24 Ocak 2025 Cuma
DOLAR 35.64 ₺
EURO 37.23 ₺
STERLIN 44.11 ₺
G.ALTIN 3,154.54 ₺
BTC 103,492.81 $
ETH 3,248.64 $
BİST 10,112.76
ads
ads

DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 11

GündemYerel 3
Yayınlama: 23 Ocak 2025 Perşembe 22:21 Kaynak: Demirören Haber Ajansı

DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 11
ads

1) BOLU'DAKİ YANGINDA ÖLEN DİŞ HEKİMİ ÇİFT İLE ÇOCUKLARI, OTELİ BEĞENMEDİKLERİ İÇİN SABAH AYRILACAKMIŞ

BOLU Kartalkaya'daki otel yangınında hayatını kaybeden diş hekimleri Yasemen (41) ve Erhan Tüzgiray (48) çifti ile çocukları Defne (11) ve Demir (8), Bursa'da toprağa verildi. Palandöken Kayak Tesisleri'ne gitmeyi düşünen ailenin uzak olduğu için Bolu Kartalkaya'yı tercih ettiği, cumartesi günü otele giriş yaptıkları, kaldıkları 7'nci kattaki odayı beğenmedikleri için de pazartesi akşamı ayrılmak için eşyalarını topladıkları, ancak yangına yakalandıkları belirtildi.

Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki 12 katlı Grand Kartal Otel'de önceki gün sabaha karşı çıkan yangında Dr. Dt. Yasemen Boncuk Tüzgiray, Diş Hekimi Erhan Tüzgiray ile çocukları Defne ve Demir hayatını kaybetti. Yasemen Boncuk Tüzgiray ile 2 çocuğunun Bursa'da, Erhan Tüzgiray'ın ise ailesinin de yaşadığı Ankara'da toprağa verilmesi kararlaştırıldı. Ancak daha sonra Erhan Tüzgiray'ın da Bursa'da defnedilmesine karar verildi.

Yasemen ve Erhan Tüzgiray çifti ile çocukları Defne ve Demir için bugün ikindide Bademli Camii'nde cenaze namazı kılındı. Cenazeye Bursa Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti, CHP ve İYİ Parti Bursa milletvekilleri, İl Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu, Bursa İl Jandarma Komutanı Tuğgenaral İdris Tataroğlu, belediye başkanları, partilerin il başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cenazede taziyeleri kabul eden Yasemin ve Erhan Tüzgiray'ın ailesi, gözyaşlarını tutamadı. Namazın ardından çift ile çocukları, Bademli Mezarlığı'nda toprağa verildi.

AYNI ÜNİVERSİTEDEN MEZUNLAR

Aslen Bursalı olan Yasemen Boncuk Tüzgiray ile Samsunlu olan Erhan Tüzgiray'ın Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden mezun olduğu, 2012 yılında evlenip Ankara'da yaşadıkları ve özel bir diş kliniğinde çalıştıkları belirtildi.

AYRILMAK İÇİN EŞYALARI TOPLAMIŞLAR

Çiftin çocukları, 5'inci sınıf öğrencisi Defne ile 2'nci sınıf öğrencisi Demir'i karne hediyesi olarak kayak yapmaları için Erzurum'daki Palandöken Kayak Merkezi'ne götürmek istediği, ancak uzak olması nedeniyle Bolu Kartalkaya'yı tercih ettikleri belirtildi. Tatilin ilk günü olan cumartesi günü Grand Kartal Otel'e giriş yapan ailenin 7'nci kattaki odalarına yerleştikleri, beğenmedikleri için de pazartesi akşamı eşyalarını toplayıp sabah ayrılmayı planladıkları, ancak yangına yakalandıkları bildirildi. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------

-cenaze namazından görüntüler

HABER: Esra TÜRKER-Yiğithan HÜYÜK-Muhammet Hüseyin SEZGİN-Memet Can YEŞİLBAŞ/BURSA, (DHA)-

