1)CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: O SİLAHLAR GÖNÜLLÜ OLARAK BIRAKILACAK YA DA CEBREN BIRAKTIRILACAK
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konya'daki programlarının ardından AK Parti Kayseri 8'inci Olağan Kongresi için Kayseri'ye geldi. Kadir Has Spor Salonunda düzenlenen kongrede konuşan Erdoğan, "Milletimize hizmet yolculuğumuzda unutmayın Kayseri her zaman yanımızda oldu. Azmiyle, emeğiyle, hayır dualarıyla Kayserili kardeşlerimiz desteklerini bizden asla esirgemedi. Kayseri'yle omuz omuza yürümekten hep şeref duyduk. Siz bizi mahcup etmediniz. Elhamdülillah biz de sizlere mahcup olmadık. Kayseri'ye aşkla hizmet yolundan bir an olsun ayrılmadık. Allah izin verdiği, siz de arkamızda olduğunuz müddetçe Kayseri için üretmeye, Kayseri'ye aşkla hizmet etmeye sizlerle birlikte milletimizin hizmetkarı olmaya inşallah devam edeceğiz. Son 22 yılda sayısız defa geldiğimiz Kayseri'de bugün de il kongremizi gerçekleştirmek üzere bulunuyoruz" diye konuştu.
'EY ANA MUHALEFET, TİTREYİN VE KENDİNİZE GELİN'
Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Muhalefetin artık eğlence malzemesi haline gelen içler acısı durumunu inanıyorum ki sizler de takip ediyorsunuz. Ne yöneticilerinde bir ciddiyet var ne de Türkiye'nin ana muhalefet partisi olmanın gerektirdiği olgunluk var. Lakaytlık, ciddiyetsizlik almış başını gidiyor. Siyaset mi yapıyorlar, oyun mu oynuyorlar, belli değil. Hadi ülke ve bölgeye dair meselelerde fikriniz yok. Bari komiklik yaparak milleti kendinize güldürmeyin. Bari yüzünü ülkemize çevirmiş, milyonlarca dostumuzun, kardeşimizin, soydaşımızın umutlarını kırmayın. Bari gayri ciddi söylemlerinizde Türk siyasetinin kalitesini düşürmeyin. Bari ülkenin meselelerinin çözümüne katkı veremiyorsunuz, en azından iktidarımıza ve ittifakımıza gölge etmeyin. Buradan ana muhalefet partisine şunu tavsiye ediyorum; bölgemizde bunca sorun varken, dünyada kritik gelişmeler yaşanırken, küresel siyasette, kartlar yeni karılırken, yani milletimizin gelecek çeyrek asrı, yarım asrı belirlenirken boş işlerle maleyani işlerle artık komik bile olmayan projelerle uğraşmayı bırakın. Ey ana muhalefet, titreyin ve kendinize gelin" dedi.
'TARİHİN DOĞRU TARAFINDA YER ALMA ERDEMİNİ GÖSTEREMEMİŞLERDİR'
Suriye konusuna değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ülkemizin 911 kilometre sınırı paylaştığı binlerce yıllık tarihi ve beşeri ilişkilerimizin olduğu Suriye'de 8 Aralık 2024 itibariyle yeni bir döneme girildi. Biliyorsunuz birileri yıllarca bize 'Suriye'den size ne?' dediler. Sanki sınır komşumuz değilmiş gibi 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?' dediler. Orta Doğu bataklığı ifadesiyle coğrafyamıza kimin penceresinden baktıklarını açıkça ortaya koydular. Meclis grup toplantımızda da söyledim. Bize getirdikleri eleştirilerin, bize yaptıkları suçlamaların hiçbirini binlerce kilometre öteden gelip Suriye'ye müdahale edenlere yapmadılar. 'Amerika'nın Suriye'de ne işi var?' demediler. 'Avrupa'nın Suriye'de ne işi var?' demediler. 'Rusya'nın, İran'ın Suriye'de ne işi var?' demediler. Dünyanın dört bir yanından yabancı teröristler YPG saflarında Türkiye'yi tehdit ederken bırakın eleştirmeyi, bir de utanmadan çıktılar 'YPG bize mi saldıracak?' dediler. Kim dedi bunu? Ana muhalefet. Aslında söyledikleri daha insanlık ve ahlak dışı sözler var da onları burada tekrarlamak istemiyorum. Bakınız, biz benzer cümleleri Libya'daki, Karabağ'daki kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda da duyduk. Türkiye'nin ve kardeşlerimizin çıkarlarını savunmak yerine karşımıza dikilenlerin avukatlığını üstlendiler. Daha acısı, aynı ilkesiz yaklaşıma aylardır Gazze'de yaşanan insanlık trajedisine karşı sesimizi yükselttiğimizde de maruz kaldık. Şair 'Korkuyorum bir gün biri çıkıp ey insanoğlu diyecek ve kimse üstüne alınmayacak' diyor. Bunlar dün Bosna'da bugün Gazze'de ve diğer Filistin şehirlerinde Suriye'de, Afrika'nın pek çok yerinde insanlığın vicdanına tercüman olan dirayetli duruşumuza, zalimlerin zehirli diliyle ne yazık ki karşı çıktılar. Açık ve net söylüyorum. Muhalefetin aktörleri, emperyalistlerin kirli oyunlarında figüran olmayı tercih etmişlerdir. Tarihin doğru tarafında yer alma, cesaret ve erdemini gösterememişlerdir. Ama hamdolsun hep olduğu gibi tarih bizi Suriye konusunda da haklı çıkardı. 61 yıl boyunca halkına yapmadık zulmü bırakmayan Baas rejimi birkaç gün içinde yerle yeksan oldu. Zalim Esad tasını, tarağını toplayıp arkasına bile bakmadan bir gecede Suriye'den kaçmak zorunda kaldık. Şimdi katliamlarda parmağı olanlar tek tek hesap veriyor. Çocukları, bebekleri, sivilleri, vahşice öldüren caniler, katiller hak ettikleri muameleyi görüyor. Suriye halkı kendi geleceğini bizatihi kendisinin belirleyeceği yeni bir yönetimin inşası yolunda emin adımlarla ilerliyor."
