var. Bu amaç doğrultusunda yeni bir YEKA ihale modeli geliştirdik. Bu modelle 2035 yılına kadar her yıl en az 2 bin megavatlık YEKA yarışması yapacağız. 2024 yılı için YEKA RES ve YEKA GES yarışmaları, bu yıl ocak ve şubat aylarında tamamlanacak. 2025 RES ve GES Yeka yarışmalarını da bu yıl sonunda yapmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

'POLİTİKALARLA DAHA GÜVENLİ BİR YATIRIM ORTAMI OLUŞTURMAYA GAYRET EDİYORUZ'

Bakan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yenilenebilir enerji politikası oluştururken, 'Ülkemizi bir bağımlılıktan yani ithal yakıttan kurtarıp başka bir bağımlılığa teslim etmeyeceğiz' dedik. 'Doğal gaz ve kömür ithalatımızı düşürürken yenilenebilir enerji ekipmanlarında yani güneş panellerinde, rüzgar türbinlerinde hülasa yenilenebilir enerji teknolojilerinde ülkemizi dışa bağımlı hale getirmemeliyiz' dedik. Milli enerji ve maden politikamızın en önemli sac ayaklarından biri yerlileştirme ve en önemli modellerinden biri YEKA dediğimiz Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları projeleriydi. Bugün dünyada panel üretiminin yüzde 75'i, hücre üretiminin yüzde 85'i, wafer üretiminin de yüzde 97'si tek bir ülkede gerçekleşiyor. Bu nedenle yerli sanayimizi teşvik amacıyla YEKA yarışmalarında RES'lerde kullanılacak olan türbinlerin asgari 55 puanlık yerlilik şartını, GES'lerde kullanılacak olan panellerde de asgari yüzde 75 yerlilik oranını sürdürmeye devam edeceğiz. Ortaya koyduğumuz uzun dönemli, ölçek ekonomisine sahip ve öngörülebilir. Politikalarla daha güvenli bir yatırım ortamı oluşturmaya gayret ediyoruz. Jeopolitik konumuyla, nitelikli insan gücü ve yenilikçi ekosistemiyle, Türkiye büyüyen potansiyeli yüksek bir pazardır. Ülkemize yatırımı güçlü sanayi politikalarımız ve teşvik programlarımız ile de daha da cazip hale getiriyoruz."

'ÜLKEMİZDE ÜRETİLEBİLİR HALE GELDİ'

YEKDEM ve YEKA süreçlerine ilişkin konuşan Bakan Bayraktar, "Milli enerji ve maden politikamızın en önemli unsurlarından biri olan yenilenebilir enerji kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması noktasında YEKDEM, YEKA süreçlerimiz ve sanayicilerimiz başta olmak üzere kendi öz tüketimlerini karşılamak isteyen tüketicilerimiz için geliştirdiğimiz çatı ve 5-1/h gibi uygulamalarla kapasite tahsisleri gerçekleştirirken aynı zamanda yerli ekipman üretimini de destekliyoruz. 2014 yılında sektörde sadece 27 tane imalatçı varken 11 yıllık süre içerisinde bu imalatçı sayısı yaklaşık 500'e çıktı. Bu sayede ana ekipman imalatçıları ve alt tedarikçilerle birlikte 50 bin kişiye yeşil istihdam imkanı sağladık. Güneş santrallerinde kullanılan aksamlarda yüzde 75, rüzgar santrallerinde ise kule, kanat ve jeneratörde yüzde 70'in üzerinde yerlilik seviyelerine ulaştık. Bu alanda gidecek daha çok yolumuz, yapacak çok işimiz var. 2024 sonu itibarıyla yenilenebilir enerji santrallerine yaklaşık olarak toplamda 26 milyar liralık yerli katkı bedeli ödedik. Bu destekler sayesinde GES için taşıyıcı yapı, kablolar, hücre, cam, çerçeve, kablo bağlantı kutusu ve fotovoltaik modüllerini yerli imkanlarla üretmeye başladık. RES için; biraz önce ifade ettiğim gibi, jeneratör, kanat, kule ve kule bağlantı elemanları ülkemizde üretilebilir hale geldi" dedi.