================================

2) ACİL DURUM YÖNETİMİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI İŞÇAN: TAHLİYE EDİLMESİ GEREKEN YERLERDE ALEV VARDI

BOLU'da, Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangınına ilişkin açıklamalarda bulunan Acil Durum Yönetimi ve İş Güvenliği Uzmanı Hacı Latif İşçan, "En büyük gaf yangın merdivenlerini yanarken gördüğüm için söylüyorum, halılar ile kaplı olması. Tahliye edilmesi gereken yerlerde alev vardı. İnsanlar çıkamadı, tahliye edilemedi, camlara yönelmek zorunda kaldı, dumandan etkilendi" dedi.

Kent merkezine 38 kilometre mesafedeki 2 bin 200 rakımlı Köroğlu Dağları'nın zirvesindeki 5 otelden 1'i olan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta gece saatlerinde yangın çıktı. Otelin ana giriş kapısına göre eksi 1, arka giriş kapısına göre 4'üncü katında bulunan restoran kısmında çıkan yangında alevler, kısa sürede büyüdü. Saat 03.21'de 112 Acil Çağrı Merkezi'ne yapılan ihbar sonrası bölgeye ekipler sevk edildi. Yangın 11 saatlik çalışma sonucu söndürüldü. Yangında 78 kişi hayatını kaybetti. Olayla ilgili 11 şüpheli, gözaltına alındı.

'2 BİN METREKARE ÜZERİNDEKİ HER ALANDA YANGIN SÖNDÜRME SİTEMİ OLMASI GEREKİYOR'

Acil Durum Yönetimi ve İş Güvenliği Uzmanı Hacı Latif İşçan, "Türkiye'deki otellerin en büyük zafiyetlerinden biri çok miktarda yanıcı malzeme kullanılması. Halı ve perdeler yanıcı, ortak kullanılan alanlarda bu tip risklere karşı yanma sınıfı yükseltilmiş A1, A2 bazen de B1 sınıfına getirilmiş alevli gördüğünde ilerlemeyen ekipmanları kullanmamız gerekiyor. Odalarda sigara içilmeye izin veriyorsak halılarımızın yanmaz olması gerekiyor. Odaların söndürme sisteminin olması gerekiyor. 2 bin metrekare üzerindeki her alanda yangın söndürme sistemi olması gerekiyor. Bu otelde normalde yangın söndürme sistemi olması gerekiyor. Bu yangın söndürme sistemi var mı? Ne yazık ki yok. Yangının büyümesi ve büyük can kaybının olma sebebi bu aslında. Koridorlarda mevcutta kapılar arasında dumanların geçişini engelleyecek sistemler olması gerekiyor. Duman geçişini yukarıdan pozitif basınçla hava basarak engelliyoruz. Pozitif basınçla hava bastığımızda, dışarıdan temiz havayı alıp bastığımızda içeriye duman giremiyor. İnsanlar koridorları rahatlıkla terk ederek yangın çıkış kapılarına yöneliyor ve o kapılardan dışarıya tahliye olabiliyor" dedi.

'TAHLİYE EDİLMESİ GEREKEN YERLERDE ALEVLER VARDI'

Konuşmasına devam eden Hacı Latif İşçan, "İçeriye girmedim farazi konuşmuş olurum ama şunları rahatlıkla söyleyebilirim; yangın merdivenleri ayrılmış, izole edilmiş, hava kompartımanı, havalandırma sistemi ve kaçış tünelleri dediğimiz koridorlar arasında 30 metreye kadar yangın kapıları koyulmuş olsaydı insanlar dumana maruz kalmış olmadan güvenli yangın merdivenleriyle aşağıya inmiş olacaktı. Bu anlattıklarımın hepsi olsaydı büyük ihtimal hiç can kaybı olmayacaktı. Olmadıkları için bugün konuşuyoruz. En büyük gaf yangın merdivenlerini yanarken gördüğüm için söylüyorum, halılar ile kaplı olması. Tahliye edilmesi gereken yerlerde alev vardı. İnsanlar çıkamadı tahliye edilemedi camlara yönelmek zorunda kaldı dumandan etkilendi. Kopartmanlar arasında izolasyon yoktu. Her odanın kapısı 60 derece yangına dayanıklı olması gerekiyor. Duvarların içeriye alev ve duman geçirmemesi gerekiyor. Buralardan da içeriye alev ve duman girdi. İnsanlar mecbur camlara yönelmek zorunda kaldı. Feryat figan hepimiz kötü bir durumu izledik" ifadelerini kullandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------

