DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 1
1) CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BU MİLLET, AK PARTİ'YE HİÇ KIRMIZI KART GÖSTERMEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kongrenin Adana'ya hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bugün Adana'nın havası aynen insanları kadar güzel. Şimdi sizlerle 2028'e çok daha farklı bir şekilde hazırlanacağız. İnşallah bir daha trafik kazasına Adana'mızı kurban etmeyeceğiz. Onun için çok çalışmaya var mıyız? Özellikle hanım kardeşlerimizden çok büyük gayret bekliyoruz. Gençlerden de bekliyoruz. İnşallah el ele omuz omuza 2028'e hazırlanacağız. Ve birileri kırmızı kart göstermeye gayret ediyor. Bunların ne yaptıkları belli değil, varsın onlar devam etsin. Ömer Bey'in de ifade ettiği gibi, kırmızı kartı kimlerin gösterdiği bellidir. Ama bunlar orta hakemliği yapmadılar. Onların eline kırmızı kart tutuştururuz, yola devam ederiz. 20 yıllık futbolculuk hayatım var, hiç kırmızı kart görmedim. Ama bunlar, bu işten anlamazlar. Nerede, ne zaman, hangi kart gösterilir, bilmezler. Bu millet, AK Parti'ye hiç kırmızı kart göstermedi" dedi.
'BÜYÜK HEDEFLERİMİZ VAR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Serinevler Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Adana İl Kongresi'ne katıldı. Burada partililere hitap eden Erdoğan, "Bulunduğumuz her makam, milletimizin bize emanetidir. Bu görev bize ülkeye ve millete hizmet etmemiz için tebliğ edilmiştir. Hırsı, kibri, senlik benlik kavgasını yanımıza yaklaştırmadık. Aşkla şehrimize, ülkemize, partimize ve davamıza hizmet ettik. Bizim büyük hedeflerimiz var. Bunun için gerekirse benliğimizi, nefsimizi ayaklar altına alacağız. Bunun için gerekirse gecemizi gündüzümüze katacağız. Bunun için gerekirse her türlü fedakarlıkta bulunacağız. Muhalefetin bizi çekmeye çalıştığı tuzaklara düşmeyeceğiz, iş üretmeye, hizmet üretmeye, gönül siyasetiyle gönüller kazanmaya bakacağız. Milletin gönlüne gireni, unutmayın kimse oradan çıkartamaz. Ama şunu da unutmayın. Milletin gönlünden düşeni de kimse kurtaramaz. Unutmayınız bizim bu millete sadece şükran borcumuz değil aynı zamanda can borcumuz da vardır. Bu borcu ödemenin tek yolu ise eksikleri tamamlayıp, güçlü yönlerimizi tahkim ederek partimizi daha da büyütmektir. Ülkemize daha çok eserler, milletimize daha çok hizmet kazandırmaktır. Büyük kongremizin ardından bu doğrultuda büyük bir seferberlik başlatarak seçimlerde en az yüzde 50 alma hedefimize odaklanacağız. Biz muhalefet gibi hiçbir vizyon ortaya koymadan, hiçbir program geliştirmeden, hiçbir projeye kafa yormadan siyaset yapamayız. Kart oyunlarıyla muhalefetçilik oynayanların içler acısı haline bakarak, 'Bu iş tamam' diyemeyiz. AK Parti'nin hiçbir mensubu sadece başkalarının zaaflarından medet umarak, armut piş ağzıma düş mantığıyla hareket edemez" dedi.
'SURİYE'Yİ BÖLME PROJELERİ ÇÖKMÜŞTÜR'
Erdoğan, Suriye'deki gelişmelere de değinerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye'de Baas rejiminin 61 yıllık zulüm düzeni ve 14'üncü yılına giren kanlı savaş nihayet sona erdi. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlükleri uğruna 1 milyon kişiyi kurban verdiler. Ama rejimin acımasız saldırılarına sabırla direnmekten bir an olsun vazgeçmediler. İnsanlığımızın ve kardeşliğimizin sınandığı bu süreçte, biz de inancımıza, kültürümüze, tarihimize yakışır bir politika izledik. Biz ne yaptık? Mazluma kucak açtık. Garibin elinden tuttuk. Yetime kol kanat gerdik. Soframıza bir tabak da muhacirler için koyduk. Hatırlayın biz mazluma, muhtaca, mağdura sahip çıkarken, 14-28 Mayıs seçimlerinde karşımızdaki aday çıktı, bir seçim vaadi olarak, 'Hepsini geldikleri yere göndereceğiz' dedi. Sağa sola etiket yapıştırarak Suriye'deki zulümden, işkenceden, katliamdan, terörden kaçıp ülkemize sığınan bu mazlumları hedef gösterdiler. Hitlervari yöntemlerle güya siyaset yaptılar. Peki sonuçta ne oldu? Milletimiz bu merhametsizliğe, bu vicdansızlığa, bu nefret siyasetine sandıkta gereken cevabı verdi. Sonra da partisi oturduğu koltuğu altından çekip aldı. Şimdi ne kapısını çalan var, ne yüzüne bakan var. Türk siyasi tarihinin tozlu raflarında kötü bir hatıra olarak unutuldu. Biz, bize yakışanı yaptık. Nefret siyaseti güdenler de kendilerine yakışanı yaptılar. Neticede kazanan merhamet oldu, dayanışma oldu, kardeşlik oldu. İşte bugün Arap, Türk, Türkmen, Çerkez Hristiyan, Dürzi, Nusayri ve diğer tüm unsurlarıyla Suriye özgürleşti. Dahası 13 yıllık hasretin ardından misafirlerimiz de yurtlarına, başları dik dönüyorlar. Biz, gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyen kardeşlerimize gereken kolaylığı gösteriyor ama kimseyi de buna zorlamıyoruz. Ülkedeki yeni yönetim, tüm dini, mezhebi ve etnik kesimleri kucaklayan mutedil bir anlayış sergiliyor. Yeni yönetimin Suriye'nin siyasi ve coğrafi birliğini sağlama yönünde gösterdiği samimi gayreti takdirle izliyoruz. Bu gelişme ile Suriye'yi 3 parçaya bölerek kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür. Türkiye olarak Suriye'nin yaşadığı acıları ve yıkımları süratle geride bırakarak yeniden bir bütün, güçlü müreffeh bir ülke haline gelmesi için kardeşlerimize her türlü desteği vereceğiz."
