Hürriyet ve İZTO iş birliği ile İzmir'de 'Sürdürülebilirlik Zirvesi' düzenlendi
Seza Nur ALPDÜNDAR-Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,(DHA) - İZMİR iş dünyası, Hürriyet Gazetesi ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) iş birliğiyle düzenlenen 'Sürdürülebilirlik Zirvesi'nde ticaret, sanayi, tarım ve ihracatta sürdürülebilirliğin yol haritası çizildi.
Hürriyet Gazetesi ve İZTO iş birliğiyle İZTO Meclis Salonu'nda Sürdürülebilirlik Zirvesi düzenlendi. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Noyan Doğan'ın moderatör olduğu ilk oturumda, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, iş dünyasında sürdürülebilirlik konusunda görüşlerini paylaştı. Sürdürülebilirlik konusunun son 5 yıldır işletmelerin, şirketlerin ve KOBİ'lerin gündeminde bir konu olduğunu söyleyen Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Noyan Doğan, "Temel sorun şu; sürdürülebilirliği toplum olarak çok fazla bilmiyoruz. Yayınlananlar şeklen mi yayınlanıyor, yayınlananlara ne kadar uyuluyor? Bilmiyoruz. Zincir iklim değişikliğinden başlıyor, sürdürülebilirliğe, yeşil ekonomiye kadar uzuyor" dedi.
'EN BÜYÜK EKSİKLİK FARKINDALIK'
İZTO Yönetim Kurulu Başkan Mahmut Özgener, İzmir'de büyük şirketler ve holdinglerin çevre dostu üretim, enerji verimliliği ve sosyal sorumluluk projeleriyle sürdürülebilirlik hedeflerini iş modeline dahil etme konusunda çok daha hızlı ve etkin hareket edebildiğini belirtip, "İş dünyasının çok büyük kesimini temsil eden KOBİ'lerin ise özellikle finans kaynak eksikliği ve bilgiye erişim zorlukları ve bu konuda teknik kapasitelerinin sınırlı olması nedeniyle yoğun desteğe ihtiyaç duyduklarını gözlemliyoruz. Bu nedenle KOBİ'lerimizin gelişimi konusunda önemli çalışmalar organize ediyoruz. KOBİ'lerimizle yaptığımız iş birliği çerçevesinde sürdürülebilirlik konusunda bilgi düzeylerini geliştirme imkanı bulduklarını gözlemliyoruz" ifadelerini kullandı. Özgener, Türkiye'de sürdürülebilirlik alanındaki en büyük eksikliğin farkındalık olduğunu söyleyerek, "Özellikle KOBİ'lerimiz gelecekte sürdürülebilirlikte neyin beklediğini tam kavrayabilmiş değil. Finansal kaynaklara ulaşım da etkili ama her şeyin temelinde farkındalığı artırmamız gerekiyor" dedi. Türkiye'de çevre mevzuatının hazır olmadığını belirten Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: "AB'ye ihracat yapan firmalar sürdürülebilirlik kriterlerini yerine getirerek rekabet avantajı sağlayabilirler. Özellikle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın mevzuatları detaylı irdeleyip, işlerlik ve uyum sağlama açısından kolaylık sağlayıcı unsurlarla desteklemesi gerekiyor. Bakanlık ve devlet tarafından hala atılması gereken önemli adımlar olduğunu düşünüyoruz."
'KOBİ'LERİN DE HAZIR OLMASI GEREKİYOR'
Eğitimin önemine dikkati çeken EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, "Karbon ayak izini azaltmak önümüzdeki 'yeşil duvar' diye tabir ettiğimiz Gümrük Birliği ile karşılaşmamak açısından güncellememiz gereken bir süreç. Burada da eğitim başta geliyor. Birleşmiş Milletler'in sürdürülebilirlikle ilgili açıkladığı 17 kalkınma hedefi var. 3 tanesi ön plana çıkıyor; enerji, hammadde ve işgücü. Sürdürülebilirliğe sadece kurumsal firmaların değil, KOBİ'lerin de hazır olması gerekiyor. Bunun için ikiz dönüşümün gerekliliklerine odaklanmamız gerekiyor" dedi. Kesintisiz üretimin tamamen sağlanabildiği bir enerji sisteminin oluşması gerektiğini vurgulayan Yorgancılar, "Yenilenebilir enerjilerin daha çok teşviklerden yararlandırılması gerekiyor. Türkiye'de bulunan trafoların hiçbirinde boş kapasite yok. Trafoların 3'te birinden fazlası boş, bu kapasiteler depolama alanları için rezerv edildi. Güneş enerjisi yapmak isteyen yatırımlara, trafolardaki kapasite dolu olduğu gerekçesiyle maalesef imkan verilemiyor. Temiz enerji, güneş enerjisi imkanı var, yapılması gerekiyor. Dışa bağımlılığı azaltacak ama trafo nedeniyle sıkıntısını yaşıyoruz. Bir başka konu da hammadde. Birçok sektörde hammaddeyi tedarik edememe ve doğru hammadde bulamama, geç temin gibi sıkıntıların karşısında üretimimizi aksattığınıyaşadık. Türkiye'de sorun hammaddedeki temin ve çeşitliliğin az olması. İşgücünün de sürdürülebilir olması lazım. Ülkemizin en büyük ihtiyacı eğitim 5.0" açıklamalarında bulundu.
