1) BAKAN YUMAKLI: ARAZÖZ SAYIMIZI YÜZDE 36 ORANINDA ARTIRDIK

TARIM ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "2022 ve 2023 yıllarında 400 yeni arazözü Yeşil Vatan savunmasında kullanmaya başladık. Ardından geçtiğimiz yıl yine 80 arazözü envanterimize kattık. Böylece kara gücümüzün en etkin unsurlarından olan arazöz sayımızı yüzde 36 oranında artırmış olduk. Bugün envantere gireceklerle beraber arazöz sayımız 1751'e toplam kara aracı sayımız ise 5 bin 264'e ulaşmış olacak" dedi.

Bakan Yumaklı, orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmak üzere alınan 65 arazöz ve 8 ilk müdahale aracının Orman Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen teslim törenine katıldı. Yumaklı, söz konusu araçların bugünden itibaren Yeşil Vatanı savunmak için mesai yapacağını belirterek, "Son yıllarda iklim değişikliğinin yıkıcı etkisi tüm dünyayı etkilediği gibi Akdeniz havzasını da etkiledi. Bizim ülkemizin de burada olması hasebiyle iklim değişikliğinden ve küresel ısınmadan nasibini fazlasıyla almış oldu. Bu etkileri azaltmak için yeni normal dediğimiz unsurlara hazırlıklı olmak adına bütün planlamalarımızı yapıyor durumdayız. Bu hazırlıkların başında yangının çıkmasını engellemek adına eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının olduğunu söylemek gerekir. Bizim için çıkan yangınları söndürmekten daha ziyade başarı olarak gördüğümüz yangınların çıkmamasını sağlamak. Dolayısıyla biz şu anda mevsimden de istifade ederek hız kesmeden bütün teşkilatımız; sahada, köylerde, ilçelerde, mezralarda, velhasıl orman yangınlarının başlama potansiyeli olan ya da risk altında olan yerlerde, tıpkı 'tarım sahada' dediğimiz gibi hassas alanlarda arkadaşlarımız bu eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına devam ediyor" diye konuştu.

'YANGINLARDA İHA KULLANAN İKİNCİ ÜLKE OLDUK'

Bakan Yumaklı, envantere katılacak araçların savunma gücünü daha da artıracağını vurgulayarak, "2022 ve 2023 yıllarında 400 yeni arazözü Yeşil Vatan savunmasında kullanmaya başladık. Ardından geçtiğimiz yıl yine 80 arazözü envanterimize kattık. Böylece kara gücümüzün en etkin unsurlarından olan arazöz sayımızı yüzde 36 oranında artırmış olduk. Bugün envantere gireceklerle beraber arazöz sayımız 1751'e toplam kara aracı sayımız ise 5 bin 264'e ulaşmış olacak. Elbette sadece kara gücüyle yetinmedik. 2002 yılında 73 tondu bizim su atma kapasitemiz; 2024 yılında 438 tona çıkardık. Bunu da rezerv güçlerle birlikte 27 uçak 105 helikopterden oluşan güçlü bir hava filosuyla gerçekleştirdik. Bu alanda yani orman yangınlarıyla mücadele alanında sadece yangın esnasında değil öncesinde ve sonrasında da insansız hava aracı (İHA) kullanan ikinci ülke olduk dünyada. Ve 14 insansız hava aracıyla çok önemli bir güce sahip olduk" dedi.

'HEDEFİMİZ, ORMAN YANGIN ORANINI SIFIRA YAKLAŞTIRMAK'