'YPG TERÖR ÖRGÜTÜ SURİYE'NİN GÜVENLİK VE HUZURU ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELDİR'
Suriye'nin yeniden inşası hakkında konuşan Erdoğan, "Türkiye olarak amacımız Suriye'deki tüm terör örgütlerinin suhuletle veya zorla tasfiye edilmesini sağlamaktır. Böylece hem kendi güvenliğimizi garantiye almayı hem de komşumuzun toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve iç barışı önündeki engelleri kaldırmayı hedefliyoruz. Suriye'de eli silahlı, bölücü teröristler varlık gösterdiği sürece kendimizi tamamen emniyette hissedemeyiz. Yakın geçmişte DEAŞ tiyatrosuyla Suriye'yi ve bölgemizi cehenneme çevirenler yine aynı tezgahı kurmanın peşindeyse de inşallah bu defa başaramayacak. Şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ülke topraklarının 3'te 1'ini ve doğal kaynaklarının önemli bir kısmını işgal altında tutan YPG terör örgütü Suriye'nin güvenlik ve huzuru önündeki en büyük engeldir. Uluslararası konjonktürün değişmesiyle bu terör örgütü üzerinden bölgemizde tasarlanan senaryoların geçerliliği kalmamıştır. Başkalarının ajandalarına hizmet ederken son kullanım tarihleri geçen her yapı gibi bu örgütün de çöpe atılması yakındır. Bundan kaçış, kurtuluş yokö ifadelerini kullandı.
'ONURLU OLARAK DÖNMEK İSTEYENLERE KOLAYLIK GÖSTERECEĞİZ'
Türkiye'nin, bölgesinin tamamındaki gelişmeleri yakından takip ettiğini de söyleyen Erdoğan, "Orta Doğu'ya bataklık diyen çapsızları mahcup edecek şekilde bölgemizi medeniyetin merkezi haline getirecek atılımların öncülüğünü biz yapıyoruz, AK Parti yapıyor. Orta Doğu'nun doğal zenginlikleriyle kurdukları güvenlik ve refah düzeni sarsılanlara inat biz tüm insanlığı kucaklayarak medeniyetimizin yeniden sizlerle birlikte yükselteceğiz. Bölgemizin tamamında huzurun, barışın ve kardeşliğin hakim olması için mücadelemize hız vereceğiz. İnşallah önümüzdeki dönem bu doğrultuda çok önemli gelişmeleri hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Hem devlet organizasyonunun yeniden inşası hem ülkenin yeniden imarı konularında Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız. Ülkemizdeki Suriyeli muhacirlerden kendi evlerine gönüllü ve onurlu olarak dönmek isteyenlere de gerekli kolaylıkları göstereceğiz. Muhalefetin ve insanlıktan nasibini almamış bazı ırkçı vandalların ensar- muhacir kardeşliğine gölge düşürmesine asla izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE DÖNEMİNİN KAPILARINI ARAMALAYA ODAKLANDIK'
Cumhur İttifakı ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin attığı adıma da vurgu yapan Erdoğan şöyle konuştu:
"40 yılı aşkın süredir büyük can kayıplarına ve maddi bedellere mal olan terör belasının defedilmesine yönelik adımlar atılıyor. Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli'nin aldığı inisiyatifle başlayan bu çalışmalarda geçtiğimiz haftalarda kayda değer bir mesafe alındı, Meclis'te çok geniş bir mutabakat ve anlayış birliği oluştu. Milletimin şunu çok iyi bilmesini özellikle istirham ediyorum. Attığımız her adımda şehitlerimizin aziz hatıralarını, şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin hassasiyetlerini mutlaka gözetiyoruz. Cumhur İttifakı'nın tek bir gayesi vardır. Ülkemizin 40 yıllık hafızasında çok acı hatıraları olan bir dönemi sona erdirerek terörsüz Türkiye döneminin kapılarını aralamaktır. Sadece buna odaklandık. Sadece buna kilitlendik. Bunun dışında gizli açık hiçbir hesabımız, pazarlığımız, niyetimiz yoktur. Milletimizin ve sorumluluk duygusuyla hareket eden herkesin sunacağı katkıyla inşallah bu hedefimize er veya geç ulaşacağız. Son dönemde artan veya yalan çarpıtılmış, buram buram provokasyon tüten açıklamaların gayesi mevcut iklimi dinamitlemektir. Milletin sinir uçlarına dokunan güya haber açıklama ve magazinel kulis bilgileriyle art niyetli ve alçakça bir oyun oynanmaktadır. İstismar zeminini kaybedecek olanlar her türlü ahlaksızlığı sergiliyor. Terör duvarının yıkılmasından rahatsız olanlar, yalan ve korku yayarak çıkarlarını devam ettirmek istiyor. Şunu söyleyeyim. Biz bu oyunu ve sahiplerini gayet iyi biliyoruz. Allah'ın izniyle bu tuzaklara düşmeyeceğiz.ö
'YA O SİLAHLAR GÖNÜLLÜ OLARAK BIRAKILACAK YA DA CEBREN BIRAKTIRILACAK'