'SADECE SİYASET YAPTILAR'
Suriye'den sonra Gazze'den de yüreklerdeki yangına su serpen müspet haber aldıklarını vurgulayan Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Bizim de yoğun gayret ve telkinlerimizde Filistin direniş hareketi Hamas ile İsrail arasında ateşkes için mutabakata varıldı. 15 ay sonra inşallah Gazze halkı bir nebze olsun rahat nefes alacak. İsrail hükümeti 467 gündür uyguladığı soykırıma ve katliama rağmen Gazzeli kardeşlerimizin direniş iradesini kıramamıştır. 363 bin kilometrekare büyüklüğündeki bir alana hapsettikleri yaklaşık 2 milyon kardeşimizi aylarca bombaladılar. Çocukları öldürdüler. Hastaneleri yerle bir ettiler. Okulları, camileri kiliseleri enkaza çevirdiler. Doktorları, sağlık çalışanlarını, gazetecileri alçakça katlettiler. Gıda sırası bekleyen sivilleri vurdular. Bebekleri açlığa mahkum ederek ölümlerini seyrettiler. Tam 467 gün boyunca her türlü zulmü, her türlü gaddarlığı Gazze'de sergilediler. Ama Gazzeli kardeşlerimize diz çöktüremediler. Çoğu çocuk ve kadın 50 binden fazla insan şehit edildi. 110 binden fazla sivil yaralandı. 10 binden fazla Gazzelinin nerede olduğu hala bilinmiyor. Son asrın en büyük soykırımlarından biri, hem de 467 gün boyunca tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı. Tüm bunlara rağmen Filistin halkı teslim olmadı, teslim alınamadı, diz çökmedi, pes etmedi. İsrail'in özellikle de Netanyahu'nun ateşkes ihlallerinde sicilinin epey kabarık olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sefer buna izin verilmemelidir. Gazze'de tekrar eskiye dönülmemesi için herkes üzerine düşeni yapmalı. İsrail üzerinde sürekli baskı kurulmalı. Türkiye olarak nasıl 467 gün boyunca Gazzeli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız ve sahipsiz bırakmadıysak, inşallah ateşkes döneminde de Gazze'nin kanayan yaralarını sarmak için tüm imkanlarımızı harekete geçireceğiz. Savaş ve insanlık suçu işleyenlerden tek tek hesap sorulması amacıyla verdiğimiz mücadele, artarak devam edecek. Gazzeli kardeşlerimi bir kez daha muhabbetle selamlıyorum. Desteğimiz ve duamız Gazzeli kardeşlerimizle. İnşallah ateşkes döneminde de Gazze'nin kanayan yaralarını sarmak için tüm imkanlarımızı harekete geçireceğiz. Biz mazlumdan, mağdurdan, adaletten yana tavır aldık. Avrupa bize ne der, Amerika bize ne der, siyonist lobi bize ne der, bunların hiçbirine aldırmadık. Hiçbirine kulak asmadık. 'Bizim yerimiz, mazlumun yanıdır' dedik. Bütün dünya sağır ve dilsiz kesilmişken, bu kardeşiniz hakkı söyledi. Hiç kimseden çekinmeden haklının yanında yer aldı. Elbette bu uğurda ciddi bedel ödedik. Haksız yere eleştiriye muhatap olduk. Ahlaksız ve alçakça iftiralara maruz bırakıldık. Aslını çok iyi bildikleri halde ticaret konusundan silah ve yakıt meselesine kadar ellerine ne geçerse hoyratça üzerimize fırlattılar. Bunların hiçbirini unutmadık. Filistinli ve Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye için dua ettiği bir dönemde 3-5 oy uğruna yalan söyleyen müfterileri unutmadık ve unutmayacağız. Filistin davası gibi milli bir meselede, Türkiye düşmanlarının kuklası haline gelenleri unutmadık ve unutmayacağız. Açık ve net söylüyorum, bunları yapanların derdi hiçbir zaman Filistin olmadı, bunların derdi Gazzeli masumlar, mazlumlar olmadı, Suriyeli muhacirler olmadı. Sadece siyaset yaptılar. Sadece mazlumları istismar ettiler. Bu insani trajedileri oy devşirmek için pervasızca kullandılar. Şüphesiz tarih, en büyük hakemdir. Kimin haklı kimin haksız olduğunu ortaya çıkartmaktadır. Gelecekte her iki meselede de Türkiye'nin nasıl izzetli, nasıl vicdanlı, yürekli bir duruş sergilediği, Allah'ın izniyle daha iyi anlaşılacaktır."
'GİDİN KART OYUNU OYNAYIN, KIRMIZI KARTLARDAN PUZZLE YAPIN'
Erdoğan, konuşmasında ana muhalefete yönelik şöyle dedi:
"Biz gerek içeride, gerek dışarda çok boyutlu çok kapsamlı, her aşaması hesaplanmış, bir strateji yürütürken, ana muhalefetin durumunu siz de görüyorsunuz. Vizyon, proje, eser, ülkeye ve millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Hadi bunları bir tarafa bıraktık. Biraz ciddiyet, ağırbaşlılık arıyoruz, onu dahi bulamıyoruz. Siyaset mi yapıyorlar, lunaparkta oyun mu oynuyorlar, anlayabilene aşk olsun. Gençlerin, çocukların eğlencesi haline geldiler. Tabii bir de kendi içlerinde eksik olmayan kavgaları var. Kim kimi hançerliyor, kim kimin kuyusunu kazıyor belli değil. İş yapmak, hizmet üretmek yerine sürekli birbirlerine çelme takma peşindeler. Artık ayyuka çıkan yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük vakalarını burada saymıyorum bile. Çünkü orası tam anlamıyla bir gayya kuyusu. Deşildikçe, üzerine gidildikçe, kabuğu kazındıkça altından daha beter, daha utanç verici skandallar patlak veriyor. Para kuleleri, şişirilmiş konser faturaları ve ihale yolsuzlukları dışında, 'İşte bizim eserimiz' diye gösterebilecekleri hiçbir icraatları yok. Şimdi de çıkmışlar, savaş ilanından söz ediyorlar. Bir de 'Biz bilmiyoruz, sen nasıl biliyorsun?' diyorlar. Sayın Özel'e buradan soruyorum; Ya Allah aşkına sen neyi biliyorsun da bunları bileceksin? Neyi takip ediyorsun da bunları takip edeceksin? Esenyurt'u mu takip ediyorsun? Beşiktaş Belediyesi'ni mi takip ediyorsun? Oralarda olan şu son gelişmelerden hala haberin yoksa, sen artık bu görevi bırak. Herhalde birileri de gelip zaten elinden bu görevi alacaklar. Esad uçakla kaçarken, 'Bir an önce Esad'la görüşülmeli' diyecek kadar hadiselere bigane olan sen değil misin? Milletin bildiğini sen bilmiyorsan bu kimin suçu? 85 milyonun takip ettiğini, sen takip etmiyorsan bu kabahat kimin? Yargıyı, bizi, mahkemeleri suçlayacağına, CHP'yi zehirli bir sarmaşık gibi saran bu soygun düzeniyle gidip mücadele etsene. Şayet harami arıyorsan, etrafını çevreleyen haramilere baksana. Hani o meşhur şiirinde Ülkü Tamer ne diyor; 'Hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten' diyor ya, Sayın Özel'in yargıya akseden yolsuzluk davaları üzerinden savurduğu tehditler de tam olarak böyle. Hem dersini bilmiyor, hem de cehaletini bağırarak, çağırarak Türk siyasetine hiç yakışmayan ifadeler kullanarak kapatmaya çalışıyor. Her suçüstü yakalandıklarında 3-5 gün aslan kesiliyorlar fakat daha sonra süt dökmüş kediye dönüyorlar. CHP Lideri Sayın Özel'e samimi tavsiyem şudur, siz bu işleri bırakın, siz gidin kart oyunu oynayın, siz gidin poker masalarında kart dağıtın, kırmızı kartlardan puzzle yapın. Onlarla oynayın, onlarla oyalanın."