Tarihin en güçlü filosuyla, orman yangınlarıyla mücadele edildiğini belirten Bakan Yumaklı, "Bu başarıyı rakamlarla desteklememiz gerekirse bazı ülkelerin son 2 yılda orman varlığına göre yanan alanlarının oranlarına bakmak gerekir. Örneğin son iki yılda Kanada'nın orman alanının yaklaşık yüzde 3,12'si yandı. Yunanistan'ın orman alanlarının yüzde 1,37'si yandı. Portekiz'in orman alanlarının yüzde 1,32'si yandı. Türkiye'nin bu konudaki oranı ise yüzde 0,09. Bunu yeterli bulmadığımızı da belirtmek istiyorum. Söz konusu oranı daha da düşürmek, sıfıra yaklaştırmak en büyük hedefimiz. Bunun için de en başta söylediğim gibi hem personel hem de makine ekipman profilimizi güçlendirmeye devam edeceğiz. Teknolojiyi bütün hatlarıyla, bütün süreçlerde kullanmaya devam edeceğiz. Yangınlarla mücadelenin bir savaştan hiçbir farkı yok. Stratejinizin olması gerekir. Yorulmak bilmeyen, acıkmak bilmeyen, size karşı her türlü üstünlüğü olan alevlerin yani düşmanınızın sizin tarafınızdan iyi tespit ve tanınması gerekir. Taktik geliştirmeniz gerekir, cephelerinizi buna göre oluşturmanız gerekir. 'Sadece hava gücümüz olsun başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok' diyemezsiniz. Bunun aksini de 'Sadece kara gücümüz olsun başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok' diyemezsiniz. Her ikisini de bulunduğunuz coğrafyanın ihtiyaçlarına göre, hava şartlarına göre ve diğer şartlara göre yönlendirmek ve planlamak durumundasınız. Her zaman için mutlaka ama mutlaka son noktayı kara gücünüzle koyarsınız. Bu bilinçle hareket etmelisiniz. Tabii bütün bunları kontrol etmek için de yine yeterli donanım ve insan gücüne sahip olmanız gerekir. Nihayetinde bu bir vatan savunması" ifadelerini kullandı.

'MAYIS AYINDA EN ÜST SEVİYE ALARM DURUMUNA GEÇECEĞİZ'

Yangınlardan sonra önemli olan hususun ise yanan ormanların yeniden yeşile kavuşması ve canlılara ev sahipliği yapması olduğunun altını çizen Bakan Yumaklı, "Bu konuda zaman zaman bazı dezenformasyonların, bazı yanıltıcı bilgilerin, hatta Türkiye ile ilgisi ve alakası olmayan görüntülerle toplumumuzun bakışını belli bir yöne yönlendirme çabalarının olduğunu görüyoruz. Herhangi bir şekilde yanan, zarar gören bütün alanların mutlaka ama mutlaka ağaçlandırması yapılıyor. Bu anayasal bir zorunluluk. Ancak bunun dışında da yıllık minimum 500 milyon fide ve fidanın, tohumun toprakla buluşmasını arkadaşlarımız gerçekleştiriyorlar. Ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında ülkemiz Avrupa'da birinci sırada, dünyada ise dördüncü sırada yer alıyor" diye konuştu.

Bakan Yumaklı, ayrıca "Yangın sezonunu başlayacağını düşündüğümüz mayıs ayının ortalarından itibaren artık en üst seviyede alarm durumuna geçeceğiz" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------

-Bakan Yumaklı'nın konuşması

-Açılıştan detaylar

Haber: Ruken KADIOĞLU-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, (DHA)

===============================================

2) NARİN GÜRAN CİNAYETİNDE, ANNE YÜKSEL GÜRAN'IN TUTUKLULUĞUNA YAPILAN İTİRAZ REDDEDİLDİ

DİYARBAKIR'da, Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen anne Yüksel Güran'ın avukatı Yılmaz Demiroğlu'nun yaptığı tahliye talebi, 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi.

Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19'uncu gününde dere yatağında çuvalda, üzeri 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın cinayetine ilişkin tutuklanan 12 kişiden 4'ü hakkında, Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede; aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında, HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre, olay anında aynı evde oldukları tespit edildiği belirtilerek, 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Davanın 26 Aralık'ta başlayan ve 28 Aralık'ta sona eren 2'nci duruşmasında Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'a 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar'a ise 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Avukat Yılmaz Demiroğlu, yargılamanın yapıldığı Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede, müvekkili Yüksel Güran'ın tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti, dilekçenin değerlendirilmesi için Diyarbakır 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi. Talebi değerlendiren Diyarbakır 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Yüksel Güran'a verilen tutukluluk halinin devamına dair kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirerek, tahliye talebini reddetti. Mahkeme, sanık Yüksel Güran'ın tutukluluğunun devamına oy birliğiyle hükmetti. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------

- Arşiv görüntüler

Haber-Kamera: Özcan ARGİN/DİYARBAKIR,(DHA)

