DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 11
1) CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: YARGI MENSUPLARINI BASKI ALTINA ALARAK HİÇBİR NETİCE ELDE EDEMEZSİNİZ
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Özel ve şürekasına şunu açıkça söylemek durumundayım. Günümüz Türkiye'sinde siz dahil hiç kimsenin hukuku ve kanunları hiçe saymak, yok saymak, göz göre göre çiğneme hakkı yoktur. Hoşunuza gitmese de hukuk işleyecek. Kusura bakmayın savcıları tehdit ederek, yargıya parmak sallayarak, mahkemelerin görevini yapmasını engelleyerek, bağırarak, çağırarak nümayiş yaparak, yargı mensuplarını baskı altına alarak hiçbir netice elde edemezsiniz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Konya 8'inci Olağan İl Kongresi ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılan 'Konya Çevre Yolu 2. Kesim Açılış Töreni'ne katılmak için özel uçakla Konya'ya geldi. Havalimanında protokol üyeleri tarafından karşılanan Erdoğan, yakındaki Tahir Büyükkörükçü Camisi'ne geçerek cuma namazını kıldı. Erdoğan daha sonra kongrenin yapılacağı Karatay Spor ve Kongre Merkezi'ne geçti. Erdoğan'a, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat, eşlik etti. Bakan Murat Kurum, yaptığı konuşmada 24 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla depremzedelere 220 bininci evi teslim edeceklerini açıkladı.
'SİZ DE SAYGI GÖSTERECEKSİNİZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmasında CHP'yi eleştirdi. Erdoğan, şunları söyledi: "Hedefimiz, 'Türkiye Yüzyılı'nın inşasıdır. Bunun için hem vizyonumuzu genişletiyor hem program ve projelerimizin çıtasını yükseltiyor hem de ülkenin kronik sorunlarını çözecek cesur adımlar atıyoruz. Allah'ın izniyle, içeride ve dışarıda elde edeceğimiz büyük başarılar sayesinde bizden sonraki nesillere güçlü bir Türkiye mirası bırakacağız. Tabii onları en büyük vizyonları, kırmızı kart göstermek, en büyük taahhütleri rakı fiyatlarını ucuzlatmak olanlara anlatabilmek mümkün değildir. Kırmızı kart oyunuyla kendi akıllarınca halkın seviyesine indiklerini sananlara, rahmetli bir yazarımızın ifadesiyle diyorum ki; 'Halkın seviyesine inilmez, halkın seviyesine çıkılır.' Aslına bakarsanız kendi içlerindeki haksızlık, arsızlık, taciz ayıplarının üzerine gitmek yerine yalan yanlış söylemlerle, lakayt çıkışlarla bize hücum edenlerin derdini gayet iyi biliyoruz. Partilerindeki rezillikleri düzeltmeye çalışmak varken, vazifesini yapan kamu görevlilerine saldırmak zaten başlı başına bir suçluluk alametidir. Bunlar eski Türkiye'de hukuk önünde sahip oldukları ayrıcalıklarını kaybetmenin öfkesini bir türlü atamadılar. Sayın Özel ve şürekasına şunu açıkça söylemek durumundayım. Günümüz Türkiye'sinde siz dahil hiç kimsenin hukuku ve kanunları hiçe saymak, yok saymak, göz göre göre çiğneme hakkı yoktur. Hoşunuza gitmese de hukuk işleyecek. Siz de buna saygı göstereceksiniz. Eğer siyasi hesaplaşma peşindeyseniz, muhatabınız da yargı mensupları değil, siyasetçilerdir. Kusura bakmayın savcıları tehdit ederek, yargıya parmak sallayarak, mahkemelerin görevini yapmasını engelleyerek, bağırarak, çağırarak nümayiş yaparak, yargı mensuplarını baskı altına alarak hiçbir netice elde edemezsiniz. Dolayısıyla sağa sola sataşmaktan, sürekli ona buna saldırmaktan vazgeçin. İşte buradayız."