Terör örgütüne yapılan çağrının cevapsız kalması durumunda gereken adımı atmaktan geri durmayacaklarını belirten Erdoğan, "Çok da uzatmadan çağrı safhasını geride bırakıp nasıl tavır alınacağını yakından takip ediyoruz. Burada da tavrımız gayet nettir. Şayet örgüt silah bırakıp, kadrolarını dağıtır, siyasi yapıda gerçek bir Türkiye partisi gibi davranmaya başlarsa bunun kazananı 85 milyonun tamamı olacaktır. Çağrımıza kulak asmaz bunca yıldır olduğu gibi emperyalistler adına tetikçilik yapmaya devam ederlerse kendileri bilir. Bizim bölgedeki tüm terörü yapıları gibi bölücü örgütü de son militanına kadar yok edecek gücümüz, imkanımız, kararlılığımız mevcuttur. Hep vurguladığım gibi; bu iş bizim açımızdan sadece vakit ve planlama meselesidir. Bunu daha önce yaptık. Yine yapmaktan çekinmeyiz. Cudi'de biz varız, Gabar'da biz varız, Tendürek'te biz varız, Bestler Deresi'nde biz varız. Bizim olmadığımız yer yok. Hamdolsun. Bölge üzerinde hesabı olan güçleri ikna veya icbar edecek irade ve araçlara da sahibiz. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını herkes gördü. Bunlar da görecek. Kabul edecek ve gereğini yerine getirecek. Yani, ya o silahlar gönüllü olarak bırakılacak ya da cebren bıraktırılacak. Türkiye Yüzyılı'nda ne teröre ne de bununla bağlantılı acılara asla yer olmadığını biz bir şekilde göstereceğizö dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Cumhurbaşkanı Erdoğanın konuşması
HABER:Olcay DÜZGÜN- Samed Aydın SUN- Furkan KAVUKLU/ KAYSERİ, (DHA)
==========================================================
2)BAKAN KACIR: ÜLKEMİZ ADINA ÖNEMLİ BİR FIRSAT KAPISI AÇIYOR
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İzmir programı kapsamında Bergama ilçesindeki Ateş Wind Power fabrikasında düzenlenen 'Ateş Wind Power 500. Jeneratör Teslim Töreni'ne katıldı. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir milletvekilleri, Ateş Wind Power Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Güldoğan ve iş insanları katıldı. Törende konuşan Bakan Kacır, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak büyük hamleler gerçekleştirdik. Attığımız kararlı ve uzun vadeli adımlar neticesinde; toplam elektrik kurulu gücümüz içerisinde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 58'e ulaştı. 2035'e kadar, güneş ve rüzgarda mevcut kurulu gücümüzü 80 milyar doların üzerinde bir yatırım ile dört katına çıkarmayı öngörüyoruz. Küresel resme baktığımızda; geçtiğimiz yıl için dünya genelinde yapılan 3 trilyon dolar enerji yatırımının 2 trilyon doları yenilenebilir enerji alanında gerçekleşti. Yenilenebilir enerjide yatırım ivmesinin önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi öngörülüyor. Bu bakımdan gerek yerli yatırımlar gerekse de küresel ölçekteki trendler, ülkemiz adına önemli bir fırsat kapısı açıyor" dedi.
'TOPLAM 448 TEŞVİK BELGESİ DÜZENLEDİK'
Bakan Kacır, 150 projeye ve 278 bilim insanına toplam 1,3 milyar lira destek sağladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yenilenebilir enerji teknolojilerinde Ar-Ge ve inovasyon kapasitesini artırmak, yerli üretim ekosistemini güçlendirmek ve küresel pazardaki rekabet avantajımızı pekiştirmek; enerjide Milli Teknoloji Hamlesini gerçekleştirmek adına öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu bakımdan, rüzgar enerjisindeki güçlü üretim altyapımızı yalnızca enerji ihtiyacımızı yerli üretim kabiliyetlerimizle karşılayan değil, aynı zamanda inovasyona katkı sağlayan, nitelikli istihdam oluşturan ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine hizmet eden bir ekosistem olarak konumlandırıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu ekosistemi daha da büyüterek, üretimde yerli ve yenilenebilir enerjinin payını daha da artıracak, etkin teşvik ve destek mekanizmalarımızı devreye aldık. Teşvik sistemimiz kapsamında; rüzgar enerji santrali yatırımlarına 2012'den bugüne kadar toplam 448 teşvik belgesi düzenledik. 411 milyar lirayı aşan sabit yatırımın önünü açtık. Türbin kulesi, makine ve bağlantı ekipmanı imalatı yatırımları için ise toplam 68 teşvik belgesi düzenleyerek 11,3 milyar liralık yatırımı harekete geçirdik. TÜBİTAK destek ve burs programları kapsamında; rüzgar enerjisi teknolojileri alanında 150 projeye ve 278 bilim insanına toplam 1,3 milyar lira destek sağladık. Katma değer odaklı yatırımlara Ar-Ge'den seri üretime uçtan uca destek sunduğumuz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında; rüzgar türbinlerinde kullanılan bağlantı ekipmanlarının, ileri döküm teknolojisi kullanılarak yerli ve milli imkanlarla üretilmesini sağlayan bir projeyi destekleyerek 425 milyon lira yatırımın önünü açtık."