'HAZIRLIKLAR TAMAM'

2035 hedefine ulaşmak için iletim ve dağıtım altyapısının güçlendirilmesi konusunda ciddi yatırım yapılması gerektiğini söyleyen Bakan Bayraktar, "Zira, güneş ve rüzgar kapasitesinin teknik olarak yönetilebilmesi ve elektriğin üretim noktalarından tüketim noktalarına sorunsuz taşınabilmesi için esnekliği yüksek iletim ve dağıtım şebekelerine sahip olmak gerekiyor. Bu sebeple 'Yenilenebilir Enerji 2035' yol haritamızda iletim ve dağıtım altyapısına özel bir bölüm ayırdık. 2035 yılına kadar yaklaşık 15 bin kilometre uzunluğunda 40 GW kapasiteli HVDC hatları inşa etmeyi hedefliyoruz. İletim seviyesinde yapacağımız ilave AC ve HVDC hatların 'yeni yeşil şebekenin' toplam yatırım tutarı yaklaşık 28 milyar dolar olacak. Ülkemizi katma değerli üretimle büyüyen, istihdamı, ihracatı her geçen gün artan güçlü bir ekonomi haline getirmek en büyük hedefimiz. Elbette burada en büyük itici gücümüz, müteşebbislerimiz, üreten Türkiye'nin kıymetli sanayicileri. Sanayicilerimizin enerji maliyetlerine destek olmak, sınırda karbon düzenleme mekanizması gibi ihracatımızı doğrudan etkileyecek gelişmelere sanayicilerimizi hazırlamak için öz tüketim esaslı yenilenebilir enerji kapasite tahsisi yapıyoruz. Bugün itibariyle, çoğunluğu sanayi tüketicileri olmak üzere yatırımcılarımızın elinde toplamda yaklaşık 23 bin 500 megavatlık bir kapasite bulunuyor. Bu kapasitenin en hızlı şekilde devreye alınmasını istiyoruz. Elbette yatırımcıların karşı karşıya olduğu sıkıntıların da farkındayız. 48 ayı bulan izin süreçlerini yeni dönemde 18 aya düşürmek istiyoruz. Rüzgar ve güneş izin süreçlerinde reform niteliğinde olacak değişikliklerle ilgili tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Konuyu bir an önce Meclis'imizin gündemine getirerek yasalaştırmak ve bu alandaki düzenlemeleri sadeleştirmek istiyoruz. İzin süreçlerinin kısalmasıyla birlikte tahsis ettiğimiz ve edeceğimiz kapasiteleri çok daha hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Ayrıca Gerçekleşme ihtimali olmayan projeleri de çok daha kısa bir süre içinde sistemden çıkararak ilgili kapasiteleri tekrar tahsis imkanına kavuşacağız" açıklamalarında bulundu.

'CARİ AÇIĞIMIZI AZALTMIŞ OLACAĞIZ'

Tesiste 600 megavat kapasiteli ilk panel üretiminin 2023 yılında faaliyete geçtiğini dile getiren Bakan Bayraktar, "Yatırımın ikinci fazı olan 800 megavat kapasiteli hücre üretim tesisi de geçtiğimiz ağustos ayında üretime başladı. Bugün, biz ikinci faz yatırım olan hücre üretim tesisinin resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu sayede, güneş paneli üretiminde neredeyse tamamı ithal olarak temin edilen güneş hücreleri yerlileştirilmiş olacak. Bu alandaki dışa bağımlılığımızı ve dolayısıyla cari açığımızı azaltmış olacağız. Bu yeni yatırımın İzmir'imize, ekonomimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi.

'ENERJİNİN TEKNOLOJİSİNİ DE ÜRETME VE KULLANMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR'

İzmir Valisi Süleyman Elban ise "Bu tesis bizim için önemli. Artık, müreffeh, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ilerlediğimiz bu yolda bizim de diğer gelişmiş ülkeler gibi temiz enerji kullanma zorunluluğumuz var. Sadece temiz enerjiyi kullanmak değil aynı zamanda enerjinin teknolojisini de üretme ve kullanma zorunluluğumuz var. GES, HES, biyoenerji gibi teknolojilerinin tamamında kendi teknolojimizi kullanmak zorundayız. Hem Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın almış olduğu kararlar ve yaptığı uygulamalarla yerli üretimin teşvik edilmesi hem de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar ve teşviklerle yerli üretimin teşvik edilmesiyle birlikte yatırımda kullandığımız malzemelerin dışarıdan gelmesi, ödeme dengesine çok ciddi katkı sağlıyor" ifadelerini kullandı.