'YANINDA, YÖRESİNDEKİ ŞAHISLARA BAKSIN'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bakalım kara kaplı defterleri ortaya serelim. Bakalım kimin yüzü kızaracak, kim yüzü ak olarak oradan çıkacak. Sayın Özel, başka yerlerde harami arayacağına kendisini fazla yormasın, yanında, yöresindeki şahıslara baksın. Dosyalardaki iddialara verecek cevapları olmadı. Yapılan hırsızlık ve arsızlıklar dün gibi aşikar olduğu için sürekli topu taca atıyorlar. Halbuki onlar da çok iyi biliyor ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşları, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir. Korkarız birkaç yıla kadar bunların hiçbirinin sokağa çıkacak, insanlar içine karışacak, hatta milletin yüzüne bakacak halleri kalmayacak" diye konuştu.
'ESENYURT'U, BEŞİKTAŞ'I GÖRDÜNÜZ, HALLER NE DURUMDA'
CHP'nin parti içi iktidar kavgasına düştüğünü ifade eden Erdoğan, "Parti içi iktidar kavgasına kendilerine öylesine kaptırdılar ki dünyada ne olup bittiğini görecek gözleri yok. Kongre ve adaylık hesabı yapmaktan ülkenin ve milletin halini anlamaya, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri takip etmeye fırsat bulamıyorlar. Böyle olunca da siyasi cambazlıklarla durumu kurtarmaya çalışıyorlar. İşte Esenyurt'u gördünüz, Beşiktaş'ı gördünüz. Halleri ne durumda, daha niceleri... Suriye ihtilafında nasıl bir söylem benimsedikleri, nasıl gayri milli ve gayri insani bir politika izlediklerini cümle alem biliyor. Hatırlayın Suriyeli muhacirlere her türlü hakareti ettiler. 14-28 Mayıs seçimleri sürecinde bu insanlara karşı nefret siyasetin dibini buldular. Trafik sıkışıklığından akmayan sulara kadar, yerel yönetimlerdeki tüm beceriksizliklerini, utanmadan sığınmacılara fatura ettiler. 13 yıl boyunca hükümetimiz ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine kurdukları cümlelerin binde birini devrik Şam rejimine karşı kurmadılar. Sustular; görmezden, duymazdan geldiler. Katliamları sadece seyrettiler. Gazze krizinde de yine benzer bir tutum sergilediler. İsrail'in, Gazze'ye yönelik saldırıları başladığında katliamların sorumlusu olarak İsrail'i değil, önce Filistinli direnişçileri ve Hamas'ı suçladılar. Millet bunlara tepki gösterince bu sefer, yok biz öyle demek istemedik diyerek suçlarını bastırmaya çalıştılar. Burada şunu bir defa açıkça ifade etmek isterim. Şimdi çıkmışlar; mahcubiyet duymadan başkalarına akıl veriyorlar. Kendilerini sorgulamak, acaba bizler de yanlış yaptık demek yerine rol kapmaya çalışıyorlar. Ülkeye ve millete dair herhangi bir gündemleri zaten yok. Milletin dertlerine, sıkıntılarına, beklentilerine çareler geliştirmek, ülkenin meselelerine kafa yormak yerine laf kalabalığıyla günlerini gün ediyorlar" dedi.