'20 BİNDEN FAZLA KİŞİYİ İSTİHDAM EDİYOR'
"Teknoparklarımız bünyesinde rüzgar enerjisi alanında çalışan 59 teknoloji girişimine ve yine bu alanda projeler yürüten 28 Ar-Ge merkezine sağladığımız bütüncül destekler; yenilikçi teknolojilerin yerli imkanlarla geliştirilmesine olanak sağlıyor" diyen Bakan Kacır, "2002'de üretilen ilk yerli kanatla serüveni başlayan Türkiye rüzgar enerjisi sanayisi, oluşturduğumuz güçlü Ar-Ge ve üretim altyapısı neticesinde; kule, kanat ve jeneratör gibi türbin ana aksamlarını yerli olarak imal etme kabiliyeti elde etti. Yıllık 2,5 milyar avro ciroya ulaşan sektörümüz, bugün 20 binden fazla kişiyi doğrudan istihdam ediyor. 50'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor" dedi.
İzmir'in güçlü lojistik bağlantıları, planlı sanayi alanları, yetkin insan kaynağı ve yüksek rüzgar enerjisi potansiyeliyle rüzgar sanayisindeki yatırımlar için ideal bir merkez olduğunu dile getiren Bakan Kacır, "3 ayrı üretim tesisinde, yüzde 100 yerli sermayeye sahip olan Ateş Wind Power, bu kümede başarıyla üretim gerçekleştirerek sektöre öncülük eden firmalarımız arasında yer alıyor. İzmir'de üretilen 500'üncü jeneratörün teslimatıyla, firmamızın başarılı yolculuğunda önemli bir eşiği geride bırakmasını kutluyoruz" açıklamalarında bulundu. Bakan Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile birlikte Çandarlı Limanı'nı Türkiye'ye kazandıracaklarını da dile getirdi.
İzmir Valisi Süleyman Elban ise İzmir'in rüzgar enerjisinin başkenti olduğunu belirtip, "Ülkemiz muhtemelen çok kısa bir zaman içerisinde Çin'den sonra rüzgar teknolojisi konusunda önde gelen ülkelerden birisi haline gelecek" dedi.
Ateş Wind Power Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Güldoğan da "Bugün için 3 farklı kampüste bulunan 5 fabrikamız, grup şirketlerimiz ile 1300 çalışanımız ve paydaşlarımızla birlikte büyüme, üretim, istihdam ve ihracat şeklinde çizilen sanayi rotamızda yürüyeceğimize olan inancımızın altını çizmek isterim" diye konuştu.
Konuşmaların ardından fabrikayı gezen Bakan Kacır, teslim edilen 500'üncü jeneratöre imzasını attı. (DHA)
Görüntü Dökümü
------------------------------
-Bakan Kacırın konuşması
Haber: Seza Nur ALPDÜNDAR- Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,(DHA)
===============================================================
3)BAKAN MEMİŞOĞLU, İHTİSAS AKADEMİ PROGRAMI'NIN AÇILIŞINA KATILDI
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin ziyaretinin ardından Türkiye Gençlik Vakfı'nca (TÜGVA) düzenlenen İhtisas Akademi Programı'nın açılışına katıldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Cengiz Andiç Kongre Merkezi'nde düzenlenen programa; Vali Ozan Balcı, AK Parti Van Milletvekilleri Burhan Kayatürk, Kayhan Türkmenoğlu, AK Parti İl Başkanı Emre Güray, MHP İl Başkanı Salih Güngöralp, İl Sağlık Müdürü Muhammed Tosun, YYÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Görmez, TÜGVA Van İl Temsilcisi Mehmet İsa Deniz, kurum amirleri ve öğrenciler katıldı. Bakan Memişoğlu, TÜGVA'nın, değerlerini koruyan ve çalışan bir nesil yetiştirmek için önemli bir görev üstlendiğini söyledi. Memişoğlu, "Sorgulayan, araştıran, bilim ve bilgiyle hareket eden bir neslimiz var. Bu çok önemli. Ama bunu yaparken de değerlerimizi, geçmişimizi, medeniyetimizi, kültürünü devam ettirip, ona bağlı kalan bir neslimiz de var. Bugün TÜGVA esas bu tarafıyla hem değerlerini kaybetmeyen, sorgulayan, çalışan, üreten bir gençlik var ve gelecekte ülkeyi yönetecek insanlar yetiştirmek için bu kadar çaba harcıyor. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
'BU OYUNA GELMEMEMİZ LAZIM'
Gençlere de çok çalışıp üretmeleri konusunda tavsiyelerde bulunan Bakan Memişoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Dünya 5'ten büyük' dediği esasında bu. Bizim de üretmemiz lazım. Peki, bu kötülük medeniyetine veya kötülüğe karşı mücadele eden bizler üretirken, çalışırken veya birlikte olmaya çalışırken, farklılıklarımızı birleştirip zenginlik ve güç haline getirmeye çalışırken karşı taraf duracak mı? Siz '5'ten büyük' dedikten sonra, dünyaya iddia ortaya koyduktan sonra, 'Buna isyan ediyorum, buna itiraz ediyorum' dedikten sonra, bir toplum, bir ülke, bir lider olarak, bir dava olarak karşı taraf 'Ne güzel yapıyorlar' diyecek mi, sanıyorsunuz? Demeyecek. Ne yapacak? Bizi birbirimize düşürecek. Ayrıştırmaya çalışacak. Kavga etmeye çalıştıracak. Enerjimizi birbirimize harcamaya çalıştıracak. Bizi, Kürt'tür, Müslümandır, dinsizdir, dinlidir diye sağ, sol diye ayrıştıracak. Bu net. Bu oyuna gelmememiz lazım. Bizim hatamız olabilir, yanlışımız olabilir. Birbirimizi eleştirecek taraflarımız da olabilir. Ama bugün, bu zaman, birlikte hareket etme zamanı. Bir olma, daha çok üretme, çalışma zamanı. Birbirimize sarılma zamanı" diye konuştu.