===============================================

3) ADANA VALİSİ KÖŞGER; YANGIN 1 İŞ YERİNDE ÇERÇEVELENMİŞ DURUMDA

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Sarıhamzalı Mahallesi'ndeki Geri Dönüşümcüler Sitesi'ne gelerek söndürme çalışmalarını inceleyip, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Ercan Kandemir'den bilgi aldı. İncelemelerin ardından açıklama yapan Vali Köşger, "Bugün saat 14.00 civarında itfaiyeye haber düştü. 3 iş yerinde başlayan, elektrik kontağından çıktığını tahmin ettiğimiz yangın devam ediyor. Burada çok sayıda geri dönüşüm firmamız bitişik şekilde bulunuyor. Şu an bir iş yerinde yangın çerçevelenmiş durumda. Çevredeki iş yerlerine sıçramasını önleyecek şekilde arkadaşlarımız çalışıyor. İtfaiyemizin araçlarına emniyetin TOMA'ları da destek veriyor. Tüm kamu kurumlarının yangınla ilgili birimleri, araçları tüm ekipmanlarıyla seferber olmuş durumda. İnşallah çok uzun olmayan sürede söndürüleceğini tahmin ediyoruz. Can veya mal kaybı yok. Sadece maddi hasar var" diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

---------------------------

-Yangın yerinden genel detaylar

-Vali Yavuz Selim Köşger'in çalışmalar hakkında bilgi alması

Haber-Kamera: Anıl ATAR - Eser PAZARBAŞI - Gülşah ÖZGEN/ADANA,(DHA)

===============================================

4) KARŞIYAKA YANGININI ÇIKARDIKLARI ÖNE SÜRÜLEN DEFİNECİLER HAKİM KARŞISINDA

İZMİR'in Karşıyaka ilçesindeki Yamanlar Dağı'nda çıkan ve 2 bin 196 hektar alanda etkili olan orman yangınını, tarihi eser bulmak için kaçak kazı yaparken çıkardıkları iddiasıyla yargılanan 5'i tutuklu 8 sanık, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıklardan Emre Yaşartürk (44), "Sanıklardan Derya bana, Abdulhamit'e ait MİT kimliği gösterdi. Çalışmaların yasal olduğunu belirtti. Ben de yasal olduğu düşüncesiyle kazıların bulunduğu yere gittim" dedi. Sanık Abdulhamit Sain (46) ise "Kendimi hiçbir şekilde MİT personeli veya kamu görevlisi olarak tanıtmadım. Bu kazının da izinle yapıldığı yönünde de bir beyanım olmadı" ifadelerini kullandı.

Yamanlar Dağı'ndan geçen TRT vericisinin alt tarafında 13 Ağustos 2024'te saat 21.30 sıralarında yangın çıktı. Yoğun çalışmalarla 15 Ağustos'ta yangın büyük ölçüde söndürüldü. Ancak aynı gün saat 21.00 sıralarında, söndürülen alanda kalan büyük odun ve kütüklerde, hızı 70-80 kilometreyi bulan rüzgarın etkisiyle alevler tekrar canlandı ve yangın geniş bir alana yayıldı. 17 ev yandı, 105 ev boşaltıldı, 44 iş yeri de tahliye edildi. Karşıyaka'da çıkan, Bayraklı ile Çiğli ilçelerine de yayılan orman yangını nedeniyle kentin birçok noktası duman altında kaldı. 5 günde kontrol altına alınan yangında 2 bin 196 hektar alan zarar gördü.

8 ŞÜPHELİ GÖZALTINA ALINDI

Yangınla ilgili Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde İl Jandarma Komutanlığı ekipleri çalışma yaptı. Yangının çıktığı TRT vericisinin alt tarafında detaylı inceleme yapan, 150 saatlik kamera görüntüsünü inceleyen ekipler, bölgede tarihi eser kaçakçılığı amaçlı kaçak kazı yaptıkları ve yangına sebebiyet verdikleri gerekçesiyle 8 şüpheliyi gözaltına aldı. Şüphelilerin adreslerindeki aramalarda tarihi eser olduğu değerlendirilen 40 obje ve imitasyon banknotlar ile polis emeklileri derneği üyelik kartı, polis gazetesi kimlik kartı, polis araç tanıtım kartı ve sahte olduğu değerlendirilen pasaportlar da ele geçirildi.