'BU DA CHP'Lİ VATANDAŞLARIMIZIN İMTİHANI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Çünkü bunlar çalışmayıp, taş üstüne taş koymayı sevmiyorlar. Çünkü bunlar rahatlarının bozulmasını, konforlarının, ellerinden gitmesini istemiyorlar. Üretmek, hizmet etmek millet için ter dökmek bunların işlerine gelmiyor. Peki, neden? Çalışmak emek ister, zahmet ister, birikim ister, fedakarlık ister. Çalışmak, siyasi risk almayı, yıpranmayı, göze almayı gerektirir. Sadece boş lafla, siyasetçilik oynamanın hiçbir bedeli yoktur. Ama artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor, sığmaz. Siyaset üretemediklerini milletimiz gibi kendi seçmenleri de görüyor. Bunlarda vizyon olmadığını, ufuk olmadığını, ülkeye hizmet gibi bir derdi olmadığını da insanlarımız çok iyi görüyor. CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın, partilerinin ve başındaki yöneticilerin durumlarına bakıp, iç geçirdiklerini tahmin edebiliyoruz. Ne diyelim? Bu da bir imtihan. Bu da CHP'li vatandaşlarımızın imtihanı. Allah hem onlara hem milletimize hem de bize sabır versin diyorum. Tabii burada şunu da söylemek durumundayım. Her ne kadar çok hazzetmeseler de zorlamalarımızla fil dişi kulelerinden çıkıp, yavaş yavaş halkımızın arasına karıştıklarını görüyoruz. Bunca yıllık gecikmeyle bile olsa CHP'li yöneticilerin etli ekmekle, arabaşıyla ilk kez tanışmalarına hiç kimse kayıtsız kalamaz. CHP'nin mutfaktan başlayan Anadolu kültürüyle tanışma çabasının, milletin değerleriyle de barışmasına vesile olmasını temenni ediyoruz. CHP artık millete tepeden bakan elitist siyaset dilinden kurtulmalı, milletin aklını ve irfanını hafife almaktan vazgeçmelidir. Ne verirsek gidiyor mantığını artık terk etsinler. Kolaya kaçmasın, kurnazlık yapmasınlar. Biraz çalışıp, düşünüp, kafa yorup, bizim ve milletimizin karşısına, milletin kalitesine uygun siyasi argümanlarla çıksınlar. Bunu yaparlarsa hem Türk siyaseti kazanır hem ülke kazanır hem de kendilerinin ülkeye ve millete bir faydası dokunur."
'MİLLETİMİZDEN BİRAZ DAHA SABIRLI OLMASINI İSTİYORUZ'
Erdoğan, enflasyonu düşürmeyi hedeflediklerini belirterek, "Kardeşlerim bölgemizde ve dünyada yaşanan kritik hadiseleri hepimiz takip ediyoruz. Türkiye'nin tam kalbinde yer aldığı coğrafyada, tarihi nitelikte değişimler vuku buluyor. Biz de bunları stratejik bir akıl ve vizyonla ülkemizin menfaatlerine olacak şekilde, başarıyla yönetmeye gayret ediyoruz. Hiçbir işi şansa bırakmıyoruz. Suriye'den, Gazze'ye gönül coğrafyamızın tamamında varız. Hadiselere müdahil, mazlum ve mağdurların yanındayız. Uluslararası gelişmeleri anbean takip ederken; sokağın nabzını tutmaktan, vatandaşın sesine kulak vermekten geri durmuyoruz. Dış politika kadar önemli bir diğer önceliğimiz, milletimizin canını yakan hayat pahalılığı meselesini çözmektir. Enflasyon, hayat pahalılığı dediğimiz illetin anasıdır. Bunun için evvela enflasyonu düşürmeyi, fiyatlardaki dengesiz artışların önüne geçmeyi, piyasalardaki istikrarı tekrar güçlendirmeyi hedefliyoruz. Aynı şekilde istihdamı, üretimi, ihracatı artırarak. Milletimizin iş ve aş talebini karşılayacak kalkınma programlarından da taviz vermiyoruz. Enflasyonla mücadele ederken eş zamanlı olarak kayda değer büyüme oranlarını yakalayan ender ülkelerden biriyiz. İnşallah bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyondaki düşüşün somut etkilerini görmeye başlayacağız. Tabii bu sıkıntılı dönemde en çok mağdur olanlar, sabit ve dar gelirlilerdir. Esasen işçi, memur, emekli, küçük esnaf, çiftçi gibi kesimlerin gelirlerinde tarihin en büyük artışlarını gerçekleştirdik. Ancak hayat pahalılığının yol açtığı dengesiz fiyatlama, daha doğrusu aç gözlülük, kira ve konut fiyatlarından, gıda ve eğitime kadar her alanda maalesef bu artışları zamanla eritiyor. Yılbaşında yaptığımız ücret artışlarının oranlarını belirlerken önceliği enflasyon hedefimize vermemizin sebebi işte bu gerçektir. Bundan sonra yapacağımız ücret artışları daha anlamlı, daha etkili, daha tesirli ve kalıcı hale gelecektir. Milletimizden bize güvenmesini, biraz daha sabırlı olmasını istiyoruz. İnşallah çoğu gitti azı kaldı" dedi.