'42 BİN GENCİMİZİN HER BİRİNE 3'ER KİTAP OKUTTURUYORUZ'
TÜGVA Van İl Temsilcisi Mehmet İsa Deniz, TÜGVA'nın gençlerin eğitimine ve kişisel gelişimine katkı sağlamak için çeşitli projeler yürüttüğünü belirterek, "TÜGVA, yeni neslin artık bir evi olsun diye kurulan bir vakıf. Bugün 81 il ve 700 ilçede teşkilatlanması bitmiş, 600 binin üzerinde gönüllü üyesi bulunan, birçok alanda çalışan Türkiye'nin en büyük gençlik hareketi olan bir vakıf haline geldik. TÜGVA üniversitenin yanı sıra ortaokul ve lise çalışmalarıyla da gençlerimizi üniversiteye hazırlıyor" dedi. 42 bin gence 3'er kitap okuttuklarını belirten Deniz, "Bugün kitap kurdu yarışmamız ile Van'da 80 bin ortaokul öğrencisinden 42 bini öğrenciyi kitap okutmak için yarışmaya kayıtlarını aldık. 42 bin gencimizin her birine 3'er kitap okutturuyoruz. Bu da 100 binin üzerinde kitap yapıyor" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Bakanın konuşması
-Detay
Behçet DALMAZ-Orhan AŞAN/VAN, (DHA)
==========================================================
4)GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILAN KULA BELEDİYE BAŞKANI DÖNMEZ: 'BUNLARI DÖVÜN' DİYE BİR TALİMAT VERMEDİM
MANİSA'nın Kula ilçesinde 2 kişiyi darbettiği iddiasıyla yargılanan ve görevden uzaklaştırılan Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez ile 7 sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. İddiaları reddeden Dönmez, "Bağırma sesleri üzerine dışarıda bekleyen şoförüm ve korumam odaya girerek, bana saldıran M.U.'ya müdahale etti ve her iki şahsı belediyeden uzaklaştırdı. Kimseye 'Belediyeyi boşaltın', 'Güvenlik kameralarını kapatın' veya 'Bunları dövün' diye bir talimat vermedim" dedi.
Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez, iddiaya göre; geçen yıl 27 Haziran günü parke taşı temini için şirketiyle sözleşme imzaladıkları M.U. ile H.D'yi yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle belediyeye çağırdı. Başkan Dönmez, firmayla olan sözleşmesini feshetmek istedi. Bunun üzerine çıkan tartışmada firma yetkilileri ile Başkan Dönmez arasında arbede yaşandı. Sesleri duyarak içeri giren Başkan Dönmez'in koruması Rıza Gidiş ve şoförü Mustafa Onur Aksoy, firma yetkilileri M.U ve H.D.'yi makam odasından çıkardı. M.U. ve H.D., Başkan Dönmez'in makam odasında darbedildiklerini iddia ederek, polise başvurdu. Şikayet sonrası Başkan Dönmez, şoförü Aksoy ve koruması Gidiş, gözaltına alındı. Kula İlçe Emniyet Müdürlüğü'ndeki ifadelerinin ardından mahkemeye sevk edilen Aksoy ve Gidiş, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
YERİNE SEMRA GÜNDÜZ SEÇİLDİ
Başkan Dönmez de Kula Devlet Hastanesi'nden darp raporu aldıktan sonra emniyete giderek M.U. ve H.D.'den şikayetçi oldu. Gözaltına alınan M.U. ve H.D., ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Başkan Dönmez de 30 Haziran'da sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemede 'Yağma suçuna azmettirme' iddiasıyla tutuklandı. 29 Temmuz'da Başkan Dönmez, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, koruması ve şoförün tutukluluk haline devam edilmesi kararı verildi. Soruşturma kapsamında şoför Mustafa Onur Aksoy ve koruması Rıza Gidiş, 6 Ağustos'ta tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Soruşturma nedeniyle Dönmez, görevden uzaklaştırıldı. Dönmez'in yerine 8 Temmuz'da yapılan seçimlerde meclis üyesi Semra Gündüz, başkanvekili seçildi.
