1) ERDOĞAN: SON DÖNEMDEKİ ÇALIŞMALARIN TEK BİR AMACI VAR; BÖLÜCÜ TERÖR PARANTEZİNİN KAPATILMASI

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı var; terör örgütünün kendisini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgede artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi. Ezcümle yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin düzenlediği 8'inci Olağan İl Kongresi'ne katılmak üzere Diyarbakır'a geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanında Vali Murat Zorluoğlu ile partililer tarafından karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin yapılacağı Seyrantepe Spor Salonu'na ilerlerken zaman zaman bulunduğu otobüsten yol kenarında kendisini bekleyenlerle selamlaştı. Kongreye ayrıca İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Mehmet Sait Yaz, Suna Kepolu Ataman ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala da katıldı.

'TÜRKİYE'SİZ BİR DİYARBAKIR ÖKSÜZ KALIR'

Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hayatın her alanında etle tırnak gibi birbirine geçmiş insanları ayırmanın, zulmün en büyüğü olduğunu belirterek, "Diyarbakır'ın huzuru, Türkiye'nin huzurudur. Diyarbakır'ın refahı, Türkiye'nin refahıdır, Diyarbakır'ın kaderi, Türkiye'nin kaderidir. Bizim kardeşliğimiz İslam kardeşliğidir, kader kardeşliğidir. Bu bölgede halk müziği en zengin olan yer, Diyarbakır'dır. Sizi gizli değil, hep aleni sevdik. Açıktan sevdik. Sadece sevmekle kalmadık. Yatırımlardan, hak ve özgürlüklere kadar eşi benzersiz hizmetlere eserlere kavuşturduk. Böyle aşkla hizmet ederken birileri ideolojilerine göre; milletimizi, kültürümüzden uzaklaştırmaya çalışıyorlardır. Türlü oyunlar çeviriyorlardır. Diyarbakır'la yürekten kopup gelen kardeşlik türkülerini söylemeye devam edeceğiz. Milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü, Ahmet Arif'in ifadesiyle, 'Bu yılanlara, bu çıyanlara yedirmeyeceğiz.' Yarım asırdır bu millete nice acılar yaşatan, evlatlarından ayıran, bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyunu Allah'ın izniyle bozma aşamasındayız. Bölgemizde yaşanan her hadise, oynanan yıkıcı oyunun gerçek yüzünü biraz daha açığa çıkarmaktadır. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanların, sinsi niyetleri ortaya dökülmektedir. Bizim birbirimizden başka kimimiz var? İyi günümüzde sevincimizi, kötü günümüzde üzüntümüzü paylaşacağımız, beraber gülüp, ağlayacağımız kimimiz var? Hayatın her alanında etle tırnak gibi birbirine geçmiş insanları ayırmak zulmün en büyüğü değil mi? Birliğini, kardeşliğini kaybedenlerin acılarını görüyoruz. Devletine sahip çıkıp güçlendirmeyenlerin, hayallerini ve hedeflerini aynı vizyon etrafında bütünleştirmeyenlerin, velhasıl ülkesinin ve insanının üzerine titremeyenlerin akıbetinin nasıl berbat olduğunu sizler de takip ediyorsunuz. Bizi birbirimizden ayırmak isteyenlerin gayesi ne size ne bize iyilik etmek değil. Kendi köhne düzenlerini sürdürebilecekleri bir ortam oluşturmaktır. İşte bunun için yaşadığımız toprakları kim bozmaya, kim zehirlemeye kalkarsa, karşısına hep beraber dikileceğiz. Nasıl bir asır önce sırt sırta verip ülkemizi kurtarmış, cumhuriyetimizi kurmuşsak, şimdi de omuz omuza verecek 'Türkiye Yüzyılı'nı beraber inşa edeceğiz. Tek parti faşizminden darbelere nasıl birlikte göğüs germişsek, demokrasi ve kalkınma tırmanışını da birlikte yapacağız. Tıpkı 81 vilayetimiz gibi Diyarbakır'sız bir Türkiye yetim kalır. Türkiye'siz bir Diyarbakır öksüz kalır" dedi.