'ÇÖZÜMÜN ADRESİ YİNE BİZİZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hak, özgürlük, kalkınma sorunlarını nasıl 22 yılda çözdüysek, küresel krizlerin ve konjonktürün eseri mevcut sıkıntıların çözüm adresi de yine biziz. Türkiye, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın riyasetinde her türlü meselenin üstesinden gelecek kudrete Allah'ın izniyle sahiptir. Aşamayacağımız engel yoktur. Çözemeyeceğimiz sorun yoktur. Altından kalkamayacağımız yük yoktur. Bakın 22 yılda bu ülkenin hiçbir ferdinin kendini mağdur, mazlum, ihmal edilmiş, ötelenmiş hissetmediği, herkesin birinci sınıf vatandaş sıfatı kazandığı iklimi beraber oluşturduk. Şimdi de eksikleri tamamlayarak, yanlışları düzelterek, beklentileri karşılayarak, 'Türkiye Yüzyılı'na giden aydınlık yolu yine milletimizle birlikte çözeceğiz" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması
Haber: Hasan DÖNMEZ- Salih BÜYÜKSAMANCI/KONYA,(DHA)
=================================
2) MİLLİ BASKETBOLCU KARAMAN'IN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN SÜRÜCÜ: BİR KAZA YAŞANDI, BU KADAR ETKİLEŞİME ÜZÜLÜYORUM
MUĞLA'nın Datça ilçesinde yolun karşısına geçmeye çalışan eski milli basketbolcu İlkan Karaman'a (34) otomobili ile çarparak ölümüne neden olan ve tahliyesinin ardından yeniden tutuklanan Emre Ali Önder'in (30), savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı. Önder, "Bir kaza yaşandı, bu kadar etkileşim olmasına üzülüyorum" dedi.
İzmir'de yaşayan, Basketbol Süper Ligi'nde yıllarca birçok takımda forma giyen, aynı zamanda bir dönem A Milli Takım'da oynayan İlkan Karaman, Muğla'nın Datça ilçesinde ev kiraladı. Karaman, eşyalarını Datça'ya taşıdı. Buradaki bir akaryakıt istasyonunun önünden geçen yıl 8 Eylül'de saat 02.30 sıralarında yolun karşısına geçmek isteyen Karaman'a, inşaat mühendisi Emre Ali Önder'in kullandığı 48 AIJ 713 plakalı otomobil çarptı. Kazada yaralanan Karaman, kaldırıldığı Marmaris Devlet Hastanesi'nde kurtarılamadı. Kazanın ardından kaçan Önder, 2 saat sonra Datça Devlet Hastanesi'nin önünde yakalandı. Muayenesinde 1,19 promil alkollü olduğu belirlenip, gözaltına alınan Önder, tutuklandı.
'KAZA ANINDA ALKOLLÜYDÜM'
Önder, savcılıktaki ifadesinde evinde yüksek alkol oranına sahip 2 bira içtiğini belirtip, "Annemin uyku ilacını almak amacıyla trafiğe çıktım. Araçla Reşadiye Mahallesi'ndeki kavşağa geldiğimde ışıklardan geçeceğim için frene bastım. Frene basmamla birlikte araç kaymaya başladı. Bu nedenle refüje çarptım ve direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride doğru geçtim. Bu sırada olay yerinde yaya olarak bulunan tanımadığım, ismini sonradan öğrendiğim bir kişinin hayatını kaybettiğini öğrendim. Kazadan sonra olay yerine vatandaşlar gelip, bizimle ilgilendi. Yaralandığım için Datça Devlet Hastanesi'ne gittim. Amacım, olay yerinden kaçmak değildi. Hastanedeyken polis ekipleri geldi ve beni yakaladılar. Kaza anında alkollüydüm. Yaşananlar için üzgünüm" dedi.
SÜRÜCÜ ASLİ KUSURLU BULUNDU
Datça Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olaya ilişkin soruşturmanın ardından Emre Ali Önder hakkında 'Bilinçli taksirle ölüme neden olmak' suçundan 2 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede; İstanbul Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda Önder'in dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile asli derecede kusurlu olduğu, Karaman'ın ise kusurunun bulunmadığı anlatıldı.