SANIKLAR HAKİM KARŞISINDA
Olayla ilgili tamamlanan soruşturmanın ardından Dönmez, şoförü Aksoy ve koruması Gidiş hakkında 'Hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma', 'Vücutta kemik kırığı oluşacak şekilde kasten yaralama', 'Basit yaralama', 'Tehdit' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından diğer 5 sanığın da 'darp' suçlamasıyla cezalandırılması talep edildi. Salihli Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşması, bugün görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Dönmez ile 7 sanık, avukatları ve yakınları katıldı.
'HAKKIMDAKİ TÜM İDDİALARI REDDEDİYORUM'
Dönmez, mahkemedeki savunmasında, ilçede parke taşı üreten M.U. ile Kula Belediyesi adına parke taşı üretimi yapmaları için sözleşme imzaladıklarını ancak M.U.'nun sözleşmeye ait yükümlülüklerini yerine getirmediğini söyledi. Bu nedenle M.U. ve H.D.'yi belediyeye davet ettiklerini kaydeden Dönmez, iş sözleşmesini feshetmek istediklerini belirtip, "İş sözleşmesini feshettikten sonra belediyemizden aldıkları parke taşına ait 580 bin borçları olduğunu ve bunu ödemeleri gerektiğini hatırlattık. Ancak M.U. bu teklifi kabul etmedi ve sinirlenerek hakaretlerde bulunmaya başladı. Üzerime yürüyerek, 'Burayı başınıza yıkarım, o parayı alabiliyorsanız alın' dedi. Bağırma sesleri üzerine dışarıda bekleyen şoförüm ve korumam odaya girerek, bana saldıran M.U.'ya müdahale etti ve her iki şahsı belediyeden uzaklaştırdı. Kimseye 'Belediyeyi boşaltın', 'Güvenlik kameralarını kapatın' veya 'Bunları dövün' diye bir talimat vermedim. Bu nedenle hakkımdaki tüm iddiaları reddediyorum" dedi. İlk duruşmada diğer sanıklar da savunmalarını yaparak iddiaları reddetti. Mahkeme heyeti, sanıkların adli kontrol şartının kaldırılması ile ilgili talebi reddederken; M.U.'nun darp raporunun kesin sonuçlarının beklenmesi, 112 Acil Çağrı Merkezi ile ilgili konuşma kayıtlarının istenmesi ve sanıklara ek savunma süresi verilmesi için duruşmayı 17 Şubat'a erteledi.
'TALEBİMİZİ REDDETTİ'
Duruşma sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Hikmet Dönmez'in avukatı Murat Aydın, "İlk duruşmada sanıkların ifadeleri alındı ve aynı zamanda tanıklar dinlendi. Mahkememiz, yaralı bir kişinin adli tıp raporu eksikliği nedeniyle duruşmayı şubat ayına erteledi. Bu yargılama bittiğinde Başkan Hikmet Dönmez ve diğer sanıkların suçsuz olduklarının ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bu anlamda yargıya güvenimiz tamdır. Mahkeme, diğer delillerin toplanması ile ilgili süreç henüz bitmediği için adli kontrolün kaldırılması talebimizi reddetti. Bu süreç bittiğinde makam odasında saldırıya uğrayanın Belediye Başkanı Hikmet Dönmez olduğu, Kula halkının ve Kula Belediyesi'nin haklarını savunmak için uğraşırken saldırıya uğrayıp, bir de üstüne iftiraya uğradığı ortaya çıkacak" dedi.
'MAHKEMENİN HUKUKA UYGUN BİR KARAR VERECEĞİNDEN EMİNİZ'
Dönmez'in avukatlarından Ufuk Mansuroğlu ise "Alınan bilirkişi raporları ve tanık anlatımları ile Dönmez'in herhangi bir suça karışmadığı ve iddia edilen eylemleri gerçekleştirmediği doğrulanmıştır. Bu hali ile hakkaniyetli ve adil bir karar ile sonuca ulaşılacağından ve mahkemenin hukuka ve kapsama uygun bir karar vereceğinden eminiz" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Arşiv
Haber: Emre SAÇLI/SALİHLİ (Manisa), (DHA)
==========================================================
5)VALİSİ USTA: URFA İLE BİNGÖL ARASINDAKİ DOSTLUĞUN BOZULMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ
BİNGÖL Valisi Ahmet Hamdi Usta, "Bingöl'e ve Bingöl insanına çok büyük haksızlık yapıldı. Kamuoyuna yansıyan görüntülerde 100 tane erkeğin kadınlara, kızlara saldırdığıyla ilgili bir haber paylaşıldı ki külliyen yalan bir olay. Urfa ile Bingöl arasındaki dostluğun, kardeşliğin bozulmasına müsaade etmeyeceğizö dedi.