'ÖRGÜTÜN BÖLGESEL HEVESLERİ KURSAKLARINDA KALDI'

Son dönemde gerçekleşen çalışmaların amacının terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık dur deme vaktidir. Artık yeni şeyler söyleme vaktidir. Türkiye'nin uzunca bir geçmişe sahip terörle mücadele serencamı, doğrusuyla ve yanlışıyla tarihimizin bir parçası olarak kayıtlardaki yerini almıştır. 40 yılı aşan bu uzun mücadele sonunda güvenlik güçlerimizden, kamu görevlilerimize ve masum vatandaşlarımıza kadar binlerce şehit verdik, şehitlerimizin aziz hatıraları ilelebet kalbimizin en mutena köşesinde yaşayacaktır. Terör örgütü tarafından gasbedilerek, kandırılarak dağa çıkarılan bölge insanımızın on binlerce evladı hayatını kaybetti. Bölücü örgütü zorla dağa kaçırdığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz. Milyonlarca insanımız ata yurdundan ayırılıp, başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Yüz milyarca dolar kaynağı terörün önünü kesmek için harcadık. En kıymetli varlığımız olan beşeri sermayemizi hakkıyla kullanamadık. Yine bu dönemde vesayet karşısında sivil siyaseti güçlendiremedik. Demokrasimiz terör aracılığıyla yönlendirilmiş, yıpratılmış, hak ettiği seviyeye gelmesi engellenmiştir. Rahmetli Özal'dan beri terör meselesini bitirmek için farklı yöntemler konuşulmuş, kimi teşebbüslerde bulunulmuştur. Biz de hükümetlerimiz döneminde terörle sadece güvenlik araçlarıyla mücadele etmedik. Terörü bitirmek için çok ciddi inisiyatifler aldık. Sadece elimiz değil, tüm gövdemizi taşın altına koymaktan çekinmedik. Ancak karşımızdaki yapı bu ülkenin ve bu milletin değil, bölgesel ve küresel yapının sesine kulak verdiği için bu çabalar sonuç vermedi. Ne yapmamız gerekiyorsa fazlasıyla yaptık. Maalesef bu iyi niyetli çabalarımızın cevabını kimi ilçelerimizdeki mahallere kazılan çukurlarla, oradaki insanımıza sıkılan kurşunlarla aldık. Elbette o hainlerin hepsini de açtıkları çukurlara gömdük. Ama tarihi bir fırsatın heba edilmesine de engel olamadık. Terörle mücadeledeki tavizsiz çalışmalarımızla, terör örgütü sınırlarımız içinde eyleme yapamaz hale geldi. Diğer ülkelerdeki terör unsurlarını önemli ölçüde sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizde terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı. Suriye'de 8 Aralık'ta yaşanan devrimle birlikte örgütün bölgesel hevesleri kursaklarında kaldı. Sırtını kime yaslarsa yaslasın artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti devletinin karşısında herhangi bir şansının olmadığını görüyor. Tabii meseleye kalıcı çözüm bulma arayışımızdan da vazgeçmedik. İç siyasetimizde ve bölgemizde yaşanan kritik bazı değişikler sonrasında terör belasını bitirmek için ülkemizin önüne yeni ve önemli bir fırsat penceresi daha açılmıştır. Bunu heba ve heder edilmesini doğru bulmuyoruz. Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı var; terör örgütünün kendisini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgede artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi. Ezcümle yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir. Bu büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkartılmasıdır. Bu Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur. Son 22 yılda gerçekleşen pek çok reformla, sessiz devrimlerle ülkemizin asırlık sorunları birer birer ortadan kaldırılmıştır. 22 sene önce konuşulamayan, hayal dahi edilemeyen nice hakkı ülkemize kazandırdık. 85 milyon vatandaşımızın her biri hak ve özgürlük reformlarından istifade etmiştir. Birtakım eksiklikler varsa, bu hepimizin ortak meselesidir ve çözümü için hep birlikte çalışacağız" diye konuştu.