'TARIM POLİTİKALARI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ODAKLI YAPILANDIRILMALI'
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye'de sürdürülebilir tarım konusunda çeşitli adımların atıldığını söyleyerek, "Organik tarım alanlarının artırılması, iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve kırsal kalkınma projeleri bu çerçevede değerlendirilebilir. Ancak, kimyasal gübre ve pestisit kullanımının halen yüksek olması, toprak ve su gibi doğal kaynakların yanlış kullanımı ve üreticilerimizin yaşadığı ekonomik sorunlar sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada engel oluşturuyor. İklim değişikliği ile mücadeleye yönelik politikalar geliştirilmesi ve gıda tedarik zincirlerinin dayanıklı hale getirilmesi elzem bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilir tarımsal üretim ekonomik ve sosyal açıdan da önemli kazanımlar sağlar. Bu kazanımlara doğal kaynakların verimli kullanılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, karbon salınımının azaltılması ve kırsal bölgelerde yaşam kalitesinin artırılmasını örnek verebiliriz. Sürdürülebilir tarım sistemlerinin tüm dünya için ortak bir sorumluluk haline geldiği yadsınamaz bir gerçek" dedi. Kestelli, ülkemizde tarım politikalarının sürdürülebilirlik odaklı olarak yeniden yapılandırılması gerektiğini dile getirdi.
'İŞLETMELERİN YEŞİL YAKA İHTİYACI DOĞACAK'
Türk ihracatçısının sınırda karbon düzenlenmesine hazır olmadığını söyleyen EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, "İhracatçının karbon emisyonunu ölçmek ve raporlamak için ne olduğunu anlaması, nasıl olduğunu anlaması için eğitimler verilmesi lazım. Eskiden fabrikalarda mavi yaka, beyaz yaka vardı, şimdi yeşil yaka istihdam etmemiz gerekecek. Bu kolay bir iş değil ve bu işi yapanların devamlı kayıt altına alması lazım. Bunun için işletmelerin yeşil yaka ihtiyacı doğacak" dedi. Farkındalığın eksikliğinin eğitimlerle giderilmesi gerektiğini söyleyen Eskinazi, "Farkındalığı artırmamız lazım. İhracatçılara karbon vergilerinin nasıl etkileyeceğini, nelerle karşılaşacağını açıklanması gerekiyor" diye konuştu. EİB'de bulunan 12 birliğin sürdürülebilirlik konusunda Ur-Ge projesi geliştirdiğini aktaran Eskinazi, firmaların eksikliklerini tespit edip yol haritalarını çizdiklerini belirtti.
'TÜRKİYE'DE KARBON VERGİSİNİN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ GEREKİYOR'
İkinci oturum 'Karbon Emisyonlu Döneme Hazırlık' başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent'in yaptığı oturuma CarbonCost Consulting CEO-Founder Mehmet Ali Öztopçu, KMD Karbon ve Maliyet Danışmanlığı Co-Founder İlkay Yücebilgiç ve Uluslararası Ticaret Uzmanı Murat Erdoğan konuşmacı olarak katıldı. Karbon emisyonunun yeni bir maliyet sistemi olduğunu, bu maliyet sisteminden kurtulmak için ekstra maliyete girmek gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Makina, çevre ve kimya mühendisine ihtiyaç var. Hepsinin ortak gözüyle yapılmalı. Üretimde açığa çıkan karbonu sadece makine, çevre, kimya mühendisi tek başına hesaplayamaz. O nedenle grup çalışması yapmak gerekir. Ciddi bir maliyet bizi bekliyor. Emisyon ticaret sistemlerinin devreye girmesiyle sistem değişecek" dedi.
'EMİSYON TİCARET SİSTEMİ KURULMALI'
Karbon vergisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan CarbonCost Consulting CEO-Founder Mehmet Ali Öztopçu, "Avrupa Birliği (AB) 2050 yılına kadar nötr kıta olma yolunda hedef koydu. 2030'da yüzde 55 karbon ayak izini azaltma ara hedefini koydu. AB dünyada rol model olmaya başladı. Karbon vergisi Avrupa'da zaten mevcuttu, enerji birim fiyatının yüzde 10'u karbon vergisi" dedi. AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) finansmanının yurt dışından Avrupa'ya ihracat yapan şirketlerin karşılayacağını bu nedenle Türkiye'de bir an önce emisyon ticaret sisteminin kurulması, karbon vergisinin yürürlüğe girmesi gerektiğini belirten Öztopçu, şu ifadeleri kullandı: "SKDM'de kendi ülkemizde ödediğimiz vergi AB'de ödememiz gereken vergiden düşürülüyor. O yüzden karbon vergisinin Türkiye'de bir an önce uygulamaya geçmesi gerekir. AB elde ettiği gelirleri inovasyon teşvikleri, şirketlerin yapacakları yeşil yatırımlar için finansman kaynağı olarak sunuyor. Türkiye'de de bu şekilde devreye girmesi gerekir. Elde edilen karbon vergileri amacına uygun şekilde şirketler tarafından kullanılmalı."