'704 KALİFİYE PERSONEL İSTİHDAMI SAĞLANMAKTADIR'

Kendi mühendislikleriyle ürettirdikleri panelin kalitesinden cesaret alarak 2017 yılında ilk panel fabrikasını devreye aldıklarını anlatan Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ da "Tesis, yıllık bin 200 megavat panel üretim kapasitesine sahip olup 2024 yılı Temmuz ayında devreye aldığımız 800 megavat hücre üretim hattımız ile enerji sektörüne katma değer sunmaktadır. Yapılan yatırım ile sadece bu çatı altında 704 kalifiye personel istihdamı sağlanmaktadır. Entegre üretim tesisimiz tam kapasiteye ulaştığında 3 bin 100 kişiye istihdam sağlamış olacağız" diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

--------------------------------

-Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacırın konuşması

- Enerji Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktarın konuşması

Haber: Yağmur ÖNGÜN - Kamera Gökhan KILIÇ/ İzmir, (DHA)

=============================================================

ads

3)BAKAN MEMİŞOĞLU, AK PARTİ VAN GENÇLİK KOLLARI 7. OLAĞAN KONGRESİ'NDE KONUŞTU

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, AK Parti Van Gençlik Kolları 7. Olağan Kongresi'ne katıldı. Burak Gültepe'nin AK Parti Gençlik Kolları İl Başkanı olarak seçildiği kongrede konuşan Bakan Memişoğlu, kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi. Bakan Memişoğlu, "Seçilme hakkı 2006'ya kadar 25'ti. Bir milletvekili olacaksanız, yaşınızın 30 olması lazımdı. 29 yaşındaki insanlar Meclis'e giremiyordu. Cumhurbaşkanımız, gençliğe güvendiği için şu an 18 yaşında milletvekili olabiliyorsunuz. Bakın tarihimize. 21 yaşında bir imparatorluğu dize getirmiş, çağ değiştirmiş, Fatih Sultan Mehmetler gibi atalarımız var bizim. 38 yaşında İstanbul'dan kalkıp Samsun'a çıkıp, bu ülkeyi kurtarma iddiası olan gençlerimiz var. Onun için sizlerle beraber üretiyoruz bu ülkeyi. Sizler bu ülkeye yön veriyorsunuz. Onun için sizlerin kendisini hem geçmişini hem geleceğini iyi bilmesi ve kendini geliştirmesi gerek" dedi.

'BUGÜN BİZ VARIZ, YARIN SİZ VARSINIZ'

Bakan Memişoğlu, "Bugün bizler bir davanın insanlarıyız. Kimsenin şimdiye kadar söyleyemediği, kendi liderimizin dünyanın Birleşmiş Milletleri'nde, ortasına söylediği bir iddia var. O nedir? 'Dünya 5'ten büyüktür.' Eğer bunu söylüyorsan o zaman çalışacağız, üreteceğiz, birlikte olacağız, birlikte hareket edeceğiz ve heyecanımızı sizlerle hiç kaybetmeyeceğiz. Sizlere güveniyoruz. Bugün biz varız, yarın siz varsınız. Gençlik heyecanını kaybetmeyecek" diye konuştu.

'SADECE HİZMETİ DEĞİL, TEKNOLOJİSİNİ DE ÜRETECEĞİZ'

2002'de bu ülkede insanların sadece 2 kez hastaneye veya sağlıkçıya ulaştığını belirten Bakan Memişoğlu, "Bugün 11 kez sağlıkçıya ulaşıyor. Sadece Van'da 11 hastane açmışız, 24 hastane yenilemişiz. Bunu söylediğim zaman çoğu insan şaşırıyor. İstanbul'da 1972-73'te yapılan en son Göztepe SSK Hastanesi'nden sonra 2008-2010'a kadar 100 yatağın üstünde bir devlet hastanesi ve devletin yaptığı bir hastane yoktu. Şu anda istediğiniz ilacı, istediğiniz tedaviyi her yerden alabiliyorsunuz. Bize bunlar yetmez. Bugün Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği gibi 'Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı' kapsamında sadece hizmeti değil, teknolojisini de üreteceğiz, bilgisini de üreteceğiz" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

----------------------------

-Bakanın konuşması

HABER:VAN(DHA)

============================================================

4)ROJİN KABAİŞ SORUŞTURMASINA İKİNCİ SAVCI GÖREVLENDİRİLDİ; AİLE ÜYELERİNİN YENİDEN İFADELERİ ALINDI

VAN'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş (21) ile ilgili yürütülen soruşturmaya ilişkin 1 savcı daha görevlendirilirken, baba ile anne ve kız kardeşlerinin SEGBİS üzerinden yeniden ifadesi alındı.