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, MERSİN'DE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana'dan sonra Mersin'de AK Parti'nin 'İl Kongresi'ne katıldı. Servet Tazegül Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kongreye katılan partililere hitap eden Erdoğan, "Mersin sadece şehirlerden bir şehir değildir. Mersin bu ülkenin, bu milletin huzurunun güvencesidir. Mersin birliğimizin, dirliğimizin, birlikte yaşama kültürümüzün sembolüdür. Toroslar'da, Yörük çadırlarının üstünde tüten duman sönmedikçe, devletimiz de milletimiz de istikbale güvenle bakmaya devam edecektir. Mersin'de diğer vilayetlerimizden gelen, kendini Mersinli kimliğiyle ifade eden, şehrine aidiyet duyan insanların sarsılmaz birlikteliği, başka hiçbir kıymetle ölçülemez. Mersin de sinesine gelen hiç kimseyi Yörük diyerek küçümsememiş, Kürt diyerek ötekileştirmemiş, Arap diyerek dışlamamış, Suriyeli diyerek hakir görmemiş, şu şehirden, bu şehirden diyerek sınıflandırmamıştır. Çünkü burası medeniyetler yatağı, coğrafyamızın kadim halklarının ve inançlarının tamamının bakiyesine ev sahipliği yapan bir şehirdir. Mersin'in bu göz alıcı tablosuna kimse halel getiremez. Allah'ın izniyle bu şehir, dünyaya kardeşlik hukuku dersi veriyor, vermeye de devam edecektir. Doğu Akdeniz'in en stratejik liman şehri olarak ekonomimize can katmaya devam edecek. Bereketli topraklarıyla sadece kendi vatandaşımızı değil, tüm insanlığı beslemeye devam edecek. Velhasıl, beşeri zenginliğiyle, fiziki coğrafyasının güzelliğiyle, muhteşem potansiyeliyle Mersin, 'Türkiye Yüzyılı'nda adından daha çok söz ettirecek. Mersin'deki bu güzel iklimi bozmayı, Allah'ın izniyle kimse başaramayacak. Hiçbir siyasi çıkar, hiçbir sosyal ve kültürel farklılık, hiçbir şahsi hesap Mersin'i Akdeniz'in örnek şehri yapan bu vasfına zarar vermenin gerekçesi olamaz. AK Parti'nin 22 yılı geride bırakan iktidarları döneminde, Mersin'in nereden nereye geldiğini, akıl ve vicdan sahibi herkes kabul edecektir. Bu şehrin siyasi, etnik, mezhebi fanatizme değil; zengin potansiyelini harekete geçirecek vizyona, esere, hizmete, yatırıma ihtiyacı var. Mersin'e işte bu gözle bakıyoruz. Mersinli'ye işte bu hissiyatla sahip çıkıyoruz. Mersinli kardeşlerimizin de bizim bu hasbi yaklaşımımıza, samimi yürek açışımıza karşılık vereceğinden şüphe duymuyoruz. Bugüne kadarki seçim sonuçlarının sebeplerini Mersinli'de değil, kendimizde arıyoruz. Suç varsa bizim, yanlış varsa bizim. Ama bunu hep beraber telafi edeceğiz. Demek ki daha çok çalışmamız, daha çok gönüle girmemiz, daha çok emek vermemiz, ter dökmemiz gerekiyor. İnşallah kongremiz böyle bir dönemin, yeni bir heyecanın, yeni bir atılımın miladı olacaktır" dedi.
'AĞIR BEDELLERİNİ ÖDEDİK'
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:"Ülkemizin ilk 80 yılına asırların yorgunluğuyla, Birinci Dünya Savaşı'nın yükü altında kalan Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin sancıları damga vurmuştur. Tek parti faşizminin milletimizin inancına, tarihine, kültürüne yönelik tahrip edici baskıcı politikalarının ağır bedellerini ödedik. Bu tahribatın önü rahmetli Menderes'le birlikte başlayan bir demokrasi ve kalkınma hamlesiyle kesilmeye çalışıldı. Ama Türkiye'nin büyümesini, güçlenmesini, kendi ayakları üzerine dikilmesini istemeyen emperyalistler de boş durmadı. Ülkemizi darbeler, cuntalar, ideolojik kavgalar, ekonomik çöküşler, sosyal çalkantılarla dolu bir döneme soktular. Bu sancılı yıllar, darbelerin ardından, 'Bizim çocuklar başardı' mesajını kulaktan kulağa fısıldayanların eseridir. Eski Türkiye, artık bitti. Bu kaos fırtınası, Türkleri sadece sokaklarını temizleyecek, fabrikalarında çalışacak işçiler olarak görenlerin adımıdır. Rahmetli Özal, bu oyunu fark edip siyasi ve ekonomik reformlarla ülkemizi asli istikametine çevirmek istediyse de kirli oyunlarla başa çıkamadı. Merhum Özal'a neler yapıldığını, hangi iftiraların atıldığını hiçbir zaman unutmadık. İşte 80 yıllık bu sancılı sürecin ardından AK Parti adeta bir Anadolu ihtilali ile iktidara geldi. Tabii ki bu devrim öyle kolay gerçekleşmedi. Devrin müesses nizamı ve arkalarındaki güç odakları AK Parti'nin öncülüğündeki Anadolu ihtilaline karşı da büyük bir direnç gösterdi. Siyasi ve toplumsal provokasyonlardan, hukukun ayaklar altına alındığı Cumhurbaşkanlığı seçimi krizlerine kadar nice senaryolar devreye alındı. Yetmedi, bölücü örgütünden FETÖ'süne hatta sınırlarımıza dayanan DEAŞ'ına kadar envaiçeşit cinayet şebekesini harekete geçirdiler. Bölücü örgütün hiçbir ahlaki ve akılcı gerekçesi olmayan Çukur eylemlerini hatırlayın. FETÖ'nün önce 17-25 Aralık, ardından 15 Temmuz darbe girişimlerini hatırlayın. Ekonomimize yönelik aleni saldırıları, tehditleri, ambargoları, tuzakları hatırlayın. Muhalefetin gönüllü figüranlığını yaptığı Türkiye'ye diz çöktürme senaryolarının tekmili birden üzerimize boca edildi. Hani Mehmet Akif, Çanakkale Savaşı'nı anlatırken diyor ya 'Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk. Sadece bir hadise var ortada vahşetler denk' Evet bizim de istiklalimize ve istikbalimize yönelen saldırılar rengarenkti. Sadece sinsi niyetleri ortaktı. Hamdolsun milletimiz de kafa kafaya, kol kola, kalp kalbe verip bu alçak hesapları hep birlikte boşa çıkardık. Yine Akif'in diliyle ifade edersek, 'Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek.' Gerçekten bu millet üzerine akın akın gelen saldırılar karşısında gösterdiği asil duruşla, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla her bir ferdiyle namusunu çiğnetmemiş, Asım'ın nesli olduğunu ispatlamıştır. Tabii milletimizin bu güçlü desteği AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak mesuliyetimizi daha da artırmaktadır."