'KAZAN-KAZAN ŞEKLİNDE BİR FORMÜL'
KMD Karbon ve Maliyet Danışmanlığı Co-Founder İlkay Yücebilgiç yeşil dönüşüme geçişin maliyetli olduğunu belirtip, "Yatırımı sokağa atmıyorsunuz kendi işinize yatırıyorsunuz makinaları yeniliyor, sistemleri kuruyorsunuz. Kazan-kazan şeklinde bir formül. Başta maliyetli gözüküyor ama getirdiği üstünlük karşınıza çıkacak" dedi. Avrupa Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırım Bankası gibi bankalarda ciddi anlamda yeşil fonlar olduğunu belirten Yücebilgiç, belli bir süre sonra alınan kredilerin yeşil kredi olacağını söyledi.
'STK'LARIN EN BÜYÜK GÖREVİ FARKINDALIK YARATMAK'
Zirvenin 'Sürdürülebilirlik ve İzmir' başlıklı üçüncü oturumunda Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Sürdürülebilirlikte Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) Rolü başlıklı bir konuşma yaptı. Zorlu, AB'nin 2050'ye kadar karbon sıfır kıta olmak hedefi ortaya koyduğunu söyleyerek, Türkiye'nin sürdürülebilirlik eylem planı ile 2053 yılına kadar karbon sıfır ülke olma yolunda ilerlediğini ifade etti. STK'ların en büyük görevinin farkındalık yaratmak olduğunun altını çizen Zorlu, gelişmeleri üyelerine aktarmaya ve farkındalık yaratmaya çalıştıklarını belirterek, "Yenilenebilir enerji tarafında rüzgar, güneş enerjileri konusunda etkinlikler gerçekleştirdik. Atık yönetimi bu yılın en flaş konularından biri. Su kaynaklarını korumak önemli bir konu, bu nedenle mart ayında sürdürülebilirlik su zirvesini gerçekleştirmek istiyoruz" dedi.
'İZMİR VE İSTANBUL 112 KENTİN İÇİNDE'
'İklim Şehir Sözleşmesi ve Misyon Şehir İzmir' başlıklı bir sunum gerçekleştiren İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, enerji, gıda ve suyun bir arada çalıştığı bir sistemin sürdürülebilirliğin temel taşını oluşturduğunu belirti. AB'nin 2050'de karbon nötr kıta hedefi olduğunu, 2030'un da önemli olduğunu belirten Velibeyoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu'nda 112 kentin 2030'da yüzde 100 hedefe ulaşabilecek bir aşamayı göstermesi, örnek olması hedefleniyor ki 2050'deki hedef başarılabilsin. İzmir ve İstanbul bu 112 kentin içinde. İddiamız bütün Avrupa'nın yeşil mutabakatla uğraştığı işin öncülerinden biri olma gibi önemli bir pozisyon."
'FARKINDALIK ARTMALI'
Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Noyan Doğan moderatörlüğünde gerçekleştirilen 'Yeşil Dönüşüm' başlıklı dördüncü bölümde ise Kordsa Sürdürülebilirlik Müdürü Birce Pirinç, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Danışma Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin ve Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa yer aldı. Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Danışma Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, BM'nin açıkladığı sürdürülebilirlikle ilgili ulaşılmak istenen 17 ana maddede ilerlemenin yüzde 25-30'larda olduğunu söyleyerek, "2030'a gelindiğinde hedefe ulaşılamayacağı aşikar. Ülkelerin, şirketlerin, bireylerin biraz daha aktivist olması lazım" dedi. Türkiye'de toplumsal farkındalığın hedeflenenden az olduğunu belirten Edin, şirketlerin varlığını devam ettirmesi için farkındalığın artması gerektiğini dile getirdi.
'YEŞİL DÖNÜŞÜM TÜRKİYE İÇİN RİSK DEĞİL FIRSAT'
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa ise "Ülkenin ekonomisini yeşil mutabakata hazırlayacak olan aynı anda birden farklı içinde eğitimi, üretimi, yatırımı olan kuruluşların iş birliği içinde yönetilmesi. Yeşil mutabakatla ilgili doğru organizasyonun ülke içinde kurulması gerekir. Bunu mevzuat ve mevcut organizasyon biçimiyle çözemeyiz, devletsiz hiç çözemeyiz. AB'de yeşil mutabakat devlet üstü bir konu. Devletimiz bu konularda liderlik yapmak zorunda. Yeşil dönüşüm Türkiye için risk değil fırsat" dedi.
Kordsa Sürdürülebilirlik Müdürü Birce Pirinç da düşük karbonlu ekonomiye geçişte malzeme teknolojilerinin önemli rol oynayacağını düşündüklerini belirtip, "Her türlü malzeme teknolojileri geliştirme, uygulama aşamasında önemli yer tutacak" diye konuştu.