DİKKAT VE ÖZEN YÜKÜMLÜLÜKLERİNE UYMAMIŞ
Emre Ali Önder'in olay anından yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra alınan raporunda 1,19 promil alkollü olduğunun tespiti göz önüne alındığında, olay anında alkol oranının daha yüksek olduğunun anlaşıldığı, ifadesinde de trafiğe çıkmadan önce yüksek alkol oranına sahip bira tükettiğini belirttiği, meydana gelen sonucu öngörmesinin gerektiği, bu bağlamda şüphelinin bilinçli taksirle hareket ettiğinin kabul edilmesinin gerektiği ifade edildi. İddianamede tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin üzerine atılı 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçunu 1,19'dan daha yüksek promil alkollü olarak trafiğe çıkıp, dikkat ve özen yükümlülüklerine uymayarak kazaya sebebiyet verip, sonucunda İlkan Karaman'ın ölümüne neden olduğu yer aldı.
YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI
Emre Ali Önder, 10 Ocak'ta Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Önder'in hazır bulunduğu duruşmaya İlkan Karaman'ın yakınları ve avukatları katıldı. Önder, savunmasında yaşananlar için üzgün olduğunu anlattı. Mahkeme heyeti, Emre Ali Önder'in cezaevinde yattığı süreyi göz önünde bulundurarak, haftada iki gün polis merkezine imza atma koşulu ve yurt dışına çıkış yasağı uygulayarak tahliyesine karar verdi. Bunun üzerine Datça Cumhuriyet Başsavcılığı, karara itiraz etti. İtirazı değerlendiren Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Önder için yakalama kararı çıkartıldı. Muğla Adliyesi'ne gelen Önder teslim oldu. Önder, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Önder, önceki savunmasının tekrar ettiğini belirterk, "Çok üzgünüm. Psikolojik olarak kötü durumdayım. Bunları hak ettiğimi düşünmüyorum. Bir kaza yaşandı, bu kadar etkileşim olmasına üzülüyorum" dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-(ARŞİV)
Haber-Kamera:Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)
===============================================
3) 44 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ SİTENİN MÜTEAHHİDİ: SUÇUM VARSA EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRIN
KAHRAMANMARAŞ'ta, depremde yıkılması sonucu 44 kişinin hayatını kaybettiği Said Bey Sitesi'nin tutuklu müteahhidi Hasan Çam (54), mahkemede sitenin zeminin bozuk olması nedeniyle yıkıldığını ve bu durumu depremden sonra öğrendiklerini belirterek, "Suçum varsa en ağır bir şekilde beni cezalandırın" dedi.
Kentte, 2 bloklu sitenin 6 Şubat 2023'te meydana gelen ilk depremde yıkılması sonucu 44 kişinin ölümüyle ilgili 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1'i tutuklu 6 sanığın 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22'şer yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın 6'ncı duruşması görüldü. Duruşmaya; tutuksuz sanıklar şantiye şefleri Murat Kaş (40), Halil İbrahim Us (35), yapı denetim şirketi sahibi Halil Yıldız (56), taraf avukatları ile ölenlerin yakınları katıldı. Hasan Çam duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden, tutuksuz yapı denetim şirketi kontrol elemanı Melike Yiğit (34) ile statik proje ve uygulama denetim görevlisi Yavuz Kaygısız (56) ise yaşadığı şehirlerdeki adliyelerden SEGBİS ile mahkeme salonuna bağlandı.
Tanık dinlenmesiyle başlayan duruşmada ölenlerin yakınları sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti. Ölenlerin yakınlarından Ökkeş Çayırcı, müteahhidin binanın yıkılmasında zemini bahane ettiğini 3 metre yakınındaki binanın yıkılmadığını ayrıca Said Bey Sitesi'nin zemin katındaki otoparkındaki araçların dahi zarar görmediğini söyledi.
Sanıklar ise savunmalarında suçlamaları kabul etmedi. Hasan Çam, Said Bey Sitesi'nde hem malını hem de dünürlerini kaybettiğini söyledi. Alt katını market yapmak için siteyi inşa ettiğini, bir kişinin kullanmak için yaptığı binayı kötü yapmasının imkansız olduğunu ifade ederken, depremin öğle saatlerinde olması halinde çalışanlar ile kendisinin de enkaz altında kalabileceğini söyledi.