'BİZ ZALİMLER GİBİ KİMSEYİ ZORLA YERİNDEN ETMEYİZ'
Suriye'deki 61 yıllık Baas rejiminin yıkılması ve ülkede kuşatıcı yeni bir yönetimin iş başına gelmesinin Mersin'e etkisine de etkisinin olacağını anlatan Erdoğan, şöyle dedi:
"Çünkü burası halen 183 binin üzerinde geçici koruma statüsündeki Suriyeli muhaciri misafir eden, ensar ruhlu bir şehirdir. Ülkelerindeki evlerini, işlerini yeniden ayağa kaldıracak Suriyeli kardeşlerimizden bir kısmı şüphesiz vatanlarına geri dönecektir. Suriye toparlandıkça, zulmün ve yıkımın izleri silindikçe inşallah ülkemiz de birlikte tüm dünyadan muhacirler dönüş yoluna girecektir. Ama hep söylediğimiz gibi kalanlara kapımız da gönlümüz de daima açık olacaktır. Biz zalimler gibi kimseyi zorla yerinden etmeyiz, kimsenin hayatını zindana çevirmeyiz. Kendini bilmez 3-5 ırkçı fanatiğin Türkiye-Suriye dayanışmasına gölge düşürmesine göz yummayacağız. Suriye'nin siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü, sosyal barışını, imanını sağlamaya yönelik her gayrete destek vereceğiz. Görüyoruz ki Türkiye'ye özellikle büyük bir teveccüh ve güven söz konusu. Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye deyince yüzü gülüyor. Bunu geleceğimiz adına çok kıymetli bir kazanım olarak değerlendiriyoruz. Bu ülkenin topraklarını işgal eden terör örgütlerini ya silah bıraktırarak ya bertaraf ederek Suriye üzerinde yeni senaryolar uygulanmasının önüne geçmekte kararlıyız. Bilhassa ülkenin üçte birini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yoktur. Yakında bu meseleyi kökten çözerek adımları atmaya başlayacağız. Örgütün çok güvendiği güçlerin bölgedeki çıkarları ve hesapları değiştiği için gölgesine sığınarak küstahlaşacakları kimseyi bulamayacaklar. Avrupa'dan yükselen çatlak seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar önce kendi meselelerini çözsünler. Ondan sonra gelip bölgemize nizam vermeye kalksınlar. Böl-parçala-yönet politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgarı esiyor. Kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Artık bölgenin geleceğini, bu toprakların kadim halkları belirleyecektir. Doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarruf da bölgenin asıl sahiplerinin uhdesinde olacak. Allah'ın izniyle kimse bunun önüne geçemeyecek. İşte 2-3 gün önce biliyorsunuz, Suriye'nin Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı birlikte ziyaretime geldiler. Benden sonra Dışişleri Bakanımla, Savunma Bakanımla, İstihbarat Başkanımızla ayrıca toplantılar yaptılar. Çünkü şimdi hazırlığımız Suriye'nin geleceğine. Kardeşlerim, bu yeni dönem Mersin'in önünde de büyük fırsat pencereleri açacaktır. Şehrimizin şimdiden buna kendini hazırlaması gerekiyor. Aynı şekilde Gazze'de ateşkesle sağlanmaya çalışılan barış da bölgenin siyasi ve sosyal atmosferini değiştirecektir. Gazze örneği, zulmün asla galip gelemeyeceğinin çarpıcı bir ispatıdır. İsrail, Gazze'de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı zulümle dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Musevilere de zarar vermiştir. Çünkü İsrail'in yaptığı kadın, çocuk ve masumların katliamından sonra artık hiç kimse bu topluluklara İkinci Dünya Savaşı'nda maruz kaldıkları soykırımın getirdiği mahcubiyet duygusuyla bakamayacaktır. Herkesin zihninde İsrail'in fırsatını bulduğunda kendi mensuplarından başka tüm insanları katledebileceği düşüncesi yer etmiştir. Fanatik Siyonistler, bu düşünceyi destekleyecek görüşlerini dini ve ideolojik argümanlarla pervasızca dile getirmekten çekinmiyor. En çok hedef aldıkları ülkenin Türkiye, toplumun da Türk milleti olması, bizim bu zulme karşı sesimizi en çok yükselten devlet ve millet olmamızdan kaynaklanıyor. Kimseden korkmadan, çekinmeden, sözümüzü sakınmadan hakkı ve hakikati haykırdık. Bizim için dünyanın neresinde bir mazlum, bir mağdur, bir garip varsa yardımına koşmak, zulme karşı elimizle, dilimizle, kalbimizle mücadele etmek, hem dini bir vecibe hem de milli bir vazifedir. Rabb'im bizlere, ecdattan miras aldığımız bu hasleti, yeni nesillere daha güçlü bir şekilde aktarabilmeyi nasip etsin diyorum."
'BÖLÜCÜ TERÖR BELASI BERTARAF EDİLECEKTİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Mersin'i yakından ilgilendiren bir diğer gelişme, terör örgütü PKK'nın feshedilmesini, silahlarının teslim edilmesini ve militanlarının dağıtılmasını hedefleyen gayretlerdir. Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli'nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler, nihai aşamasına yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt, şayet elebaşının çağrısını dinleyip gereğini yerine getirirse, siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa, bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa, biz zaten başarıyla yürüttüğümüz operasyonlarımızla meseleyi kendi mecrasında çözeriz. Tercihimiz, ülkemizin 40 yılına, on binlerce canına, yüzlerce milyar dolar kaynağının heba olmasına yol açan bu meselenin suhuletle, samimiyetle, kalıcı ve kati bir şekilde tarihe karışmasından yanadır. Bölücü terör belası öyle veya böyle bertaraf edilecektir. Elbette kahraman şehitlerimizin her türlü hesabı üzerinedir. Herkesin takip ettiği üzere tüm çalışmalar şehitlerimizin aziz hatıralarına, şehit yakınları ve gazilerimizin hassasiyetlerine en küçük bir halel getirmeyecek şekilde yürütülmektedir. Buradan tekrar hatırlatmak isterim ki gerek ülke içinde gerek bölgemizde gerekse dünyada attığımız her adımın bir gayesi vardır. Bu da ülkemizin Türkiye Yüzyılı'na, geçmişin tüm sorunlarından arınmış, yüklerinden kurtulmuş, mevcut imkanlarını en üst düzeyde kullanan hedeflerine kararlılıkla yürüyen bir devlet olarak girmesidir. Artık yeni hayaller kurma, yeni projeleri hayata geçirme, yeni şeyler söyleme, yeni adımlar atma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Biz bölgede istikrar istiyoruz, güvenlik istiyoruz, huzur ve refah istiyoruz. Biz Türkler, Araplar, Kürtler olarak hep beraber kazanalım istiyoruz. Bizimle bu yolda yürüyecek herkese kollarımız da kapımız da yüreğimiz de açıktır. Zihinlerinin gerisinde başka hesaplar olanlar da hiç kusura bakmasınlar artık kimseye bunları yutturamazlar, kimseyi kandıramazlar, kimsenin zihnini ve kalbini bulandıramazlar." (DHA)
Görüntü Dökümü
------------------------
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması
=========================================================
2)ERBAKAN: YENİDEN REFAH, TÜRKİYE SİYASETİNİN ANAHTAR PARTİSİ HALİNE GELMİŞTİR
YENİDEN Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "623 bin üye sayısıyla Türkiye'nin üye sayısı bakımından 3'üncü büyük partisi olduk. Türkiye siyasetinin yıldızı olmuştur. Türkiye siyasetinin anahtar partisi haline gelmiştir. Bundan böyle kimse Yeniden Refah'ı hesaba katmadan ve dikkate almadan Türkiye siyasetinde herhangi bir adım atamaz dedi.