- Acil Durum Yönetimi ve İş Güvenliği Uzmanı Hacı Latif İşçan'ın açıklamaları

Haber-Kamera: Ardacan Uzun/BOLU(DHA)

===================================

3) EBRAR SİTESİ'NİN KURUCUSU TEVFİK TEPEBAŞI İÇİN İLK MÜTALAA VERİLDİ

KAHRAMANMARAŞ depremlerinde yıkılan ve 115 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi'nin B Blok'uyla ilgili açılan davada mütalaasını veren savcı, aralarında kurucu Tevfik Tepebaşı'nın (82) da olduğu 2'si tutuklu, 5 sanığın; bilirkişi raporlarına göre binayı mevcut mevzuata uygun olmadan, olası bir depremde yıkılmasına neden olacak şekilde yapmaları nedeniyle 22 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırılmalarını, firari sanığın dosyasının ayrılmasını talep etti.

6 Şubat'ta meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki ilk depremde yıkılarak yaklaşık 1400 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi'nin B Blok'u ile ilgili 1'i firari, 2'si tutuklu 6 sanığın yargılandığı davanın 6'ncı duruşması görüldü. Kahramanmaraş 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya; tutuksuz sanık Salih Tepebaşılı (54), taraf avukatları ile binada ölenlerin yakınları katıldı. Tutuklu sanıkları Tevfik Tepebaşı ile Atilla Öz (63) ise kaldıkları cezaevinden SEGBİS sistemiyle mahkeme salonuna bağlandı.

Firari Mustafa Timurbanga (56), tutuksuz sanıklar Ahmet Doğan (52) ve Meliha Teker'in (64) katılmadığı duruşmada ölenlerin yakınları sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi. Avukatlar ise sanıkların olası kastla cezalandırılmasını, Mustafa Timurbanga için de kırmızı bülten çıkarılmasını talep etti. Tutuklu sanık Tevfik Tepebaşı ise savunmasında suçsuz olduğunu belirtip beraatini talep etti. Binanın yapımında sorumluluk almadığını ifade eden Tepebaşı, "Burada birkaç tane kooperatifçe yapılmış olan 22 tane blok vardır ama diğerlerini çeşitli kişiler, mühendisler ya da müteahhitler yaptırmıştır yani hepsini yaptıran kooperatifler değildir. 14 blok apartmanın tamamında sorumlu tutulmuşum. Yapılışları aynıdır. Ben de yıllarca bu kooperatifte oturdum. Eğer en küçük bir şüphem olmuş olsaydı kesinlikle insanları riske atmam mümkün değildir. Ben iyi bir yöneticiyim, sorumluluk almadım. Onun için ben bu duruşmadan beratimi talep ediyorum" dedi.