Vali Ahmet Hamdi Usta, Trabzon'da düzenlenen 'Okullu Gençler Hentbol Yarı Final Müsabakaları'nda en iyi 8 takım arasında yer alarak Türkiye finallerine kalmayı başaran Bingöl Spor Lisesi Spor Kulübü'nün kız sporcularını makamında kabul etti. Vali Usta, Hentbol Kadınlar 2'nci Lig'de takımın 11 Ocak'ta Bingöl'de Şanlıurfa Güneşin Çocukları Spor Kulübü ile 27-27'lik eşitlikle sonuçlanan maçta, karşılaşmanın ardından takımların oyuncuları ile teknik heyetleri arasında çıkan tartışmayla ilgili konuştu. Vali Usta, 100 erkeğin kadın sporculara saldırdığı iddialarını yalanlayarak, "Bu kızlarımızı kabul etmemin gerekçesi bu değil ama böyle bir soruyla muhatap olduğum için de yaşadıklarımızı ve son bir haftada neler hissettirdiğimizi sizinle paylaşmak isterim. Bingöl'e ve Bingöl insanına çok büyük haksızlık yapıldı. Kamuoyuna yansıyan görüntülerde 100 tane erkeğin kadınlara, kızlara saldırdığıyla ilgili bir haber paylaşıldı ki külliyen yalan bir olay. Sanki dışarıda kamuoyunda şöyle bir algı oluştu, 'Bingöl'de bir grup erkek kadınlara saldırıyor.' Böyle bir haber yapıldığı zaman bunun altını çok kötü bir şekilde doldurabilirsiniz. Ben Bingöl'de 1.5 yıldan beri valilik yapıyorum. Bırakın kadınlara saldırmayı, erkekler Bingöl'de yolda karşılaştığı kadınlara bile geçerken başlarını öne eğerek geçen bir insan grubu var burada. Dolayısıyla bu külliyen yalan. Birincisi böyle bir olay yok. İkincisi salonda seyirciler her iki takımın teknik heyeti, sporcuları, görevlilere baktığınız zaman toplamda 100 kişinin olduğu bir topluluğu görürsünüz. Dolayısıyla 100 kişinin saldırması mümkün değil. Görüntülere bakıldığı zaman sahaya giren seyirciden hiçbirinin tanesinin karşı takım oyuncularına diğer kızlarımıza, kadınlarımıza darp ettiğini, şiddet uyguladığını göremezsinizö dedi.
'URFA İLE BİNGÖL ARASINDAKİ DOSTLUĞUN, KARDEŞLİĞİN BOZULMASINA, MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'
İki il arasındaki dostluk ve kardeşliğin bozulmasına müsaade edilmeyeceğini belirten Vali Usta, "Spor liselerimiz Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir kamu lisesi. Dolayısıyla burada görev yapan öğretmenlerimiz, müdürlerimiz, hepsi de kamu görevlisi. Bunlar mikrofonlara çıkıp çok konuşamazlar, beyanat veremezler, açıklamada bulunamazlar. Hem konumları gereği hem de pozisyonlarından gereği basına bilgi demeç veremezler. Dolayısıyla bizim bu konuda ve okulumuzun sessiz kalması acizliğimizden ve haksızlığımızdan değil bilakis tam tersine olayların nasıl cereyan ettiğini bildiğimiz için kendimiz olarak güvenimizden kaynaklanmaktadır. Biz kızlarımızın masumiyetine sığınarak öğrenci olduklarını bilerek, ailenin bunları bize emanet ettiğini düşünerek bu kızların gerek yüzlerini gerek görüntülerini biz hiçbir şekilde basında paylaşmadık. Maçtan sonra biz bunların görüntülerini paylaşsaydık, orada bir tane sporcunun 3-5 yerden görüntüsü paylaşsaydık infiale yol açacak bir olaydı. Adliye intikali olaylarda bizim sporcuların yüzde 65'i mağdur. Şikayet edenlerin yüzde 66'sı yine bizim takımın yöneticileri ve sporcuları. Dolayısıyla mağduriyete baktığınız zaman aslında bizim sporcularımız kendi Bingöl'ümüzde daha mağdur durumdalar. Yöneticilerim daha mağdur durumda ama kamuoyuna böyle bir mağduriyet yansıtıldı. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Şanlıurfa, Güneydoğu'nun en kadim şehirlerinden bir tanesidir. Bingöl doğunun en kadim şehirlerinden bir tanesidir. Urfa'yla Bingöl arasındaki dostluğun bozulmasına, kardeşliğin bozulmasına hiçbir zaman için Müsaade etmeyeceğiz. Zaten maç öncesinde ki zira o gelen rakip takımın oyuncularını biz kendi okullarımızda misafir ettik. Yurtlarımızda kaldılar. Böyle bir amacımız, böyle bir niyetimiz kesinlikle olamaz. Bingöl'de sporun verdiği heyecan, adrenalin gereği maç esnasında tartışmalar sahada kalırö diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Vali Usta'nın sporcuları makamında ağırlaması
-Sporcularla konuşması
-Açıklamaları
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera:Aziz ÖNAL/BİNGÖL,(DHA)
==========================================================
6)115 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ SİTE, ZEMİN ETÜDÜ YAPILMADAN İNŞA EDİLMİŞ
KAHRAMANMARAŞ merkezli ilk depremde yıkılan, 115 kişinin öldüğü Penta Park Sitesi davasında, mahkemenin istediği bilirkişi raporu dosyaya girdi. 2'si tutuklu 3 sanığın asli kusurlu gösterildiği raporda; sitenin zemin etüdü olmadan yapıldığı, inşası sırasında kullanılan beton ve malzemenin standartlara uygun olmadığı belirtildi.