Van'da kaldığı yurttan 27 Eylül 2024'te çıkan ve bir daha haber alınamayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş'in cansız bedeni, 15 Ekim'de Mehmet Emin Ankay (60) tarafından kırsal Mollakasım Mahallesi'nde bulundu. Otopsi sonucuna göre genç kızın ölümü nedeninin suda boğulma olduğu belirtildi.

DOSYAYA İKİNCİ SAVCI GÖREVLENDİRİLDİ

Devam eden soruşturmaya ikinci bir savcı görevlendirildi. Yeni savcı Rojin'in babası Nizamettin Kabaiş ile annesi ve 3 kız kardeşinin yeniden ifadelerine başvurdu. Dün avukat Nahit Eren ile Diyarbakır Adliyesi'ne gelen Nizamettin Kabaiş ve ailesi, SEGBİS üzerinden savcıya ifade verdi.

Nizamettin Kabaiş, Van Emniyet Müdürlüğü'nden arandıklarını belirterek, "Bana yeni bir savcı görevlendirildiği, dosyanın ikinci savcısı olduğu söylendi. Onun için dediler ki 'Rojin'in annesi, ablaları bir de küçük kardeşi Elif var. 4 kişi istediler. Dediler ki gelsinler ifade gibi bir şey yani, Rojin'i tanıyalım. Bunlar Rojin'le konuşmuşlar, Rojin Van'dayken durumu nasıldı? Neyi seviyordu diye. Bu şekilde o amaçla çağırdı bizi. Biz gittik Diyarbakır Adliyesi'ne. İlk önce annesinin ifadesi alındı. Zaten hepimiz bir odadaydık. Nahit Bey'e de söyledik. O da avukatımız olarak geldi. Hep birlikte odadaydık. Ayrı ayrı ilk önce annesinden başladı. Savcı, dedi ki onunla konuşmuşsunuz. Rojin'in morali nasıldı? Durumu nasıldı, neyi seviyordu? Bu tür bu şeyleri sordu. Annesi de savcıya SEGBİS üzerinden ben Rojin'e sesli mesaj bırakmışım, kendisi de bana yemek fotoğrafı gönderdi tepsiyle beraber göndermiş. Yani o anlama geliyor ki ben yemek yiyorum. Sonra annesi yine sesli mesaj atıyor, diyor ki sen müsait olduysan beni ara konuşalım. Kendisiyle yukarıda konuştuk. Aşağıya kadar geliyor. Sonra Rojin demiş ki ben markete gidiyorum, kahve alacağım. Marketin kapısına kadar gitmiş. Ondan sonra telefonu kapatmışlar. Ondan sonra o da arkadaşıyla konuşmuş. Yani bu konuşmaları savcı sordu. Kardeşlerin ifadesinde de aynı şekilde savcı sordu. Ablası da bir iki sefer konuştuklarını söyledi. Morali iyiydi, görüntülü konuştuklarını, Rojin'in kaldığı odasını ve manzarayı gösterdiğini söylediö dedi.

'KIZIM 8 AY ÖNCE BU KİTABI OKUYUP KÜTÜPHANEYE TESLİM ETMİŞ'