Dilovası ilçesindeki Ercan Dalkılıç Kültür Merkezi'nde Yeniden Refah Partisine katılan 600 yeni üye için tören düzenlendi. Programa Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, il ve ilçe başkanları ile partililer katıldı. Yeni üyelere rozetlerini takan Erbakan, hatıra fotoğrafı çektirerek sohbet etti.
'PARTİMİZ TÜRKİYE SİYASETİNİN YILDIZI HALİNE GELMİŞTİR'
Programda konuşan Erbakan, "Bugüne kadar girmiş olduğumuz iki seçimde elde ettiğimiz başarılı sonuçlar milletimizin 6 yıl evvel yaptığımız çağrıya kulak verdiğinin en önemli göstergeleridir. Yeniden Refah Partimiz, aralarında 10 aydan kısa süre olan iki seçim arasında oylarını yüzde 100'ün üzerinde artırarak Türkiye siyasetinin yıldızı haline gelmiştir. 14 Mayıs'ta yüzde 2,89 ve 31 Mart'ta yüzde 6,98'lik oy oranına ulaştık. 14 Mayıs'ta 1,5 milyon oy aldık. 31 Mart'ta 3 milyonun üzerinde oy aldık. Her iki seçimde de 10 ay gibi kısa süre içerisinde oylarımızı hem sayı hem de yüzde olarak yüzde 100'ün üzerinde artırdık diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN ÜYE SAYISI BAKIINDAN 3'ÜNCÜ BÜYÜK PARTİSİ OLDUK'
Partinin üye sayısının hızla büyüdüğünü söyleyen Fatih Erbakan, "623 bin üye sayısıyla Türkiye'nin üye sayısı bakımından 3'üncü büyük partisi olduk. Yargıtay'ın açıkladığı resmi rakamlara göre Yeniden Refah Partimiz 2024 yılını üye kayıt şampiyonu olarak tamamlamıştır. Türkiye'nin en hızlı büyüyen partisi olmuştur. Türkiye siyasetinin yıldızı olmuştur. Türkiye siyasetinin anahtar partisi haline gelmiştir. Bundan böyle kimse Yeniden Refah'ı hesaba katmadan ve dikkate almadan Türkiye siyasetinde herhangi bir adım atamaz. Elhamdülillah 2024'te diğer tüm partilerin toplam üye artışı 210 bin sayısındayken sadece Yeniden Refah Partimizin bir yıldaki üye artışı 257 bin olmuştur. Bu rakamları ve tabloyu gördüğümüz zaman hep birlikte diyoruz ki işte milli görüş ve Yeniden Refah biz varız ve adım adım iktidara yürüyoruz dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Fatih Erbakan'ın açıklamaları
Haber-Kamera: Erol POLAT/DİLOVSI(Kocaeli),(DHA)-
=========================================================
3) MOĞOLİSTAN CUMHURBAŞKANI ÇALDIRAN'DA
Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh Ukhnaa, beraberindeki heyet ile Çaldıran ilçesi Hanköy Mahallesi'nde İlhanlı Hükümdarı Hülagü Han'a ait Aladağ Sarayı kalıntılarını ziyaret etti. Burada Kırgız Türkleri tarafından atlılarla karşılanan Moğolistan Cumhurbaşkanı, alanda kurulan çadıra geçti. Buluntuların sergilendiği çadırda kazı çalışmalarını yürüten bilim insanlarından bilgi alan Moğolistan Cumhurbaşkanı, çevredekiler tarafından da ilgiyle takip edildi.
'ÇALIŞMAMIZ MOĞALİSTAN'DA BÜYÜK SES GETİRDİ'
Diğer yandan kazı çalışmalarında görev alan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Aladağ Sarayı kalıntılarına ilişkin bilgi verdi. 2019 yılında Moğolistan Devlet Üniversitesi ile kurdukları Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü'nde Türk ve Moğol kültürüne dair araştırma ve incelemeler yürüttüklerini belirten Prof. Dr. Doğan, "2022 yılında kaynaklarda adı geçen, zikredilen fakat nerede olduğu bilinmeyen Hülagü Han tarafından yaptırılan bir sarayın peşine düştük. Gerek literatür taramalarımız gerekse de saha ve yüzey araştırmalarımız bizi buraya getirdi. 2022'de şu an bulunduğumuz sahanın Hülagü Han tarafından 1259-1265 yılları arasında yaptırılan ve yazlık saray olduğunu ispat ettik. Sadece bununla da kalmadı. Alanda bir sarayımızı da bulduk. Bunun dışında da bozkır şehir kültürünün izlerine rastladık. Dolayısıyla çalışmamız, Moğolistan'da büyük ses getirdi. Cumhurbaşkanı Ukhnaa Khurelsukh da Türkiye ziyareti kapsamında burayı özellikle görmek istedi. Bugün de kendisini alanda ağırladık. Bir yerleşim yeri ve saray kalıntısı. Arkeolog arkadaşlarımız şunu söylüyor; bozkır geleneğinin, geleneksel inşa tekniklerinin kullanıldığı Anadolu'daki tek örnek ve Batı'daki en uç örnektir. Çalışmalarımız bundan sonra da yoğunlaşarak devam edecek. 15, 20 yıl burada çalışılması gerektiği düşüncesindeyiz. Amacımız, burayı arkeolojik olarak tamamen çalıştıktan sonra belki bir rekonstrüksiyonla canlandırıp, turizme kazandırmak" dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Moğolistan Cumhurbaşkanı ve heyetinin Kırgız Türklerinin atlıları tarafından karşılanması
-Karşılama töreninden detaylar
-Kazı ekibi tarafından bulunan kalıntıların slayt görüntüleri
-Moğolistan Cumhurbaşkanının kalıntıları incelemesi
-Kazı ekibinin kalıntılar hakkında bilgi vermesi
-Moğolistan Cumhurbaşkanının kazı alanında inceleme yapması
-İzmir Katip Çelebi üniversitesi Öğretim Üyesi Şaban Doğan ile röp
Haber: VAN (DHA) -
=========================================================
4) SOKAK KÖPEKLERİNİN SALDIRDIĞI ESLEM, HAYATINI KAYBETTİ
Olay, öğle saatlerinde, Yeni Mahalle'de Çevre Yolu yakınlarında meydana geldi. Önceki gün Ahmed-i Hani Ortaokulu'nda karnesini alan Eslem Teker, dün ilçedeki kütüphaneden kitap almak üzere evinin yakınındaki boş alana çıktığı sırada başıboş köpeklerin saldırısına uğradı. Olayı gören çevredekilerin kurtardığı Teker, ağır yaralandı. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlıkçılar tarafından ambulansla Yüksekova Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Teker, yoğun bakımda tedaviye alındı. Teker'in hayati tehlikesini bulunduğu belirtildi. (DHA)
KURTARILAMADI
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde sokak köpeklerinin saldırısında yaralanan ve Yüksekova Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Eslem Teker (12), tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Eslem'in cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere morga kaldırılırken, hastaneye gelen yakınları gözyaşlarına boğuldu.