6 Şubat'ta meydana gelen ilk depremde 2 bloğunun yıkılması sonucu 115 kişinin öldüğü, 7 kişinin de yaralandığı Penta Park Sitesi'nin yıkılmasıyla ilgili açılan davanın 4'üncü duruşması görüldü. Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya; 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisleri istenen inşaat şirketinin yetkilisi tutuklular Mesut Başkır (78), statik proje müellifi Özcan Çakmak (61) ve tutuksuz Metin Başkır (62) katıldı.
66 SAYFALIK BİLİRKİŞİ RAPORU HAZIRLANMIŞ
Duruşmanın başında mahkeme başkanı, Pamukkale Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun mahkemeye gönderildiğini belirtti. 66 sayfalık raporda; sitenin zemin etüdünün yapılmadığı, statik projesinin de zemin etüt raporu olmadan hazırlandığı, belediyenin proje kontrol birimindeki sorumluları tarafından onaylanan projenin de müteahhit tarafından uygulandığı belirtildi. Raporun devamında, yapının inşasında kullanılan beton ve donatıların standartlara uygun olmadığı, bu nedenlerden dolayı da müteahhit, statik proje müellifi, fenni mesul ve belediye proje kontrol birimi ile yapı kontrol birimi sorumluların asli kusurlu olduğu kaydedildi.
'FENNİ SORUMLU NET BİR ŞEKİLDE ALİ ÇAKMAK OLDUĞU BELLİ'
Duruşmada savunma yapan sanıklardan Mesut Başkır, yeni raporun kendisine ulaşmadığı için herhangi bir şey diyemeyeceğini söyledi. Kendisinin müteahhit olmadığını, sitenin şirket tarafından yapıldığını ve kendilerinin de şirketin görevlileri olduğunu anlatan Mesut Başkır, "Ruhsatta mimarı proje müellifi Mesut Başkır, statik proje müellifi Özcan Çakmak, fenni sorumlu Ali Şeyda Çakmak. Bilirkişiler proje safhasında olan kusurlar şunlardır, yapım safhasında olan kusurlar şunlardır diye ifade etmişler. Fenni sorumlunun görev ve yetkileri yasalarda çok açık açık ve net bir şekilde belirtilmiştir. İmar Kanunu'na göre fenni sorumlular ancak kendi meslekleriyle ilgili imalatların sorumluluğunu alabilirler. Sayın savcı, iddianamede 'Ali Şeyda Çakmak vefat ettiği için kendini savunma şansı yok, onun için suçu onun üzerine yıkmaya çalışıyorlar' demiş. Ortada yasalar varken bir suçu başkasına yükleme şansımız olamaz. Fenni sorumlunun net bir şekilde Ali Çakmak olduğu belli" dedi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Özcan Çakmak ile Metin Başkır da savunmalarında suçlamaları kabul etmedi. Tanıkların da dinlendiği duruşmada mahkeme heyeti, Mesut Başkır ile Özcan Çakmak'ın tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi. (DHA)
Görüntü Dökümü
-------------------------------
- Adliye binası
- Adliye önü
- Penta Park Sitesi enkazından detay
- Arama kurtarma çalışmalarından detay
- Penta Park Sitesi'nin fotoları
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-(DHA)
==========================================================
7)ÇALIŞTIĞI İNŞAATTA BAŞINA BETON BLOK DÜŞEN VİNÇ OPERATÖRÜ ÖLDÜ
GAZİANTEP'te çalıştığı inşaatta başına beton blok düşen vinç operatörü Turan Günbaş (52), hayatını kaybetti.
Olay, akşam saatlerinde Taşlıca Mahallesi'ndeki Nakliyatçılar Sitesi inşaatında meydana geldi. Vinç operatörü Turan Günbaş, çalıştığı sırada üzerine beton blok devrildi. Olayı görenler, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. İhbarla olay yerine itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Turan Günbaş, itfaiyenin çalışması sonucu hurdaya dönen vincin içerisinden çıkarıldı. Sağlık görevlilerinin kontrolünde Turan Günbaş'ın yaşamını yitirdiğini belirledi. Günbaş'ın cansız bedeni otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü
--------------------------
- Olay yeri
- Kaza yapan araç
- Jandarma ekipleri
- Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Kadir GÜNEŞ -GAZİANTEP- DHA)
==========================================================
8)HATAY'DA YÜKLÜ MİKTARDA UYUŞTURUCU ELE GEÇİRİLDİ
HATAY'da jandarmanın düzenlediği operasyonda yurt dışından ülkeye getirilen 510 bin captagon hap ve 62 kilo 400 gram toz esrar ele geçirildi. Olayla ilgili Suriye uyruklu 2 kişi gözaltına alındı.
İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, ülkeye yüklü miktarda uyuşturucu getirildiği bilgisi üzerine harekete geçti. Suriye uyruklu 2 şüphelinin kimliğini belirleyen ekipler, adreslerine baskın yaptı. Adreslerde yapılan aramada 510 bin captagon hap ve 62 kilo 400 gram toz esrar ele geçirildi. Şüpheliler sorgulanmak üzere jandarma komutanlığına götürüldü. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------------------------
- Jandarma önü
-Şahısların üstü aranması
-Evin içi aranması
-Uyuşturucular
Haber - Kamera: Alican GÜMÜŞ/ HATAY, (DHA)
==========================================================