'EL ELE VERECEK VE TERÖR PERDESİNİ YIRTIP ATACAĞIZ'

Coğrafyayı bir bütün olarak kardeşlik coğrafyası haline getirileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son dönemdeki ekonomik sıkıntıları yılın ikinci yarısından itibaren geride bırakmaya başlayarak, inşallah bu konjonktürel meseleyi de sorun olmaktan çıkaracağız. Hülasaten ülkemizin kuzeyi ve güneyi adeta cayır cayır yanarken, bu ateşi ülkemize sıçratma niyetinde olanların planlarını bozmakta kararlıyız. Millet olarak bunu hep birlikte başaracağız. Bu kutlu yürüyüşe katılmak isteyen herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. Burada bugün, şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum; bu ülkede belli bir dönem hepimiz baskı gördük, zulüm gördük, ayrımcılık gördük. Bizi Kürt-Türk diye, Alevi-Sünni diye ayırmadılar, 'Bizden, sizden' diye ayırdılar. Ayrımcılığa karşı bu ülkede, hep birlikte mücadele verdik. Bunu hep birlikte başardık. Çünkü bin yıldır bu topraklarda bizim ayrımız, gayrımız olmadı. Sıkıştıkları için gidip, Gazze'de soykırım yapan, bebek katleden, insanlığı, İslam'ı boğmak isteyen Siyonistlere adeta yalvarıyorlar. Selahaddin Eyyubi'nin evlatlarını hiç kimse Siyonistlerin kapısında kul köle yapamaz. Bunların maskesi, Suriye'de bir kez daha düştü. Bunların derdi; Kürtler, Araplar, Türkler değil, bunların derdi başka. Onun için bunlara hep birlikte karsı çıkacağız. El ele verecek, terör perdesini yırtıp atacağız. Terör örgütü aradan çıkınca tarih boyunca olduğu gibi tekrar muhabbetle, samimiyetle, kardeşlikle kucaklaşacağız. Bu coğrafyayı bir bütün olarak kardeşlik coğrafyası haline getireceğiz. Bu memleket bizim, bu vatan bizim, bu bayrak bizim, bu devlet bizim. Günden 5 defa yükselen Ezan-ı Muhammedi'ler bizim. Geçmişimiz ortak, geleceği de beraber inşa edeceğiz. Milletin eşit fertleri olarak ülkemizi mamur edeceğiz. 'Türkiye Yüzyılı' ülkümüzü hep birlikte gerçekleştireceğiz. Artık eski Türkiye yok, boyun eğmek rıza göstermek yok, dayatmalara 'Eyvallah' demek yok. Eski Türkiye, eskide kaldı. Şimdi milletin tüm fertleriyle bir olan, beraber olan, sadece ülke içinde değil, ülke dışında da zulme itiraz eden bir Türkiye var. Suriye'de mazlumun yanında dururken, bu CHP bize 'Ne işiniz var Suriye'de' dedi. Türkiye'ye sığınmış Suriyeli mazlumları zorla göndermekle tehdit etmediler mi? Sonuçta ne oldu? Sadece Suriyeli Araplar mı Türkmenler mi kazandı? Suriyeli Kürtler de kazandı. Suriyeli Kürt kardeşimin varlığı inkar ediliyordu. Kimliği yoktu, tapusu, hakkı yoktu. Şimdi inşallah hepsi teslim edilecek. Kimliğinden, pasaportuna kadar hepsi teslim edilecek. Bu zaferi unutmayın, hepimizin zaferidir. Bu Suriye halkıyla birlikte milletimizin de zaferidir. Bu zafer, kardeşliğin zaferidir. Bu zaferin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Bu zaferin terörle kirletilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu zaferin emperyalist güçler ve içimizdeki uzantıları tarafından lekelenmesine rıza göstermeyeceğiz. Irak'ta ve Suriye'de terör bittiğinde bu coğrafyanın yüzü, bir başka gülecek. Diyarbakır'dan, terör örgütleriyle de terör örgütlerinin uzantısı yapılarla arasına mesafe koyarak bu sürece destek olmasını bekliyorum. Kongremiz inşallah bu yolda atılmış bir adım olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun" dedi.