SAVCI, TÜM SANIKLARIN CEZALANDIRILMASINI TALEP ETTİ

Atilla Öz ile Salih Tepebaşılı da suçlamaları kabul etmedi. Duruşmanın sonunda mahkeme savcısı mütalaasını verdi. Savcı, 11 sayfalık mütalaasında gerek soruşturma sırasında gerekse de dava aşamasında alınan 3 ayrı bilirkişi raporlarına dikkat çekerek, her 3 raporda da binanın yapımında birçok eksikliğin olduğuna yer verdi. Raporlara göre, sanıkların asli kusurlu olduğunu ifade eden savcı, firari sanık Mustafa Timurbanga'nın dosyasının ayrılmasına, diğer sanıklar Tevfik Tepebaşı, Atilla Öz, Ahmet Doğan, Meliha Teker ve Salih Tepebaşılı'nın 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Tutuksuz 3 sanığın ise hükümle birlikte tutuklanmalarını talep eden savcı, mütalaasının sonunda sanıkların cezalandırılması talebinin gerekçesini de şöyle açıkladı:

"Kahramanmaraş ilinde yapılan binaların yapım sürecinde olası bir depreme karşı binanın yıkılmaması için gerekli olan dikkat ve özenin gösterilmesinin gerekmesine rağmen sanıkların meydana gelecek bir depremde binanın yıkılmaması için bina yapımını mevcut mevzuata uygun yapmamaları ve olası bir depremde yıkılmasına neden olacak şekilde bilirkişi raporlarında yer aldığı üzere eksik şekilde yapmaları karşısında sanıkların binanın meydana gelen bir depremde yıkılacağını öngörerek her ne kadar binanın yıkılmasını istemeyecek olmalarına rağmen Ebrar Sitesi B Blok Apartmanı'nın yıkılması sebebiyle 115 kişinin vefat etmesi ve 3 kişinin de yaralanması sonucunun ortaya çıkmasına bilinçli taksirle hareket etmek suretiyle neden oldukları anlaşılmaktadır."

Duruşma sonunda mahkeme heyeti Mustafa Timurbanga için istenen kırmızı bülten talebini reddedip, duruşmayı 19 Şubat'a erteledi.

Görüntü Dökümü

------------------------

- Adliye binası

- Adliye önü

- Duruşma salonundan detay

- Tevfik Tepebaşı'nın fotosu

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA

==========================

4) MUĞLA'DA 3 KİŞİYİ ÖLDÜRÜP, 2 KİŞİYİ DE YARALAYAN DAMADIN 3 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ

MUĞLA'nın Fethiye ilçesinde boşanma aşamasındaki eşinin ailesinin evine gidip, çıkan tartışmada kayınpederi Şükrü Aysu (53) ve kayınvalidesi Adile Aysu (52) ile araya giren komşuları Muhammet Akbaba'yı (49) tabancayla vurarak öldürüp, ardından E.U. ve Serdar Genç'i de evlerinde tabancayla yaralayan Özcan Aybey (41) hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 2 kez 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istemiyle dava açıldı.

Olay, geçen 29 Haziran'da saat 07.00 sıralarında Kayaköy Mahallesi'nde meydana geldi. 15 Temmuz gazisi Özcan Aybey, boşanma aşamasındaki eşi Nazlı Aybey'in (25) babası Şükrü Aysu'nun evinin önüne gitti. Aybey ve kayınpederi Şükrü Aysu arasında tartışma çıktı. Sesleri duyan Şükrü Aysu'nun eşi Adile Aysu da dışarı çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışma kavgaya dönüştü. Evin yanındaki dükkanın sahibi Muhammet Akbaba da kavgayı görüp, tarafları ayırmak için araya girdi. Bu sırada Özcan Aybey, yanında getirdiği tabancayla kayınpederi Şükrü Aysu, kayınvalidesi Adile Aysu ve komşuları Muhammet Akbaba'ya peş peşe ateş edip, kaçtı. Olay sırasında evde bulunan ve silah seslerini duyan eşi Nazlı Aybey durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ve jandarma ekibi sevk edildi.Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Aysu çiftinin hayatını kaybettiği belirlerken, Akbaba ise ağır yaralı olarak Fethiye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak Akbaba da doktorların müdahalelerine rağmen kurtarılamadı.