5 KİŞİ TUTUKLANDI

Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden Emre Yaşartürk, Süleyman Kaytan (41), Münir İyem (56), Derya Yüce (41) ve Abdülhamit Sain tutuklandı; T.A. (41), S.K. (51) ve M.A. (47) ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5'i tutuklu, 8 sanık hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede tutuklu sanıklar hakkında 'Kültür varlıkları bulmak amacıyla, izinsiz olarak kazı veya sondaj yapmak' ve 'Taksirle orman yangını çıkarmak', tutuksuz sanıklar hakkında ise 'Kültür varlıkları bulmak amacıyla, izinsiz olarak kazı veya sondaj yapmak' suçlarından 6 aydan 18 yıla kadar hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması bugün Karşıyaka 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. Davaya tutuksuz ve tutuklu sanıklar ile avukatları, ayrıca müşteki sıfatıyla İzmir Orman Bölge Müdürlüğü avukatı katıldı.

'ARACI ÇOCUKLARIMI GEZDİRMEK İÇİN KİRALAYACAĞIMI SÖYLEDİM'

Sanık Derya Yüce savunmasında, "Olay yerine gidip gelinen aracı kiralaması için M.A.'dan ricada bulundum. M.A.'yı, 15 senedir tanırım. M.A.'ya, çocuklarımı gezdirmek için araç kiralayacağımı söylemiştim. Diğer sanık S.K. ile gidip, kiralanan aracı aldık. S.K.'ye, aracı kullanması için çalışan kişileri kazı alanına götürüp götürmeyeceğini sordum. O da kabul etti. Bu nedenle yedek şoför olarak kendisini yazdırıp aracı kullanmasını ilettim. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

'MİT KİMLİĞİ GÖSTERDİ'

Savunma yapan sanık Emre Yaşartürk, "Sanıklardan sadece Abdulhamit Sain ve Derya ile arkadaşım. Diğer sanıklar ile herhangi bir sosyal ilişkim yoktur. Derya bana Abdulhamit'e ait MİT kimliği gösterdi. Çalışmaların yasal olduğunu belirtti. Yasal olduğu düşüncesiyle kazıların bulunduğu yere gittim. Alana gittiğimde benden önce zaten başlamış bir kazı faaliyeti bulunmaktaydı. Kazıda kullanılan bütün ekipmanlar da söz konusu yerdeydi. Yukarıya herhangi bir ekipman veya malzeme çıkarmadım" dedi.

'KENDİMİ MİT PERSONELİ OLARAK TANITMADIM'

Savunma için söz verilen tutuklu sanık Abdulhamit Sain, "Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum. Sanıklardan sadece T.A.'yı tanımıyorum. Diğer sanıkları ya bu olay nedeniyle ya da önceden tanıyorum. Sanık Derya Yüce'nin evinde yapılan aramada ele geçirilen seramik kılıç ve benzeri tüm ürünler bana aittir. Hepsini bit pazarından aldım. İmitasyon ürünlerdir. Herhangi bir şekilde kültür varlığı değildir. Kendimi hiçbir şekilde MİT personeli veya kamu görevlisi olarak tanıtmadım. Bu kazanın da izinle yapıldığı yönünde de bir beyanım olmadı" dedi.

Sanık Münir İyem ise savunmasında, "Kazı alanına gitmemi sağlayan Derya ve Abdulhamit'tir. Olay yerinde neler yaşandığını da ayrıntılı olarak o önceki savunmamda ifade ettim. Abdulhamit Sain ve Derya Yüce söz konusu kazı alanında da bizzat bulunmuşlardır" dedi.

Sanık Süleyman Kaytan ise "Bu kazıya Abdulhamit'in define işinden bahsetmesi nedeniyle dahil oldum. Herhangi bir zorlama yoktur. Söz konusu kazı alanına 4-5 defa gittiğim doğrudur. Yardım amaçlı gittim" dedi.

Tutuksuz sanıklar da tutuklu sanıklar gibi suçlamaları kabul etmeyip, beratlerini talep etti.

Sanık avukatları ise bugünkü duruşmada, bölgede kazı yapan müvekkillerinin saat 16.00 sıralarında bölgeden ayrıldığını söyleyerek, HTS kayıtlarına bakılmasını talep etti. Ayrıca sanık avukatları, yangının kazının gerçekleştiği alanda değil, o yerin çok üzerindeki bir bölgede çıktığını, kazı yapılan alandaki ağaçların yanmamasının veya kazıda kullanan araç gereçlerin de yine yangından zarar görmemesinin bunu doğruladığını ifade etti. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü avukatı da sanıklardan şikayetçi olduklarını ve cezalandırılmasını istediklerini söyledi.