GÖZYAŞLARI ARASINDA TOPRAĞA VERİLDİ
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde sokak köpeklerinin saldırısında yaralanan ve kaldırıldığı Yüksekova Devlet Hastanesi'nde doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybeden Eslem Teker'in (12) cenazesi, yapılan otopsi işlemlerini ardından ailesine teslim edildi. Hastane morgundan alınan Eslem'in cenazesi, Akalın Köyü'ndeki mezarlıkta gözyaşları arasında toprağa verildi. Cenazeye katılan Eslem'in ailesi ve yakınları gözyaşlarına hakim olamadı. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Olayın meydana geldiği bölge
-Eslem'in ailesinin yaşadığı bina
-Evin önü
-Köpeklerin saldırdığı yer
-Mezarlık
-Cenazesi mezarlığa getirilmesi
-Cenaze aracında cenazenin çıkartılması
-Omuzlarda taşınması
-Ateş yakıp ısınan vatandaşlar
Haber-Kamera:Yaşar KAPLAN/ YÜKSEKOVA (Hakkari), (DHA)
=========================================================
5) AKARYAKIT İSTASYONUNDA HUSUMETLİLERİNİ DARBEDEREK KAÇIRDILAR; O ANLAR KAMERADA
DİYARBAKIR'da biri pompalı tüfekli 4 şüpheli, akaryakıt istasyonunda, husumetlileri olan kişiyi darbederek kaçırdı, ayırmak isteyen bir kişiye de tüfekle ateş açtı. Olay anı güvenlik kamerasına yansırken, şüpheliler 30 dakikada yakalanıp, kaçırılan kişi kurtarıldı.
Olay, akşam saatlerinde Yenişehir ilçesindeki bir akaryakıt istasyonunda meydana geldi. İddiaya göre, biri pompalı tüfekli 4 kişi, daha önce aralarında husumet bulunan ve ismi öğrenilemeyen bir kişiyi darp ederek, kaçırmaya çalıştı. Bu sırada olayı görerek tarafları ayırmak için yanlarına gelen bir kişiye, gruptakilerden biri pompalı tüfekle ateş açtı. Silahlı kişi, daha sonra geri dönerek boş kartuşu alarak uzaklaştı. Olay anı, akaryakıt istasyonunun güvenlik kamerasına yansıdı.
30 DAKİKADA YAKALANDILAR
İhbar üzerine olay yerine sevk edilen polis ekipleri, iş yeri ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kamera görüntülerini inceledi. Yaklaşık yarım saat süren çalışmada, 4 şüphelinin kimliği belirlendi. Şüpheliler, adreslerine düzenlenen operasyonla yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin kaçırdığı kişi ise kurtarılarak ifadesinin alınması için emniyete götürüldü. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor. (DHA)
Görüntü Dökümü
-------------------------
GÜVENLİK KAMERASI
-Şüphelilerin otomobille gelmesi
-Şüphelilerin genci kaçırması
-Şüphelilerin yardıma gelen adama ateş etmesi
-Genel ve Detay görüntüler
Haber ve Kamera:Gıyasettin TETİK-Seyfettin Eken/DİYARBAKIR,(DHA)
=========================================================
6)DÜZCE'DE 3 ARAÇ KAZAYA KARIŞTI; 7 YARALI
DÜZCE'de kontrolden çıkan hafif ticari araç karşı yönden gelen motosiklete, ardından da savrularak oto çekiciye çarptı. Kazada 7 kişi yaralandı.
Kaza, saat 19.30 sıralarında Akınlar Mahallesi 2557 Bulvar üzerinde meydana geldi. Küçük Sanayi Sitesi istikametine ilerleyen Berke Aldemir yönetimindeki 67 TT 977 plakalı hafif ticari araç, sürücüsünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu karşı yönden gelen Miraç Yaser Töngel yönetimindeki 81 AEN 581 plakalı motosiklete çarptı. Savrulan araç daha yine karşı istikametten gelen Engin Baş yönetimindeki 67 SL 008 plakalı oto çekiciye çarptı.
Kazanın ardından bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Hafif ticari araçta sıkışan sürücü Berke Aldemir, itfaiye ekibi tarafından bulunduğu yerden kurtarıldı. Kazada yaralanan toplam 7 kişi, sağlık ekipleri tarafından kaldırıldıkları hastanede tedaviye alındı.Kazayla ilgili inceleme başlatıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Kaza yapan araçların görüntüsü
-Kazada sıkılan sürücünün kurtarılması
-Kazaya neden olan sürücünün ambulansa bindirilirken bağırması
-Kazaya ait drone görüntüleri
-Detaylar
Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)
=========================================================
7) KONYA'DA OTOMOBİL İLE CİP ÇARPIŞTI: 6 YARALI
KONYA'nın Seydişehir ilçesinde otomobil ile cipin çarpıştığı kazada, 1'i ağır 6 kişi yaralandı.