Kendisinin de yeni savcıya kızıyla ilgili bilgiler verdiğini belirten Kabaiş, "Savcıya anlattım. Dedim ki Rojin'in kaybolduğu gece Sait Faik Abasıyanık kitabını okuduktan sonra Google'a girdikten sonra intihar ettiği iddiası üzerine ben de merak edip Yenişehir ilçesinde bulunan Sümerpark içerisindeki kütüphaneye giderek kızımın oradan ödünç alarak okuduğu kitapların listesini istedim. Bana dediler ki Rojin, üniversiteye gitmeden 8 ay önce Sait Faik Abasıyanık'ın kitabı da dahil olmak üzere eve getirmiş. 8 ay önce okumuş. 19 Şubat 2024'te kitapları eve getirmiş, 13 Mart 2024'te de kitapları geri teslim etmiş. O 3 kitap 24 gün evimizde kalmış. Ben bunu merak ettim. Savcıya anlattım. Dedi biz buna da bakacağız. 2 savcı birlikte görev yapacak. Rojin'imize ne oldu? Kim ne yaptı? Bunun sonucunu bir an önce çıkartsınlar. Kim buna zarar verdi? Bunun katili kimdir? Niye böyle oldu? Niye 4 ay sürdü? Daha biz ne soru soruyoruz? Cevabını alamıyoruz. Kim o telefonu oraya bıraktı. Ters akıntı 24 kilometre bunlar hepsi meraktırö diye konuştu.

'2 SAVCININ OLMASI BENİ RAHATLATTI'

Kızının soruşturmasına bakan savcı sayısının artırılması üzerine rahatladığını söyleyen Kabaiş, "Yeni savcımız gelmiş, 2 savcı olması nedeniyle ben biraz rahat oldum, çok iyi oldu, ilgileniyorlar, ben biraz rahat oldum. Yani kimsenin elinde Rojin'in fotoğrafı yoktu, kimseye merak değildi. Hani ben bunu istiyorum. Televizyon kanalları olsa, avukatlar olsa, ünlüler olsa milletvekilleri olsa, kim olursa olsun Rojin'imin davasını takip etsinler. Onlara da merak olsun. Desinler ki bu genç öğrencimize ne oldu? Kim ne yaptı? Niye böyle oldu? Yani sadece bu biraz bana tek düşmüyor. Aileye tek düşmüyor. Herkese bu görev düşüyorö diye konuştu.

'DEVLETİ HEDEF ALMIYORUM'

Kendisine yönelik sosyal medyada devleti hedef gösteriyor diyerek yapılan yorumlardan dolayı üzüldüğünü aktaran Kabaiş, "Üniversiteye götürdüm, teslim ettim. Yurda teslim ettim. Sahip çıkmadılar. Ben bunu söylediğim zaman çoğu insanlar yanlış anlıyor. Diyor ki Nizamettin abi devleti hedef alıyor. Üniversiteyi kötülüyor, yurdu kötülüyor. E peki biz bunları takip etmezsek, bunları söylemezsek biz nasıl katilin izini bulacağız? Rojin'imize ne oldu, nasıl öğreneceğiz? Her şeye yasak koymuşlar. Kısıtlılık getirmişler. Dosyada gizlilik vardır. Neyi soruyorum, neyi merak ediyorum karşılık alamıyorum. Telefonuna ne oldu? Cansız bedeni kim buraya bıraktı? Kameraları izlenmek istiyorum. Telefonu 4 aya yakındır nasıl çözülmedi, ben onu anlayamadım. Hala WhatsApp'ın bir kısmı açılmamış. Açılmamışsa hatta biz de dedik onlar da kendisi dedi. Olmazsa yurt dışına göndereceğiz. Yurt dışına gönderin. Yani en çok fazla kalsa bir hafta olsun, 10 gün olsun, niye 4 ay sürüyor. Bir telefonun açılması o kadar mı zordur? Telefonu şirketine göndersinler. Telefonun içinde ne var? Kim ona mesaj atmış? Kim onunla konuşmuş? Belki birisi ona plan kurdu. Bu ortaya çıkar en azındanö ifadelerini kullandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

-----------------------------

Rojin Kabaiş'in babasından detay

Rojin Kabaiş'in fotoğrafı

Rojin Kabaiş'in babası Nizamettin Kabaiş'in konuşması

Genel ve Detay görüntüler

Haber ve Kamera: Seyfettin EKEN-Gıyasettin TETİK/DİYARBAKIR(DHA)

============================================================

5)KOCAELİ'DE AKARYAKIT DOLUM TERMİNALİNDE PARLAMA 4 İŞÇİ YARALANDI

KOCAELİ'nin Körfez ilçesinde bir akaryakıt dolum terminalinde meydana gelen parlama sonucu 4 işçi yaralandı.