SAVCI, TUTUKLU YARGILANMALARINI İSTEDİ

Duruşma savcısı tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasının ardından adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını istedi. Ayrıca tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Hakim ise ara karar için duruşmaya ara verdi. Ardından ara kararını açıklayan hakim, tutuksuz sanıkların adli kontrollerinin sürmesini, tutuklu sanıkların da tutukluluklarının devamına hükmetti.

Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı'na yazı yazılarak, kazı yapılan alanın SİT alanı olup olmadığının sorulmasını, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden de yangına ilişkin raporların onaylı örneklerinin mahkemeye gönderilmesine karar verdi. Sanıkların, HTS kayıtlarının yangın sırasında nerede olduklarının belirlenmesi için bilirkişiye gönderilmesini hükmeden hakim, davayı erteledi. (DHA)

Görüntü Dökümü

--------------------------

-ARŞİV

Haber: Kadir ÖZEN / İZMİR, (DHA)

===============================================

5) MEZUNİYET TÖRENİNDE ŞAMPANYALI KUTLAMAYA SORUŞTURMA; 10 EĞİTİMCİ GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI

İZMİR Bornova Yahya Kemal Beyatlı Ortaokulu'nda, geçen yılki mezuniyet töreninde şampanya patlatıldığı anlara dair sosyal medyada paylaşılan görüntüler üzerine başlatılan soruşturmada 6'sı öğretmen ve 4'ü okul idarecisi 10 eğitimci, görevden uzaklaştırıldı.

Bornova Yahya Kemal Beyatlı Ortaokulu'nda geçen yıl 6 Haziran'da düzenlenen mezuniyet töreninde şampanya patlatıldı. Mezuniyet töreni sonrası öğretmenlerin okul bahçesindeki ve içerideki kutlaması, cep telefonuyla kaydedildi. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler, eleştirilere neden oldu. Tepkiler üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü olayla ilgili idari soruşturma başlattı. Bu kapsamda, okulda görevli 6 öğretmen ve 4 idareci olmak üzere toplam 10 eğitimci görevden uzaklaştırıldı.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden, konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, "İlimiz Bornova ilçesi Yahya Kemal Beyatlı Ortaokulu'nda 6 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen ve basına yansıyan görüntülere ilişkin olarak, okul idaresi ve görüntüde geçen öğretmenlere görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanmıştır" denildi. (DHA)

Görüntü Dökümü

----------------------

-Mezuniyet töreni eğlencesinden cep telefonuyla görüntü

Haber: Kadir ÖZEN / İZMİR, (DHA)

===============================================

6) SU DOLU ÇUKURDA ÖLEN KUZENLER SON YOLCULUKLARINA UĞURLANDI

Manisa'nın Alaşehir ilçesindeki bir mermer ocağında içi su dolu 2 metre derinliğindeki çukura düşen Yusuf Eyüp Kaya (12) ile onu kurtarmaya çalışırken boğulan kuzeni Kadir Kaya'nın (15) cenazeleri, İzmir Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemlerinin ardından yakınları tarafından teslim alınarak Caberburhan Mahallesi'ndeki evlerinin önüne getirildi, helallik alındı. Caberburhan Ortaokulu 7'nci Sınıf Öğrencisi Yusuf Eyüp Kaya ile Alaşehir Şehit Evren Kara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9'uncu Sınıf Öğrencisi Kadir Kaya için Caberburhan Mahallesi Meydanı'nda ikindide cenaze namazı kılındı. Cenazeye Manisa Vali Yardımcısı Mustafa Yıldız, Alaşehir Kaymakamı Alper Faruk Güngör, Alaşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erol Kacar, Alaşehir İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Yalçın Gürenci, Alaşehir İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Latif Akgün, kuzenlerin aileleri, yakınları ve sevenleri katıldı.

TORUNLARININ TABUTU BAŞINDAN AYRILMADI

Hanifi Kaya, cenazede torunlarının tabutu başına koyduğu taburede oturup, bir an olsun ayrılmadı. Alaşehir Müftüsü Mehmet Ali Dilek'in kıldırdığı namazın ardından kuzenlerin cenazeleri, Caberburhan Mahallesi Mezarlığı'na götürülüp yan yana toprağa verildi.