'ZEMİNDE SIVILAŞMA VARMIŞ'
2015 ile 2018 arasında 3 bina yaptırdığını ve sadece Said Bey Sitesi'nin yıkıldığını, diğer binalarda çatlak dahi olmadığını ifade eden Çam, yıkılma sebebinin ise zemin kaynaklı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Çok canım yanıyor, sizlere de çok üzülüyorum. Son gelen bilirkişi raporunda binamızın nasıl sağlam yani, ilk alınan zemin etüdüne göre binanın nasıl sağlam yapıldığını görüyoruz. Bana yazık değil mi? Ölen canları geri getiremeyiz. Ben ilkokul mezunuyum, projeyi mimara verdim, mimar da mühendislerle beraber bu binaları yaptı. Ben bu projenin neresinde olabilirim? Zemin etüdü alınmasını talep ediyorum. Doğruyu aramıyor musunuz, o yatan insanların hakkını aramıyor musunuz? Arıyorsanız doğruyu bulmanız için bir yol haritası olması gerekiyor. Bu binayı çürük yapmam mümkün değil. Depremden sonra 2020 AFAD Raporu'na bir baktık ki zeminde sıvılaşma varmış. Belediye depremden sonra çalışma yaptırdı bir firmaya ve sıvılaşma olduğunu, 5 metreden sonra su olduğunu söylüyor. Ben söylemiyorum, devlet söylüyor. Ben hak, hukuk, adalet istiyorum."
Yaklaşık 24 aydır tutuklu olduğunu belirtip cezaevi şartlarından yakınan Hasan Çam, tahliyesini talep ederek, "Tüm mal varlıklarıma haciz konuldu. Bunları kim koruyacak? Suçum var ise en ağır bir şekilde beni cezalandırın. Benim ailem var, 1100 kilometre uzakta kalıyorum. Koğuşta 26 kişi kalıyoruz. Yazık değil mi bana?" dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Şikayetin varsa Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazarsın, biz bunlara bakamayız" dedi.
Diğer sanıklar da önceki savunmalarını tekrar edip suçlamaları kabul etmedi. Duruşma sonunda mahkeme heyeti, Hasan Çam'ın tutukluluk halinin devamına, zemin etüdü yapılması talebinin de reddine karar verip davayı 2 Mayıs'a erteledi. (DHA)
ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE
HABER: Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ,(DHA)-
===============================================
4) ALKOLLÜ SÜRÜCÜNÜN SIKIŞTIRDIĞI MOTOSİKLETLİ POLİS, YARALANDI
ANTALYA'da sürücü Emre K.'nin (34) otomobiliyle sıkıştırdığı trafik polisi Rıdvan Ş. (35), motosikletten savrulup yaralandı. Emre K.'nin 1.53 promil alkollü olduğu belirlendi.
Kaza, saat 13.30 sıralarında, Muratpaşa ilçesi Yenigöl Mahallesi D-400 Kara Yolu Serik Caddesi'nde meydana geldi. Trafik polisi Rıdvan Ş., aynı istikamette seyir halinde olan 34 YC 783 plakalı otomobilin sürücüsü Emre K.'nin sıkıştırmasıyla, motosikletinin kontrolünü kaybedip yol kenarındaki tabelaya çarptı. Motosikletten düşen polis memuru Rıdvan Ş., yolun karşısındaki alt geçide doğru savruldu.