Olay, saat 20.00 sıralarında Güney Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı üzerindeki bir akaryakıt dolum terminalinde meydana geldi. Dolum sırasında henüz belirlenemeyen bir nedenle parlama yaşandı. Yangın söndürme sisteminin devreye girmesiyle parlama söndürüldü. İşçilerin, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarda bulunmasıyla bölgeye itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

Parlama nedeniyle henüz isimleri öğrenilemeyen 4 işçi el, yüz ve vücutlarında oluşan yanıklar nedeniyle yaralandı. İşçiler, sağlık ekipleri tarafından olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi ile Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. İşçilerin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

İtfaiye ekipleri bölgede soğutma çalışması gerçekleştirdi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Yaralı işçilerden görüntü

-Sağlık ve itfaiye ekiplerinden görüntü

-Dolum terminalinden görüntü

-Detay

HABER -KAMERA: Ardacan UZUN/KÖRFEZ(Kocaeli),(DHA)

============================================================

6)FETÖ ÜYESİ SAKLANDIĞI ÇATIDA YAKALANDI

AYDIN'ın Efeler ilçesinde FETÖ/PDY üyesi olmak suçundan hakkında 9 yıl 4 ay 15 gün kesinleşmiş hapis cezası bulunan S.M., polisi görünce kaçarak saklandığı çatıda yakalandı.

Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY'ye üye olmak suçundan hakkında kesinleşmiş 9 yıl 4 ay 15 kesinleşmiş hapis cezası bulunan S.M.'nin yakınlarının evinde saklandığı bilgisine ulaştı. Yapılan çalışma sonucu belirlenen adrese sabah saatlerinde operasyon düzenleyen ekipler firariyi evde aramaya başladı. Polisin geldiği fark eden firari FETÖ'cü balkondan yan binaya kaçarak çatıya saklandı. Çevrede geniş güvenlik önlemi alan polisler, firariyi saklandığı çatıda yakaladı. Gözaltına alınan şüpheli işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

----------------------------

-Polisin evde yapılan aramalarından görüntü

Haber-Kamera:Burhan CEYHAN/AYDIN, (DHA)

============================================================

7)TUNCELİ'DE KAYALIKLARDAN DÜŞÜP, BOYNUZU AĞACA TAKILAN YABAN KEÇİSİNİ EKİPLER KURTARDI

TUNCELİ'de kayalıklardan düşüp, boynuzu ağaca takılan yaban keçisi, ekiplerin çalışmasıyla kurtarılarak tedaviye alındı.

Bakanlar Kurulu tarafından 1971'de 'Milli Park' ilan edilen Munzur Vadisi Milli Parkı zengin akarsu kaynakları, endemik bitki örtüsü ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan birçok yaban hayvanıyla, Türkiye'nin en zengin milli parkı ve vadisi arasında yer alıyor. Milli Park, vaşak, yaban keçisi, tilki, kurt, sansar, su samuru, porsuk, sincap, tavşan, yaban domuzu, ur kekliği, çengel boynuzlu dağ keçisi ve ayı gibi daha birçok canlı türüne de ev sahipliği yapıyor.

Yaban keçileri, her yıl aralık ayından ocak ayının sonuna kadar süren çiftleşme döneminde yüksek kesimlerden vadi tabanlarına iniyor.

Munzur Vadisi Milli Parkı içerisinde bulunan Venk köprüsü mevkisinde bir yaban keçisi, çiftleşmek için vadiye indiği esnada düştü. Boynuzu ağaca takılan yaban keçisini görenler, durumu 112 Çağrı Merkezi'ne bildirdi. İhbarla bölgeye Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü (DKMP) ekipleri sevk edildi. Keçinin suyun karşısında olduğunu tespit eden ekipler, bot desteği için AFAD'dan yardım talep etti. Ekipler, botlar yardımıyla Munzur Nehri'nin karşısına geçerek yaralı yaban keçisini kurtardı. Araç yardımıyla DKMP Şube Müdürlüğü'ne götürülen yaban keçisi, görevli veterinerler tarafından tedaviye alındı. (DHA)

Görüntü Dökümü

---------------------------

Yaban keçilerinin drone görüntüsü

Botla suyun karşısına geçen ekiplerin drone görüntüsü

Yaban keçisinin kurtarılması

Keçinin bota bindirilmesinin drone görüntüsü

Keçinin botla suyun karşısına taşınması drone görüntüsü

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Serhat Ozan YILDIRIM,TUNCELI(DHA)

============================================================

ads
Ä°lk Yorumu Sen Yaz
code