2 KİŞİYİ DAHA VURDU

Olay yerinden kaçan Özcan Aybey, ardından Esat Ulu ve Serdar Genç'in yaşadığı eve gitti. Aybey, kendisini elinde tabancayla görüp, tartıştığı Ulu ve Genç'i de yaralayarak otomobiliyle kaçtı. Yaralanan Ulu ve Genç, ilçedeki bir özel hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. İki yaralı tedavilerinin ardından taburcu edildi.

OTOMOBİLİ TERK EDİLMİŞ BULUNDU

ads

Olayla ilgili çalışma başlatan polis ekipleri, Aybey'in kaçtığı otomobili, Çalış mevkisinde ormanda terk edilmiş halde buldu. Çalışmalarını bu bölgede yoğunlaştıran ekipler, Özcan Aybey'i yakalayıp, gözaltına aldı. İlk ifadesinde, Aybey'in eşiyle problemler yaşadığını, sebebinin kayınpederi ve kayınvalidesi olarak gördüğünü, kavga edince de sinirlenerek onları ve araya giren Muhammet Akbaba'yı vurduğunu söylediği öğrenildi.

Şükrü ve Adile Aysu çiftinin cenazeleri, Kaya Mahallesi Keçiler Mezarlığı'nda, Muhammet Akbaba'nın cenazesinin ise Seydikemer Ortaköy Mezarlığı'nda toprağa verilirken. Şüpheli Aybey polisteki işlemlerinin ardından ertesi gün geniş güvenlik önlemleri altında sevk edildiği Fethiye Adliyesi'nde çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Soruşturmanın ardından Özcan Aybey hakkında Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı'nca iddianame hazırlandı. İddianamede sanık Aybey'in cinayetleri nasıl işlediğiyle ilgili detaylara yer verildi. Eşini kıskanması nedeniyle kayınpederi, kayınvalidesini öldürdüğü, Esat Ulu'yu yaraladığı, onun yanında olan Serdar Genç'i yaraladığı ve daha önce hiçbir husumetinin bulunmadığı, sırf öldürmüş olmak için Muhammet Akbaba'yı öldürdüğüne yer verildi. İddianamede, sanık Özcan Aybey için 'canavarca hisle kasten öldürme' suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 2 kez 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianame Fethiye 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. (DHA

Görüntü Dökümü

--------------------------------

-ARŞİV

Haber: Sedat ÜNAL / FETHİYE (Muğla), (DHA)

================================================

5) EMEKLİ İKRAMİYESİYLE ALDIĞI EV, EŞİ VE KIZINA MEZAR OLDU; 'ARTIK SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN'

HATAY'ın Antakya ilçesinde depremde 6 kişinin yaşamını yitirdiği Göçemen 2 Apartmanı'nda eşi ile kızını kaybeden Lale Mukaddes Saraç (63), "Eşim, emekli ikramiyesiyle depreme dayanıklı olduğu güvencesiyle aldığı 2 yıllık binada kızımızla birlikte hayatını kaybetti. Yıkılan evlerin etrafındaki tüm evler sağlam, bizimki yıkıldı. Artık sorumluların cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Antakya ilçesi Esentepe Mahallesi'ndeki yıkılan 8 katlı Göçemen 2 Apartmanı'nda 6 kişi hayatını kaybetti. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında aralarında kamu çalışanlarının da bulunduğu 12 kişinin tutuksuz yargılandığı davanın 4'üncü duruşması bugün Hatay 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, tutuksuz sanıklar, müşteki yakınları ve taraf avukatları katıldı. Duruşma, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

'SORUMLULARIN CEZA ALMASINI İSTİYORUZ'

Enkazda hayatını kaybedenlerden, emekli öğretmen Mehmet Sabri Saraç (64) ile bir ilkokulda memurluk yapan kızı Gökçe Saraç'ın (34) ailesi açıklamalarda bulundu. Mehmet Sabri Saraç'ın kızı Ayça Saraç (32), "Artık sorumlu kişilerin ceza almasını istiyoruz. Kimse sorumluluk almak istemiyor, herkes birbirine suçu atıyor. Caddede birçok bina var ama yıkılan sadece ailemin yaşadığı bina. Üstelik bina 2 yıllık, depreme dayanıklı güvencesiyle satılmış bir binaydı. Adalet yerini bulsun istiyorum" diye konuştu.