İŞLETME SAHİBİ TUTUKLANDI

Bu arada, olaya ilişkin soruşturma kapsamında işletme sahibi Mustafa Halit Çakır (69) ile işletme sorumlusu Sadık Ü. (62) jandarma tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından Alaşehir Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen iki şüpheli, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden Çakır tutuklandı, Sadık Ü. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

-------BİLGİ İÇİN-------

Nurettin DOĞAN/ALAŞEHİR (Manisa), (DHA)

===============================================

7) ESKİ EŞİNİN ÜZERİNE BENZİN DÖKÜP ATEŞE VERDİĞİ PINAR, TOPRAĞA VERİLDİ

ANTALYA'da eski eşi motosiklet tamircisi Gürhan Üzer'in (42) üzerine benzin döküp ateşe verdikten 20 gün sonra hastanede yaşamını yitiren Pınar Zorlu'nun (36) cenazesi, gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Cenazede anne Emine Zorlu, "Annem sana nasıl kıydılar, seni göremiyorum. Kuzum benim" diyerek gözyaşı döktü.

Olay, geçen yıl 31 Aralık'ta saat 08.30 sıralarında Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi İsmet Gökşen Caddesi'nde meydana geldi. Motosiklet tamircisi Gürhan Üzer, 11 Aralık'ta boşandığı Pınar Zorlu'yu takip ederek çalıştığı iş yerine geldi. Motosikletini iş yerinin yakınına bırakan Üzer ile Zorlu arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi ile Üzer, yanında getirdiği benzin dolu kovayı Zorlu'nun üzerine döktü. Üzer, kaçmaya çalışan Zorlu'yu yakalayıp, elindeki çakmağı ateşledi. Şüpheli kaçarken, vücudu alevler içinde kalan kadına, çevredekiler yangın söndürme tüpü ile müdahale etti. İhbar üzerine gelen ekipler, ilk müdahalenin ardından 1 çocuk annesi Pınar Zorlu'yu yanık merkezi olan Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırdı. Zorlu, buradan da Antalya Şehir Hastanesi'ne sevk edildi.

ESKİ EŞİNİN YANINA GİDERKEN İSTASYONDAN 1 KOVA BENZİN ALDI

Pınar Zorlu'ya ait ayakkabı, yanan montu ve benzinin konulduğu kova delil olarak toplanırken, polis şüpheliyi 1 saat içerisinde yakaladı. Gözaltına alınan Gürhan Üzer, Cinayet Büro Amirliği ekiplerine teslim edildi. Gürhan Üzer ifadesinde, "Eski eşim boşandıktan sonra tavırları değişti. Bana çocuğumu göstermiyordu. Bundan dolayı da bugün sabah çalıştığı iş yerinin oraya gittim. Gitmeden önce de akaryakıt istasyonundan benzin aldım. Normalde aklımda böyle bir şey yoktu ama sabah aklıma geldi. Bir süre konuşmaya çalıştım ama tartışınca olayı gerçekleştirdim" dedi. Üzer, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı nöbetçi hakimlik tarafından tutuklandı.

ANNE AYAKTA DURMAKTA GÜÇLÜK ÇEKTİ

Antalya Şehir Hastanesi'nde 20 gündür tedavisi süren Pınar Zorlu, dün öğle saatlerinde yaşamını yitirdi. Zorlu'nun cenazesi, Antalya Adli Tıp Kurumu morgundaki işlemlerin ardından yakınları tarafından alınarak, defnedilmek üzere Kurşunlu Mezarlığı'na götürüldü. Kızının cenazesi geldiği sırada Emine Zorlu, tabuta sarılıp öptü. Başörtüsü koyulan tabuta sarılan Emine Zorlu, "Annem sana nasıl kıydılar, seni göremiyorum. Kuzum benim" diye feryat etti. Emine Zorlu'nun ayakta durmakta güçlük çektiği görüldü. Cenaze namazının ardından Pınar Zorlu'nun cenazesi mezarlığa götürüldüğü sırada ağabey Serhat Zorlu, en öne geçerek tabutu sırtladı. Pınar Zorlu, gözyaşları eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı.

Pınar Zorlu'nun, eski eşi Gürhan Üzer hakkında daha önce 3-4 kez uzaklaştırma kararı aldırdığı kaydedildi. (DHA)

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Tabutun getirilmesi

-Anne ve yakınlarının tabuta kapanıp ağlaması

-Cenaze namazından görüntü

-Baba ve amcanın görüntüsü

-Tabutun cenaze aracına taşınması

-Yakınlarının görüntüsü

-Cenaze aracının mezarlığa gidişi

Haber: Adem AKALAN-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

===============================================