'AŞKLA, ŞEVKLE DİYARBAKIR'A HİZMET EDECEĞİZ'

Diyarbakır'a yapılan yatırımlarla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyarbakır'la birlikte tüm Türkiye'nin hizmetindeyiz. Sadece son 22 yılda Diyarbakır'a 766 milyar lira tutarında yatırım yaptık. 100 yataklı Diyarbakır Şehir Hastanemizi 2027 içerisinde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Ayrıca Yenişehir ilçemize ikinci bir 1400 yataklı Şehir Hastanesi yapacağımızın müjdesini buradan veriyorum. 6 millet bahçesinden 5'ini tamamladık. Hani Millet Bahçemizin ise yapımında sona geliyoruz. Diyarbakır'ın 232 kilometre uzunluğundaki bütün demir yolu ağını yeniledik. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'nin iltisak hattı yaparak demir yolu ağına başladık. Diyarbakır'ı saate 200 kilometre hızla Elazığ'a bağlayacak, Elazığ-Diyarbakır Hızlı Demir yolu Projesi'nin etüt çalışmaları devam ediyor. İnşallah bundan sonra da aşkla, şevkle Diyarbakır'a hizmet edeceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Diyarbakır Havalimanı'na geçerek, kentten ayrıldı.(DHA)

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber: Selim KAYA-Gıyasettin TETİK-Seyfettin EKEN-Özcan ARGİN/DİYARBAKIR, (DHA)

=======================================

2) BURSA'DA KÖMÜR OCAĞINDA GÖÇÜK: 1 İŞÇİ TOPRAK ALTINDA

BURSA'nın Orhaneli ilçesindeki kömür madeni ocağında göçük meydana geldi, Murat Ö. (43) adlı işçinin toprak altında kaldığı belirtildi.

Orhaneli ilçesi Gümüşpınar Mahallesi'ndeki kömür ocağında, saat 17.30 sıralarında göçük meydana geldi. Toprak altında kalan Murat Ö. adlı işçinin çıkarılması için başlatılan çalışmalar devam ederken, olay yerine sağlık, AFAD ve jandarma ekipleri yönlendirildi. Orhaneli Kaymakamı Muhammed Furkan Tuna, olayı doğrulayıp, "Bir kişi toprak altında kaldı. Ben de olay yerine gidiyorum" dedi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Olay erinden görüntüler

Haber: Osman SAK/ORHANELİ,(Bursa),(DHA)

=======================================

3) BAKAN GÖKTAŞ: KENDİNİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDEN DAHA BÜYÜK GÖREN ADAMLAR VAR

BOLU'da konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Belediye Başkanı CHP'li Tanju Özcan'ın, Suriyeli sığınmacılarla ilgili kararlarına yönelik, "Kendini, Türkiye Cumhuriyeti'nden daha büyük gören, 'Kanun, kural tanımam' diyen adamlar var. Bunlardan biri de Bolu'da. Çıkmış yayına, yaptığı hukuksuzlukları kasıla kasıla gurur duyarak anlatıyor" dedi.

AK Parti'nin 8'inci Olağan Kongresi, Bolu'da 17 Temmuz Spor Salonu'nda yapıldı. Kongreye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, ilçe belediye başkanları ile parti teşkilatlarının üyeleri ve partililer katıldı. Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, yaptığı konuşmada, kadınların her alanda daha aktif rol almalarına katkı verip, çocukları da risk ve tehlikelerden her daim koruduklarını söyleyerek, "Engelsiz Türkiye vizyonumuzla engelli ailelerimizin her daim yanında olduk. Kıymetli büyüklerimizin sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hayat sürmelerine vesile olduk. Şehit yakınlarımız, gazilerimiz ve gazi yakınlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için gece gündüz demeden çalıştık. Devletimizin merhametli elini tüm vatandaşlarımıza ulaştırdık. Kimseyi geride bırakmama anlayışıyla gece gündüz demeden tüm Türkiye'ye hizmet ettik" dedi.

'BİRİLERİ POPÜLİZM YAPARKEN, SİZ DERTLERİNE DERMAN OLDUNUZ'

Bakan Göktaş, Bolu Belediye Başkanı CHP'li Tanju Özcan'ın katıldığı programda, kentteki Suriyeli sığınmacılarla ilgili kararlarına yönelik, şunları söyledi:

"Kendini, Türkiye Cumhuriyeti'nden daha büyük gören adamlar var. 'Kanun, kural tanımam' diyen adamlar var. Bunlardan biri de Bolu'da. Çıkmış yayına, yaptığı hukuksuzlukları kasıla kasıla gurur duyarak anlatıyor. Soruyorum, Sednaya Hapishanesi'nde işkenceleri hiç gördü mü? Acaba ne hissetti? Türkiye Cumhuriyeti'nin, milletimizin kucak açtığı kardeşlerimize yapılan bu zulme kim son verecek? Bolu'nun güzel insanları son verecek. Kim son verecek? AK Parti teşkilatları son verecek. Hep birlikte son vereceğiz. Bütün dünya Suriyeli kardeşlerimize sırtını dönerken Cumhurbaşkanımızın gayretli liderliğiyle biz onlara ensar olduk. Birileri popülizm yaparken, masum kardeşlerimizin yüzünden siyaset yaparken; biz, siz, dertlerine derman oldunuz. Hamdolsun bugün Suriye özgürlüğüne kavuştu. Türkiye'ye sığınan kardeşlerimiz Baas rejiminin devrilmesinden sonra ülkelerine dönüyor. Rabb'imizden dileğimiz, Filistinli kadınların da çocukların da en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmalarıdır. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz." (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------

-Bakan Göktaş'ın konuşması

Haber: Mutlu YUCA/BOLU, (DHA)

=======================================

4) BAKAN YERLİKAYA, İŞ YERİ SOYULAN KUYUMCU İLE TELEFONDA KONUŞTU

Karabük Valisi Mustafa Yavuz, iş yeri soyulan kuyumcu Adem Güldemir'e ziyarette bulundu. Ziyaret sırasında Güldemir, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile de telefonda görüştü. Bakan Yerlikaya, "Adem Bey senin şahsında oradaki komşuların, Safranbolu'daki bütün esnafların her birine, büyük geçmiş olsun diliyorum. Dün gerçekten çok üzüldük ama olay ilk olduğundan itibaren hem valimiz hem emniyetimiz hem genel müdürümüz olayı yakinen takip etti. Tabii isterdik ki böyle bir sıkıntı, böyle bir kepazelik, böyle bir arsızlık olmasın. Ama oldu. Olduktan hemen sonra da hem bakanlık olarak hem genel müdürlük olarak valimiz, oradaki başmüdürümüz, emniyet müdürümüz hep beraber gerçekten büyük bir hassasiyetle yardım edildi, çalışıldı. Orada vatandaşlardan da güzel bilgiler geldi. Böylelikle 13-14 saat içerisinde bu hırsızlar, arsızlar, yağmacılar yakalandı. Olayı çok yönlü olarak araştırıyoruz. Artık büyük kısmını, bunu yapanları aldık ama bundan sonra istihbaratımız, emniyetimiz bu işin peşini aydınlatıncaya kadar durmayacağız. Hiç moralinizi bozmayın. Ama bilin ki Cumhurbaşkanımızın liderliğinde İçişleri bakanlığı olarak 623 bin çalışanımız, kıymetli arkadaşlarımız hep beraber azimle, kararlılıkla mücadele ediyoruz. Suçlulara pabucunu ters giydireceğiz. Hiç merak etmeyin" dedi.

O ANLARI ANLATTI

Soygun anında kuyumcuda bulunan ve son anda dışarı çıkışı kameralara yansıyan Musa Çavdar (66) ise şunları söyledi: "Yasin Beyin, komşumun yanına gelmiştim. O ara sohbete başlamadan birden kapı açıldı, silah çıktı üstünden. İkinci giren camları kırdı. 'Yatın' yere dedi. O an, bir anda yatayım mı kaçayım mı tereddüte düştüm. 'Kaçarsam en kötü şartlarda vururlar' dedim. Orada yakalanır, rehin alınırım korkusuyla dışarı kaçtım. Polisi aradım. O ara birisi dövize yönlendi; öbürü, Yasin bey parayı sayarken paraya saldırdı. Öbürü tezgahı kırdı, bileziklere saldırdı. O ara kapıdan kaçtım. Bir de hastane tarafından peşimden koştular; bir de o tarafa gelmişler."(DHA)

Görüntü Dökümü

-----------------------

-İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın esnafla telefonla görüşmesi

-Musa Çavdar ile röportaj

-Kuyumcuda olay anında bulunanların olaydan bahsettiği an ve kuyumcudan detaylar

HABER-KAMERA: Murat ÖZELCİ/KARABÜK(DHA)

=======================================

5) OTOMOBİLİYLE OTELİN HAVUZUNA DÜŞEN İŞ İNSANI: EN KORKTUĞUM ŞEY, AZ DAHA BAŞIMA GELİYORDU

İZMİR'de yaşayan Devrim Demir (54), iş görüşmesi için gittiği Bodrum'da otomobiliyle bir otelin havuzuna düştü. Otomobilinin kapısını açıp yüzerek kurtulduğu anlar, güvenlik kamerasına yansıyan Demir, "En korktuğum şeyin boğularak ölmek olduğunu söylerdim, az daha başıma geliyordu" dedi.