'ETRAFINDAKİ TÜM EVLER SAĞLAM'

Mehmet Sabri Saraç'ın eşi Lale Mukaddes Saraç ise "Depremde eşimi ve kızımı kaybettim. Ben ve diğer kızım o sıra evde değildik, şans eseri kurtulduk. 2 yıldır adalet arıyoruz. Eşim Antakya'nın birçok okulunda yöneticilik yaptı. Emekli olmuştu. Eşim, emekli ikramiyesiyle depreme dayanıklı olduğu güvencesiyle aldığı 2 yıllık binada kızımızla birlikte hayatını kaybetti. Yıkılan evlerin etrafındaki tüm evler sağlam, bizimki yıkıldı. Artık sorumluların cezalandırılmasını istiyorum" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Adliye önü detay

-Adliye girişi

-Ayça Saraç Röportaj

-Lale Mukedes Saraç röportaj

Haber - Kamera: Alican GÜMÜŞ/ HATAY, (DHA)

===============================================

6) KONYA'DA YENİ OBRUK OLUŞTU

KONYA'nın Karapınar ilçesinde tarlada 7 metre çapında, 30 metre derinliğinde yeni obruk oluştu. Tarla sahibi Bekir Uzundemir, "Tarlada çalışırken tedirginiz, toprak ayağımızın altından kayacak gibi geliyor.ö dedi.

Konya Ovası'nda yer altı sularının çekilip, toprağın göçmesiyle oluşan ve çoğunlukla Karapınar ilçesinde gerçekleşen obruklar, son yıllarda aynı bölgedeki Ereğli, Halkapınar, Emirgazi, Çumra, Cihanbeyli, Kulu, Yunak, Çeltik ve Altınekin ilçelerinde de görülmeye başlandı. Karapınar ilçesinde Hotamış Mahallesi'nde Bekir Uzundemir'e ait tarlada 7 metre çapında, 30 metre derinliğinde yeni bir obruk oluştu. Yeni obrukla birlikte tarlasında 2 adet obruğun olduğunu belirten Bekir Uzundemir, "Son bir hafta içinde yeni obruk oluşmuş. Tesadüfen gördüm. Obruk, 7 metre çapında, 30 metre derinlikte. Önlem alınmasını bekliyorum. Sudan kaynaklandığını tahmin etmiyorum. Damlama sulama yapıyoruz. Bana göre başka bir nedeni var. İncelenmesini istiyorum. Obrukların kapatılması imkanı varsa kapatılsın, mağduruz. Tarlada çalışırken tedirginiz, toprak ayağımızın altından kayacak gibi geliyor. Bu civarda 15 obruk var ve 2 tanesi de benim tarlamda. Tarlamdaki ilk obruk 8 yıl önce oldu. Yan taraftaki komşumun tarlasında ise 4 yıl önce obruk oluştu. Sadece bu bölgede 3 obruk var.ö dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

-------------------------

- Dron obruktan detay

- Uzundemir röp.

Haber- Kamera: Mehmet OKUYUCU KARAPINAR KONYA DHA

==========================

7) MARDİN'DE PKK'NIN 38 YIL ÖNCE KATLETTİĞİ 7'Sİ ÇOCUK 10 KİŞİ ANILDI

MARDİN'in Midyat ilçesinde 38 yıl önce PKK'lı teröristler tarafından katledilen 7'si çocuk, 10 kişi, törenle anıldı.

