Başakşehir'de okul bahçesinde düşerek beyin kanaması geçiren çocuğun annesinden ihmal iddiası
Dilara ŞAHİN- Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL, (DHA)- BAŞAKŞEHİR'de 12 yaşındaki Erdem Karaman, okuldaki arkadaşlarıyla en çok oynadığı sırada ayağının kaymasıyla düşerek yerde beton zemine oturdu. Annesinin öldüğü çocuk beyin kanaması iyileştirilerek ameliyata alındı. 10 yaşında yoğun bakımda olan ürünün zamanında teslim edilmediğini, okulda bu konuda ihmali olduğunu iddia eden Anne Hatun Karaman, "Arkadaşların desenleri davranıp 'Erdem hayır revire götürelim seni' deyip revire bırakanlar çocuğumu. Revirdeki bir buz, çocuğumu orada ölüme terk etmişler. Çocuğum anda ambulans çağırıyorlardı. Çocuğum şu an kanamaya başladı ve hala hayati tehlikeyi sürdürüyor" dedi. Okul yönetiminin ihmal edilmemesini savunarak, çocuğunun sağlıklı bir şekilde teslim olduğunu iddia etti.
Olay, 13 Aralık Cuma günü saat 10.30 sıralarında Başakşehir Oyakkent İlkokulu'nda meydana geldi. Arkadaşlarıyla birlikte yağışlı havada top oynamak için okul bahçesine çıkan 7'nci sınıf öğrencisi Erdem Karaman, ayağının kaymasıyla düşerek bilgisayarda beton zemine oturdu. Erdem, arkadaşları tarafından revire götürülürken okul yönetimi ise annesi Hatun Karaman'a haber vererek okula çağrılır. Annesinin okuldan alınarak Küçükçekmece Kanunu Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğü çocuk, beyin kanaması tespit edilerek ameliyata alındı. Ameliyattan 10 gün önce yoğun bakıma alınan Erdem Karaman hala uyandırılamazken, aile okul yönetimi hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturma kapsamında polisin olayla ilgili olarak devam ettiği öğrenildi.
'AMBULANS ÇAĞIRMAMIŞLAR VE HALEN KENDİLERİNİ AKLAMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Yaşadıklarını anlatan anne Hatun Karaman, "Geçen hafta Cuma, saat 10.30 sıralarında bana bir telefon geldi. Açtığımda 'Oğlunuz düştü. Ciddi bir şeyi yok, açık yarası yok' dendi. Hatta oğlum o durumdayken, benim telefon numaramı oğlumdan istemişler. 'Nasıl yani, siz herhangi bir yere götürmediniz mi? Ambulansı çağırmadınız mı?' dedim. 'Hayır annesi. Ciddi bir durum yok. İçiniz rahat etsin istiyorsanız, siz gelin götürün' dediler. Ben de bu durumda hiç zaman kaybetmeden, evdeki kıyafetlerimle okula gittim. Zaten 3 buçuk kilometre mesafede okul. Çocuğumu görmeye yukarı çıktığımda, revirdeydi ve yanında hiç kimse yoktu. Hemşire, sağlıkçı, revirde görevli hiç kimse yoktu. Sadece çocuğumun yanında sedyede yatan başka iki çocuk ve çocuğum vardı. Ben gittiğimde, çocuğum başına buz koymuş, masaya kafasını dayayıp uyuklamıştı. Onu o şekilde gördüğümde ben bittim. 'Çocuğum ya burada beyin kanaması geçiriyorsa, nasıl tek başına bırakırsınız? Koyduğunuz buz bile erimiş. Nerede buradaki insanlar?' dedim. Biraz da sesimi yükselterek söyledim anne olarak. Herkes o sesime odalarından çıkmaya başladı. Bir öğretmen çıktı. Ona, 'Hocam bu okulda 2 seferdir aynı şey oluyor. Benim kızımın başına da aynı olay geldi. Onda da aynı ihmali yaptınız. Eğer çocuğuma bir şey olursa ben gereken mercilere başvuracağım' dedim. Beni orada çocuğumla tek başıma bıraktılar. Ben tek başıma mücadele ederek çocuğumu hastaneye götürmeye çalıştım. Hastane okula çok yakın, karşısında sağlık ocağı var. Oraya bile götürebilirlerdi. Benim 19 dakikamı şu an temel almışlar. Ben çok uzakta da olabilirdim, şehir dışında da olabilirdim, trafikte kalabilirdim, aracım da olmayabilirdi ya da telefonuma ulaşılamayabilirlerdi. Çocuğuma herhangi bir şekilde ambulans çağırmamışlar ve halen kendilerini aklamaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
'ÇOCUĞUMU ÖLÜME TERK ETMİŞLER'
Hatun Karaman, "Çocuklarımız burada eğitime çalışmaya gidiyor. Zaten teneffüs olduğunda oynayacaklar. O kadar kaygan bir zemine, yağlı boya yapma anlamı yok ki. Madem hava yağışlı ve zeminler de kaygan, uyarı yapsınlar ortamdana. Arkadaş çocuğuma sahip olmuş. Kucaklayıp, önce bankaya oturtmuşlar. Çocuklarımız daha akıllı ve oradalar, arkadaşlarını evden uzaklaştırırken, 'Bu çocuğu nereye götürüyorsunuz? Ne oldunuz?' diye soran yok. Arkadaşları, Erdem'i dinlemiyorlar. Erdem ağlıyor, 'Ben iyiyim beni sınıfıma çıkartın' diyor. Arkadaşları gibi davranıp, 'Erdem hayır, seni revire götürelim' deyip revire bırakanlar çocuğumu. Revirdekilerde bir buz deposu, çocuğumu orada ölüme terk etmişler. Ambulanslar çağırabilirlerdi çocuğum düşer gibi. Açık yara mı olması gerekiyor? Dikişlik mi olması gerekiyor müdahalenin yapılması için mi? İç kanama diye bir şey var. Çocuğum şu an iç kanama geçirdi ve hayati tehlikeyi sürdürüyor. Yoğun bakımda 9 adet, orada canıyla savaşıyor. Buna sebep olan herkesin cezasını çekmesini istiyorum" diye konuştu.
'BENİM ACIMA SAYGISIZLIK YAPIYORLAR'
İddiaya göre okul yönetimi olayının ardından, Anne Hatun Karaman'ın geçişinden sonraki önemli bilgilendirme toplantıları düzenlendi. Gözyaşları içinde evladının acısını yaşarken, acısına saygı duyulmadığını ileri süren Karaman, "Kendilerini savunmak için, 'Anne 19 dakikada geldi' şeklinde videolar gösteriliyorlarmış. Halen, bu durumda benim acıma saygısızlık yapıyorlar. Daha çok benim canımı acıtıyorlar. Çok öfkeliyim, içim yanıyor. Anne olarak benim çocuğum derslerinde çok başarılıydı, çok büyük bir çocuktu, kimsenin masrafı yoktu. Öyle bir kaygan zemin yapmışlardı ki. Çocuklarımızın oynadığı bölgelerde yağlı boya yapmak ne demekti? Doğduğu gün 12 yaşına geldiğinde o kazayı başardı" dedi.
OKUL YÖNETİMİ: İHMAL YOK
DHA muhabirinin telefonla ulaşılan okul yönetiminin normal prosedüre girişini belirtti; çocuğuna şuuru ve bilinci açık, sağlıklı şekilde annesinin teslim edildiğini söyledi. Fiziki gözlem yapıldı, ambulansa ihtiyaç duyulacak bir durumun gözlenmediği ileri sürerek okulun ihmali olduğu iddiaları reddedildi. (DHA)