Kazayı görenlerin ihbarıyla adrese ekipler sevk edildi. Sağlık görevlileri, ilk müdahalesini olay yerinde yaptığı Rıdvan Ş.'yi ambulansla Kepez Devlet Hastanesi'ne götürdü. Otomobil sürücüsü Emre K. ise gözaltına alındı. Yapılan kontrolde, Emre K.'nin 1.53 promil alkollü olduğu belirlendi. Ehliyeti de yanında bulunmayan Emre K.'ye, 'Alkollü araç kullanmak' ve 'Ehliyetini yanında bulundurmama' suçlarından 15 bin TL ceza uygulandı. Emre K.'nin ehliyetine, 2023 yılında da alkollü araç kullanmaktan dolayı el konulduğu belirlendi. İşlemlerinin ardından Emre K., polis merkezine götürüldü. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Ekiplerden detay
-Kazaya karışan otomobil detay
-Polis motosikleti detay
-Olay yerinden detaylar
-Araçların çekiciye yüklenmesi
Haber: Adem AKALAN- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)
===============================================
5) ÇANAKKALE'DE ŞANTAJ VE TEHDİT ÇETESİNE 5 TUTUKLAMA
ÇANAKKALE'de şantaj ve tehdit yoluyla 160 milyon TL haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle 5 şüpheli tutuklandı. Olayda, örgüt üyelerinden birinin, kadın esnafa sahte müstehcen video ile şantaj yaptığı belirtildi.
İl Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde; Çanakkale Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, il genelinde ateşli silah kullanarak tehdit ve şantaj yoluyla yaklaşık 160 milyon TL haksız kazanç elde ettiği tespit edilen, 'Yağma' suçundan 10 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan R.I. tarafından yönetilen organize suç örgütüne yönelik 10 Ocak'ta 'Arıkovan' operasyonu düzenlendi. 36 ekibin katıldığı operasyonda, adreslerdeki aramalarda 3 ruhsatsız tabanca ve 56 mermi, mağdurlara ait senet ve tapular, 3 parça halinde tarihi eser olduğu değerlendirilen taş, 3 örgütsel veri bulunan ajanda, 10 cep telefonu, 66 yeşil reçeteli hap, 2 gram kubar esrar, 4 bin 140 dolu makaron, 2 koli bandrolsüz boş sigara paketi ele geçirildi. Gözaltına alınan 10 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden R.I., Ş.Ç., S.B., C.I. ve E.B. tutuklandı, 5 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Öte yandan; R.I.'ya yakın isimlerden Ş.Ç.'nin hazırladığı sahte evrakla Çanakkale Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi'nde yönetime girdiği, piyasaya borcu olan ve kooperatif üyesi kadın esnafı tespit edip, onlara kooperatif üzerinden kredi çıkmasını sağladığı iddia edildi. Daha sonra Ş.Ç.'nin kefil olduklarını ileri sürüp, kadın esnafın parasına tehdit ve şantaj yoluyla el koyduğu, ayrıca sahte müstehcen videolarla şantaj yapıldığı da belirtildi. Çete üyelerinin, mağdur kadınlardan birine borcunu eşine söylemekle tehdit ederek, cinsel saldırıda bulunup, videoya çektiği de öne sürüldü. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesinden görüntüler (ARŞİV)
Haber-Kamera: Nazif Cemhan ŞEN/ ÇANAKKALE, (DHA)
===============================================
6) DİYARBAKIR'DA ZİNCİRLEME KAZA; 2'Sİ ÇOCUK 3 YARALI
DİYARBAKIR'ın Bismil ilçesinde 1 kamyon, 1 TIR ve 2 otomobilin karıştığı zincirleme kazada 2'si çocuk 3 kişi, yaralandı.
Kaza, öğleden sonra Bismil-Diyarbakır kara yolu kırsal Köseli Mahallesi mevkisinde meydana geldi. Sürücülerinin isimleri öğrenilmeyen 31 ST 234 plakalı kamyon, kırmızı ışıktaki 33 SL 163 plakalı TIR'a arkadan çarptı. Çarpmanın etkisi ile sürüklenen TIR, daha sonra 46 ABE 288 plakalı otomobile çarptı. 34 BCJ 962 plakalı başka bir otomobil de kaza karışan araçlara çarptı. Kazada kamyon şoförü ile 2 çocuğu yaralandı. İhbarla olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ilk müdahalenin ardından Bismil Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralıların durumunun iyi olduğu öğrenilirken, bir süre trafiğe kapanan yol araçların kaldırılmasıyla yeniden açıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.(DHA)
Görüntü Dökümü
------------------
-Kazaya karışan araçlar
-Polis ekipleri
-Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Özcan ARGİN/DİYARBAKIR, (DHA)