Midyat'a bağlı kırsal Başyurt Mahallesi Efeler mezrasındaki bir eve, 23 Ocak 1987'de PKK'lı teröristler saldırı düzenledi. Bu saldırıda 7'si çocuk 10 kişi, hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler için bugün anma töreni yapıldı. Törene; Vali Tuncay Akkoyun, Midyat Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir, Dargeçit Kaymakamı Muhammet Enes İpek, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tahsin Saruhan, Belediye Başkan Yardımcısı Ali Alptekin, İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahim Demir, Jandarma Komutanı Üsteğmen Volkan Şenocak, İlçe Emniyet Müdürü Celal Özgür Öz, MHP İlçe Başkanı Kadir Akyol, İlçe Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Rıdvan Arslan ve hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı. Törende Kur'an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Daha sonra Vali Akkoyun ve Kaymakam Özdemir, şehit mezarlarını suladı, çiçekler bıraktı. Mezarlıktaki törenin ardından anıtlaştırılan ev ziyaret edildi.

'10 VATANDAŞIMIZ ALÇAKÇA BİR SALDIRI SONUCUNDA ŞEHİT EDİLDİ'

Törende konuşan Vali Tuncay Akkoyun, 10 kişiden 7'sinin çocuk yaşta olduğunu ifade ederek, "1987 yılında terör örgütü mensubu teröristler tarafından 10 vatandaşımız alçakça bir saldırı sonucunda şehit edilmiştir. Bugünün yıl dönümü nedeniyle, 23 Ocak olması münasebetiyle, ailemizle, burada yaşayan vatandaşlarımızla, kamu kurumlarımızdaki çalışma arkadaşlarımızla, şehitlerimizin kabirlerini ziyaret ettik, dualarımızı okuduk, ailemizi ziyaret ettik. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin, mekanları cennettir, makamları ali olsun inşallah. 23 Ocak 1987 yılında 10 şehidimiz ki; bu 10 şehidimizin 7'si çocuk, 10 şehidimizden sonra da toplam 30 şehit verilmiş mahallemizde" dedi.

'BÜYÜK NİNEM YAKILARAK ŞEHİT EDİLDİ'

Terör saldırısında babası ve 5 yakınını kaybeden Kutbettin Ağırman, "PKK terör örgütünün Başyurt köyü Efeler mezrasına 30 kişi ile yaptığı baskında, burada görmüş olduğunuz mezarda yatan şehit Kadir Ağırman da şehit edildi, şehadete erdi. Ayrıca o tarihte 70 yaşından büyük ninem de yakılarak şehit edildi, amcalarım şehit edildi ve bizim başka köylülerden de 1 yaşından 6 yaşına da çocuklar şehit edildi. Onlar da arkamızda yatmaktadırlar; burada, hepsi bir arada. Her sene bu anma töreni düzenleniyor. Sağ olsun devlet erkanı; kaymakam bey, vali bey, bugün bizi ziyaret ettiler. Acımızı bir nebze olsa dindirdiler. Teşekkür ediyorum kendilerine" diye konuştu.

'ONLAR KÜRTLERİN KATİLİDİRLER'

Şehit yakını Mehmet Şirin Akçay de "Her sene bu şehitlerimizi anma programımızı yapma nedenimiz, kinimizi, öfkemizi diri tutmak içindir. Şunu ifade etmek istiyoruz; PKK terör örgütü çıkıp, her seferinde, her platformda 'Kürtleri savunuyoruz, Kürtlerin savunucusuyuz' diyorlar. Kürtleri falan savundukları yok, onlar Kürtlerin katilidirler. Bunu ifade etmeye çalışıyoruz. Bunu dünyaya haykırmaya çalışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağı altında yaşamak, bizim için onurdur, şereftir ve Kürtlerin de devleti var. 2500 yıllık tarihe sahip olan Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Allah'a hamdolsun; bununla onur duyuyoruz şeref duyuyoruz" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

---------------

-Mezarlık detayları

-Ailelerden detaylar

-Röportajlar

-Törenden detaylar

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Halis NAYIFOĞLU/MİDYAT (Mardin),(DHA)

ads
İlk Yorumu Sen Yaz
code