Kaza, akşam saatlerinde Seydişehir- Konya yolu üzerinde meydana geldi. Galip Yavuz yönetimindeki 68 EE 858 plakalı otomobil, Hurşit Şahin yönetimindeki 42 AYV 534 plakalı ciple çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle sürücüler ile araçlarda bulunan Yusuf Şahin, Saniye Şahin, Ümmühan Şahin ile Fatma Yavuz bulundukları yerde sıkışarak yaralanırken, kazayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılar itfaiye ekiplerince sıkıştıkları yerden kurtarılıp, sağlık görevlileri tarafından Seydişehir Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazada ağır yaralanan Galip Yavuz ise daha sonra Konya'ya sevk edildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
------------------------
-Olay yerinden detay
-Yaralıların çıkarılması
-Yaralıların ambulansla götürülmesi
-Genel detaylar
Haber-Kamera: Yaşar COŞKUN/SEYDİŞEHİR (Konya), (DHA)
=========================================================
8)BABA- KIZA ÇARPIP SÜRÜCÜNÜN KENDİSİ OLMADIĞINI SÖYLEDİ, EHLİYETSİZ VE ALKOLLÜ ÇIKIP TUTUKLANDI
ZONGULDAK'ın Kozlu ilçesinde Haşim (45) ve kızı Asel Emine Onur'a (6) çarpan otomobil sürücüsü Zafer K. (25), ilk başta otomobili kendisinin kullanmadığını söylese de polis ekiplerinin çalışması sonucu sürücünün kendisi olduğu belirlendi. Sürücü belgesine 1 ay önce de el konulduğu öğrenilen Zafer K.'nın 1.80 promil alkollü olduğu tespit edildi. Zafer K. mahkemece tutuklanırken, durumu ağır olan baba- kızın hastanedeki tedavisi devam ediyor.
Kaza, önceki gün akşam saatlerinde Kozlu ilçesi Fatih Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, özel halk otobüsünden inen Haşim Onur ile kızı Asel Emine Onur'a, Zafer K.'nın kullandığı 67 AS 086 plakalı otomobil çarptı. Baba- kıza çarpan otomobil daha sonra 34 GDR 981 plakalı otomobile çarparak durabildi. Bu esnada baba ve kız, iki otomobilin arasında sıkıştı. Çevredekilerin ihbarıyla bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı baba- kız sağlık ekiplerince kaldırıldıkları Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Hastanesi'nde tedaviye alındı.
SÜRÜCÜ OLDUĞUNU İNKAR ETMİŞ
Polis ekipleri kaza yerinde incelemede bulunurken Zafer K., otomobilin sürücüsü olmadığını öne sürdü. Ekipler yaptıkları kamera incelemeleri sonucunda otomobili Zafer K.'nın kullandığını tespit ederek, şüpheliyi gözaltına aldı. Zafer K.'nın sürücü belgesine 1 ay önce el konulduğu ve kaza anında 1.80 promil alkollü olduğu tespit edildi.
BABA- KIZIN DURUMU AĞIR; SÜRÜCÜ TUTUKLANDI
Baba Haşim Onur ile kızı Asel Emine Onur'un hastanenin yoğun bakım servisindeki tedavisi sürerken, gözaltındaki sürücü öğlen saatlerinde Zonguldak Adliyesi'ne getirildi. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen Zafer K., tutuklandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------------
-Zafer K.'nin adliyeye getirilmesi
-Adliyeden görüntüler (arşiv)
Haber: Ali Sencer ARSLAN/ZONGULDAK, (DHA)
=========================================================
9) OSMANİYE'DE KAÇAK ALKOL OPERASYONU, 1 TUTUKLU
OSMANİYE'de polisin bir işyerinde yaptığı aramada gümrük kaçağı ve el yapımı olmak üzere toplam 44.5 litre alkol ele geçirildi, gözaltına alınan şüpheli M.K. tutuklandı.
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, merkez Fakıuşağı mahallesinde bir şahsın el yapımı kaçak alkol üretimi ve satışı yaptığı bilgisi üzerine harekete geçti. İşyerinde yapılan aramada 39 şişe gümrük kaçağı alkol ve 5.5 litre el yapımı alkol olmak üzere 44.5 litre kaçak alkol ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheli M.K., emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
---------------------------
- İşyerinde yapılan arama
- Kaçak alkollerin kutulardan çıkartılması
- Emniyet ve Adliye binalarından detay
Haber: İbrahim EMÜL-Kamera: OSMANİYE, (DHA)
=========================================================
10)100 MİLYON TL KAMU ZARARINA NEDEN OLUP, 180 BİN TL ÖDEYEREK KENDİSİNE 'YILIN İŞ ADAMI' ÖDÜLÜ VERDİRTMİŞ; 11 GÖZALTI
İZMİR merkezli İstanbul ve Ankara'da düzenlenen operasyonda, iflas etmiş bir sigorta şirketinin hisselerini hukuka aykırı şekilde devralan ve şirketin sermayesini zimmetine geçirerek 100 milyon TL'lik kamu zararına neden olduğu ileri sürülen şirketin yönetim kurulu başkanı K.G.'nin de aralarında bulunduğu 11 şüpheli gözaltına alındı. K.G.'nin 180 bin TL ödeyerek kendisine 'yılın iş adamı' ödülü verdirttiği de ortaya çıktı.
İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yürütülen çalışmalarda, K.G. isimli şüphelinin, borçları nedeniyle batık durumda bulunan bir sigorta şirketinin çoğunluk hisselerini hukuka aykırı şekilde devraldığı belirlendi. K.G.'nin ayrıca, şirketi yönettiği 5 ay boyunca şirkette gerçekleştirdiği tasarruflar ile maddi açıdan kötü durumda olan şirketin sermayesinin bir kısmını zimmetine geçirdiği de belirlendi. Yürütülen çalışmalarda Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu denetiminden kaçınmak için denetime tabi olan meblağın altında çok sayıda havale yapılarak mal ve hizmet alımı bahanesiyle belli başlı firmalara sigorta şirketinin sermayesi aktarıldığı, şirketten hortumlanan meblağın daha sonra K.G.'nin özel hesaplarına aktarıldığı ortaya çıktı. Şirket adına düzenlenen faturaları da inceleme altına alan ekipler, K.G. ve yönetim kurulu üyesi T.E. ile ailelerinin otel konaklama, hastane masrafı, kıyafet, beach, ev tadilat bedelleri gibi şahsi harcamalarının da şirket sermayesi üzerinden gerçekleştirildiğini tespit etti.
