İnsan Doğası: Görünmeyen Bağların Gücü
Bağı koparmaya çalışma, güzelleştir ve ona insan aklınla bir mekanizma ekle. Ne bağı, ne mekanizması, ne anlatıyorsun abla demeni duyar gibiyim. Bahsettiğim bağ, köklerimizle, toprağımızla, geçmişimizle yani ailemizle olan bağ. Gözle göremesek de, elle dokunamasak da, algılayabileceğimizin dışında bir güçle birbirimize bağlıyız. Bu yazımda, aileye olan bakış açınızı genişletmeyi amaçlıyorum.
Doğanın Yansımaları: Bizim Bağlantılarımız
Bilinmezlik içinde yaşayan varlıklar olarak, doğadaki yerimiz aslında diğer canlı ve cansızlardan pek de farklı değil. Hem sistemler hem de aile yapıları açısından biz insanlar, doğadaki diğer türlerle birçok ortak noktaya sahibiz. Mesela, balinalar... Bir balina öldüğünde, diğer balinalar onu yalnız bırakmaz. Yanında kalır, yas tutar ve sonunda onu okyanusun derinliklerine uğurlarlar. Bu, bizim cenaze ritüellerimize benzeyen bir bağlılık ifadesi değil de nedir? Ya da köpek balıkları... Onlar da avlanırken tek başlarına hareket etmez. Avlarını köşeye sıkıştırmak için birlikte çalışır, müthiş bir koordinasyon içinde hareket ederler. Matematiksel bir kusursuzlukla hayat mücadelesine devam ederler. Belki onların bizim gibi güven problemleri ya da karmaşık sorunları yoktur, ama yine de ailelerinden bir şekilde güç aldıklarını düşünmeden edemiyorum. Çünkü doğadaki tüm canlılar, görünmez bir bağla birbirine bağlı. İnsanlar olarak biz de aynı şekilde, köklerimizle, ailemizle,
geçmişimizle derin bir bağ içindeyiz.
İnsan ve Doğa: Köklerin Derinliğindeki Benzerlik
Bir ağaç, kendi köklerini görebilir mi? Ya da onların farkında mıdır, bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şey şu: Kökler, toprağın derinliklerinde sessizce varlıklarını sürdürür. Minerallerle temas kurarak ağacı beslerler. Bu kökler ne kadar derinlere inerse, ağaç o kadar sağlam durur. Kökler ne kadar sağlamsa, ağaç o kadar uzun ömürlü olur.
İnsanı bir ağaca benzetmesi yanlış olmaz. Farklı bedenlerdeyiz, belki fiziksel olarak farklıyız, ama içsel olarak o kadar benzeriz ki… Köklerimiz ne kadar derin, sağlıklı ve güçlü ise bizde yaşamdaki yerimizi bunun yansıması olarak inşa etmiş oluruz.
Düzen
Doğanın sistemi gerçekten de tüm canlılar için benzer bir mantıkla işler. Her şey birbirine bağlıdır ve her canlı, varlık amacını yerine getirmek için doğanın sunduğu düzen içinde yerini alır. Bu düzen, aslında doğayı anlamakla, insanı anlamanın aynı şey olduğunu gösteriyor. İçinde yaşadığımız dünya, keşfedilecek sonsuz olasılıklarla dolu bir araştırma alanı, bir oyun gibi. Sürekli büyüyen ve genişleyen evrenimizde, mutlu bir yaşamın ilk anahtarı, köklerle barış yaparak bir olmak ve doğanın düzenine saygı duymaksa eğer, oyun işte böyle oynanır:).
Kabulleniş ve Teslimiyet: Zor Ama Gerekli
Mutlu bir yaşam doğaya, köklere ve öze saygı ile başlar . Kabulleniş bunu yaparken duyacağın en zor fakat benzeri olmayan yöntemdir. Kabulleniş konuşulmaya değer.
Sorular:
Köklerinle aran nasıl?
Kabulleniş diyince zihninde ne canlandı?
Yazının devamında, teslimiyeti ve kabullenişi, sonrasında sorgulamak ile ilişkisini konuşuruz.
See ya!