Olay, geçen yıl 27 Aralık'ta saat 18.00 sıralarında, Muğla'nın Bodrum ilçesinde meydana geldi. İzmir'de yaşayan evli ve 3 çocuk babası, mobilya işinde çalışan Devrim Demir, iş görüşmesi için yola çıktı. İddiaya göre; Demir, 35 BYN 240 otomobiliyle seyir halindeyken yolun çıktığı bir otelin havuzuna düştü. Demir, kendi imkanlarıyla otomobilin kapısını açıp, yüzerek kurtuldu. O anlar, güvenlik kamerasına yansıdı.

Kullanılamaz hale gelen otomobil, çekiciyle sudan çıkarıldı. Demir ise olayın ardından polise ve belediyeye şikayetçi oldu, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Belediye şikayet üzerine Demir'e, "Bahse konu adreste bulunan otel havuzuna bağlanan yol herhangi bir olumsuzluk olmaması adına trafiğe kapatılmıştır. Otel yetkileriyle görüşülüp havuz etrafına gerekli güvenlik önlemlerini almaları konusunda uyarı yapılmıştır. Bilgilerinize sunarım" yazılı mesaj gönderdi.

'SOLA DÖNERKEN HAVUZA DÜŞTÜM'

Devrim Demir, yaşadıklarını anlatarak, "Bodrum'a bir iş için gittim. Hava çok yağışlı, etraf ise çok karanlıktı. İşimiz bittikten sonra marinaya gitmek istedim. Sağ tarafta denizi gördüm. Marinaya yaklaştığımı düşündüm. Giderken sağda solda araçlar vardı. Ayrıca hiçbir güvenlik önlemi yoktu. Sokaktan ilerliyordum. Asfalt yol. Sokaktan ilerlerken çok ileride zayıf bir ışık gördüm. Kapalı bir yol olduğunu düşündüğüm için sola dönüp, çıkmak istedim. Sola dönerken havuza düştüm. Hiçbir uyarı, levha yoktu. Çok korktum, panik oldum. Ne yapacağımı bilemedim. Öleceğimi düşündüm. Yolun sonuna geldiğimi sandım. İçeriye su sızmaya başlamıştı. İlk önce otomobilin kapısını açmaya çalıştım ama başaramadım. Daha sonra aklıma camlar geldi. Camı açınca su olduğu gibi içeriye girdi ama bu sayede kapıyı açabildim. Otomobilimde de büyük hasar var. Bu işin peşini bırakmayacağım. Ölümle ilgili bir konu olduğunda en korktuğum şeyin boğularak ölmek olduğunu söylerdim, az daha başıma geliyordu. Allah korudu. Artık havuza da denize de zor girerim" diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

---------------------------

-Güvenlik kamerası otomobilin havuza düşme anı

-Havuzdaki aracın çıkartılma anı

-İzmirli iş insanı Devrim Demir röp.

-Genel detay ve görüntüler

Haber: Kadir ÖZEN- Kamera: Gökhan KILIÇ / İZMİR, (DHA)

=======================================

6) İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI DERVİŞOĞLU, ODALARI ZİYARET ETTİ

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Kocaeli'deki programı kapsamında Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) Başkanı Necmi Bulut ile yönetimini ziyaret etti. Buradaki temaslarının ardından Dervişoğlu, Kocaeli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Kadir Durmuş ile bir araya geldi. Ziyarette, odanın yönetim kurulu üyeleri de hazır bulundu. (DHA)

Görüntü Dökümü

-------------------------

- KOTO'da Dervişoğlu'ndan görüntü

- Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut'tan görüntü

- Kocaeli Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Kadir Durmuş'tan görüntü

- Yönetim kurulu üyelerinden görüntü

HABER-KAMERA: Nazım Özgün ERBULAN- Ardacan UZUN/İZMİT(Kocaeli),(DHA)

=======================================