180 BİN TL'YE KENDİSİNE 'YILIN İŞ ADAMI' ÖDÜLÜ VERDİRTMİŞ
Şirket çalışanlarının IP telefon sistemi üzerinden yaptıkları görüşmelerde söz konusu suç içeren ödemeleri yaparken "O yiyor, stresini biz çekiyoruz" dedikleri de yine teknik ve fiziki takip neticesinde belirlendi. K.G.'nin, şirket sermayesinden yaklaşık 180 bin TL ödeme yapıp, kendisine yılın iş adamı ödülü verdirttiği de yine çalışmalar neticesinde ortaya çıktı. Sigorta şirketi yöneticilerinin yaklaşık 15 milyon TL'yi doğrudan zimmetlerine geçirdikleri, kendilerine yakın şirketlere 'yol yardım', 'yedek parça' ve 'acente masrafı' gibi gerekçelerle, piyasa ortalamasından fazla ödemeler yaparak, toplamda 100 milyon TL'ye yakın kamu zararına neden olan yolsuzluk yaptıkları ortaya çıktı. İzmir merkezli İstanbul ve Ankara'da gerçekleştirilen eşzamanlı operasyonda 11 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. (DHA)
Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Operasyondan görüntü
-Şüpheli K.G.'nin 'Yılın İş Adamı' ödülünü alırken görüntüsü
Haber:İTolga TAHÇI / İZMİR, (DHA)
=========================================================
11)İSTANBUL'A İÇME SUYU OLARAK GİDEN DEREDE KİRLİLİK
DÜZCE Belediye Başkanı Faruk Özlü, İstanbul'a içme suyu olarak giden Melen Deresi'ne kanalizasyon atıklarının boşaldığı noktada incelemelerde bulunup, İSKİ planladığı yatırımları tamamlamadığını öne sürerek, "Kanalizasyon hattından gelen kanalizasyon atıkları dereye boşalıyor. Bu dereye boşalan atıklar da İstanbul'a içme ham olarak gidiyor. Düzce'nin Kaynaşlı, Cumayeri, Gümüşova, Yığılca gibi ilçelerin de kanalizasyonları Melen Deresi'ne boşalıyor" dedi.
Düzce Belediye Başkanı AK Partili Faruk Özlü, İstanbul'a içme suyu olarak giden Melen deresinin geçtiği bölgeye giderek incelemelerde bulundu. İSKİ'nin taahhütlerini yerine getirmediğini iddia eden Başkan Özlü, dereye kanalizasyon sularının boşaldığı alandaki kirliliğe tepki gösterdi. Yaşanan kirliliğin İstanbul'da yaşayan 18 milyon vatandaşı ilgilendirdiğini belirten Başkan Özlü, "Burası sadece bir örnek, merkez ve ilçelerin kanalizasyon hatları, İstanbul'a ham içme suyu sağlayan Melen Deresi'ne karışıyor, İSKİ planladığı yatırımları tamamlamadı. Konuralp bölgesindeyiz. Konuralp bölgesinde kanalizasyon atıklarının Melen Deresi'ne boşaldığını ifade etmiştim. Vidanjörden değil kanalizasyon hattından gelen kanalizasyon atıkları dereye boşalıyor. Bu dereye boşalan atıklar İstanbul'a içme ham olarak gidiyor. Burası sadece bir örnek. Bunun dışında Düzce'nin ilçelerinin Kaynaşlı, Cumayeri, Gümüşova ve Yığılca gibi ilçelerin de kanalizasyonları Melen Deresi'ne boşalıyor" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
---------------------------
-Melen görüntüsü
-Melen'e kanalizasyon karışan bölgenin görüntüsü
-Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü'nün açıklamaları
-Detaylar
Haber: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, DHA)
=========================================================
12)YARALI YABAN DOMUZU, KENDİSİNİ VURAN AVCIYA SALDIRDI; O ANLAR KAMERADA
MANİSA'nın Salihli ilçesinde tüfekle yaralanan yaban domuzu, kendisini vuran avcıya saldırdı. Saldırı anı, avcı tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Salihli'de avcılar, Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan alınan iznin ardından yaban domuzu avlamak için önceki gün saat 12.00 sıralarında araziye çıktı. Arazide avcılardan biri, gördüğü yaban domuzunu ateş ederek yaraladı. Ardından da yaralı halde kaçamaya çalışan domuzu motosikletiyle takip etti. Yaralı haldeki domuz ise kaçamayacağını anlayınca dönüp, kendisini vuran avcıya saldırdı. Avcı, domuzun saldırısından son bağırarak ve ateş ederek, yara almadan kurtuldu. Domuzun saldırı anı ise avcı tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Yaralı haldeki domuz, daha sonra avcılar tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. (DHA)
Görüntü Dökümü
------------------------------
-Yaralı yaban domuzunun saldırısından görüntü
Haber-Kamera:Emre SAÇLI / SALİHLİ, (Manisa), (DHA)
=========================================================
13) DENİZE EN YAKIN KAYAK MERKEZİNDE 'SÖMESTİR TATİLİ' YOĞUNLUĞU
TÜRKİYE'nin denize en yakın kayak merkezi olan Çambaşı'nda, sömestir tatili yoğunluğu yaşanıyor.
Ordu'nun Kabadüz ilçesindeki Çambaşı Kayak Merkezi, okulların kapanmasının ardından tatilciler ile doldu. Kayak merkezindeki pistlerde yoğunluk yaşanırken, bölgedeki otellerde doluluk oranı yüzde 100'e ulaştı. Ordu Kayak Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Turan, Çambaşı Kayak Merkezi'nin tercih edilen tesislerden birisi olduğunu belirterek, "Kış sezonunun başlangıcından itibaren yoğunluk var. Otellerin doluluk oranı bazılarının yüzde 100, bazılarının ise yüzde 90 civarında. Bu oranın altında konaklama tesisimiz şu an yok. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler ile diğer yetkililere ve kayakseverlere, camia adına teşekkür ediyorum. Bu coğrafyada, böyle bir tesisin olması çok önemli. Sömestir tatiline yönelik programlar da yapıyoruz ve belirli yaş grupları için kayak eğitimleri veriyoruz" dedi.
'KEYİF ALIYORUZ'
Kayak yapmak için Giresun'dan geldiğini söyleyen Alperi Begüm Navgasın (26), daha önce de geldiği tesisin Karadeniz'de bulunmasından dolayı mutlu olduğunu ifade etti. Çambaşı'na günübirlik geldiğini belirten Navgasın, "Burada manzara çok güzel. Görsel olarak da keyif alıyoruz. Bir sıkıntı da yaşamadık, çok şükür" dedi. 8'inci sınıf öğrencisi Beril Ece Çarkçı (14) da okul tatilini değerlendirmek için tesislere geldiğini belirterek, "Bu ilk kayak deneyimim. Eğleniyorum ve mutluyum. Buranın doğasını çok güzel buluyorum. Zaten buralı olduğum için de burayı ayrı bir seviyorum" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Fevzi Turan ile röportaj
-Alperi Begüm Navgasın ile röportaj
-Beril Ece Çarkçı ile röportaj
-Kayak merkezinden detaylar
Haber-Kamera: ORDU,(DHA)
=========================================================
14) HATAY'DA MERCEK BULUTLARINDAN GÖRSEL ŞÖLEN
HATAY'da hortumu andıran görüntüsüyle dikkat çeken mercek bulutları, izleyenlere görsel şölen sundu.
Samandağ ilçesinde öğle saatleriyle birlikte gökyüzünde hortuma benzerliğiyle dikkat çeken bir bulut kütlesi görüldü. Vatandaşların ilgisini çeken bulutun, güçlü hava akımlarının dağ ve tepe gibi bir engelle karşılaştığında oluşan mercek bulutu olduğu anlaşıldı. Mercek bulutları, izleyenlere görsel şölen sundu. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Bulut aktüel görüntü
-Bulut yakın çekim detay
Haber - Kamera: Alican GÜMÜŞ/ HATAY, (DHA)