Kendini Anlama Süreci
Her birimiz farklıyız. Farklılıklarımız, bizi birbirimizden ayırt eden şeyler. Bir bütün olarak hepimiz "insan" olsak da, derine baktığımızda her biri birbirinden derin evrenler görünür içerilerde. Yaşamda anlam ve arayış ise "insan" ırkının handikapı olmuştur.
Gerçeklik ve İllüzyon: İnsan Olmanın Derinliği
İnsanlık tarihine baktığımızda, arayışın hep temel bir motivasyon olduğunu görürüz. İnsanlar, arayıp bulduklarını düşündükleri hislere isimler vermiştir: aşk, tanrı, mutluluk, huzur... Ancak bu hisler, birbirinin aynısı olabilir ya da aynı his, farklı kişiler için farklı isimlerle ifade edilebilir. Benim "huzur" dediğim bir hissi, bir başkası "mutluluk" olarak adlandırabilir. İşte bu bilinmezlik, hayatlarımızın ne kadar kendine özgü olduğunu ve aynı bir parmak izi gibi hiçbir hücremizin ve titreşimimizin birbirine benzememesinin heyecanını bizlere kanıtlayabilir.

Haber Resmi

Bu bilinmezlik hayatı zorlaştıran şeydir belki. Düşünsenize, insanların birbirlerinitanımaya ya da sevmeye uğraşmadıkları, her birimizin üzerinde etiketlerin bulunduğu ve birbirimizi şeffaflıkla görüp yaşadığımız bir toplum nasıl olurdu? Şimdi etiketlerimizin olmadığı sandıklarımızın ve yakıştırdıklarımızın söz sahibi olduğu bu yanıltıcı yaşamda, insan kendi hislerinden dahi tam olarak emin olamazken, başkasının ne
hissettiğini anlamaya çalışmak çoğu zaman yanıltıcıdır. Çünkü hisler, sürekli bir devinim içindedir ve biz bu akışın yalnızca bir anlık parçasını görebiliriz. Dahası, o hislerin nereden doğduğu ve öncesinde neler yaşandığı da hislerin anlamını şekillendirir.
Sanatın Gücü: İçsel Evrendeki Keşif
Benim bu bilgiyi size aktarmam ve sizin bu bilgiyi nasıl işlediğiniz de bir yanılsamadır; bu, algı kapasitemizle doğrudan bağlantılıdır. Örneğin, bazı yazarlar vardır ki, onları anlamak için eserlerini tekrar tekrar okumak gerekir. Onları anlamak için, adeta onların düşündüğü gibi düşünmek şarttır. İnsanları tanımak zordur, ama kendini tanıtan birini anlamaya çalışmak çok daha zordur. Romanında kendini doğrudan anlatmayan bir
yazarı düşünün. Belki de kendi hayat hikayesinden ilham alarak, zihninde duygularını nasıl işlediğini ve bunları nasıl algıladığını bize sergiler. Bu, o insanın kendini ifade etme yollarından biridir.

Haber Resmi
İçsel Sanat: Bedenin ve Zihnin Armonisi
Kimisi yazıyla, kimisi müzikle, kimisi performans sanatıyla kendini ifade eder. Bazıları ise hiçbir şey yapmaz; sadece durur. Kimi sanatı kaygıyla ve mükemmeliyetçiliğiyle yaratır, kimi sadece kendisi olur ve izleyiciler sahneleri doldurur. Hangi ifade yöntemi olursa olsun, ister sahneye özgü, ister gözlerden uzak, ister kapitalist sistemin içinde yer bulmuş, isterse yalnızca sanatla anlam kazanmış olsun, hepsine saygı duymak elzemdir.
Sanatın Derinliği: Gerçeklik ve Kendilik Üzerine
Hapisteki bir insanın yaşadığı hayatta da sanat vardır. Onunla aranızdaki tek fark, onun hapiste olmak için yaptığı seçimlerden farklı küçük seçimler yapmış olmanızdır. Ve her şey öyle mümkündür ki, onun yaşadığı sanat bile size insanlığı ve kendinizi bir noktada hatırlatabilir. Bu yalnızca bir örnekti; doğaya baktığımızda bunun pek çok farklı yansımasını görebiliriz. Sanat eserlerine saygı duyulmasının ve eleştiriye kapalı görülmesinin en temel sebebi, onların benzersiz birer ifade ve iletişim biçimi olmasıdır. Bir eseri kabul etmemek ya da görmezden gelmek, iletişimde yapılan bir saygısızlığa benzer. Bana göre, her birimiz bedenlere sahip birer sanat eseriyiz. Yaşamımızın amacı, içimizde saklı olan renkleri ortaya çıkarmaktır. Ki aslında isteyerek ya da istemeyerek yaptığımız şey tam olarak budur. Kendini ifade etmede özgünlük, saygı ve sanat... Her şeyin bir yanılsama olduğu gibi, bu kavramlar da algılayan kişi için birer yanılsamadır. Bunları olduğu haliyle, yargısız bir yerden görebilmek ise ancak bir Buda'nın ya da kendini bu konuda olağanüstü derecede eğitmiş birinin başarabileceği bir şeydir.

Haber Resmi
Peki, mümkün müdür? Evet. 😊
Sonuçta, bu gerçeklikte en önemli olan şey, arayıştır. Kendimizi arayışımızdır. Çünkü ancak kendimizi bulduğumuzda gerçekten var olabilir ve dış dünyayı olduğu haliyle, yanılsamadan arınmış bir şekilde görebiliriz. Geri kalan tüm hayatlar, algılarımızdaki illüzyondan ibarettir. Ve kendimiz olurken, kullandığımız yöntem; ifade biçimimizin özgün ve içimizden geldiği gibi olması, hayatımıza gerçek anlamı katar.
Yaşam Bir Tuval, Benlik Renkler, Fırçalar, Yöntemler
Hiçbir duygu yoktan var olmaz; her bir his, bireyin kendine duyduğu sevgi, saygı ve değerin bir yansımasıdır. Benliğimiz ise bu süzgeçlerden geçerek, duygularla boyanarak, hareketlerimize yansır. Hareketlerimiz ise gerçekleğimizi yaratmadan önce, adım adım sokaklarda yürür, seçimler yapar. Rengini gösterir diğer insanlara belki,belki sokakları boyar ve gerçeklik onun için yansır. Onun gözlerinden :)

Haber Resmi
Haftaya görüşürüz, sanatla bakıp sanatla görmeniz dileği ile :)